İktidarın Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ni tartışmaya açması ve ardından gelen sarıklı amiral vakası üzerine açıklama yayımlayan 103 emekli amiralin yargılanmasına Ankara'da başlandı. "Anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşma" iddiasıyla 12 yıla kadar hapis istenen emekli amiraller, suçlamaları reddederken, uzmanı oldukları Montrö konusunda düşüncelerini açıkladıklarını ifade etti. Sanık emekli amiraller, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle iktidarın Montrö anlaşmasının önemine işaret ettiğine vurgu yaptı.
103 emekli amiral, İstanbul Sözleşmesi'nin Cumhurbaşkanı tarafından iptali tartışması sırasında TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin dahi feshedilebileceğini belirtmesi üzerine 4 Nisan 2021'de ortak açıklamaya imza atmıştı. Hükümet üyelerinin yanı sıra Yargıtay ve Danıştay'ın da "taraf" olarak tepki gösterdiği açıklamaya ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturma başlatmıştı. Gözaltına alınan 14 emekli amiral, 8 günlük gözaltı sürecinin ardından adli kontrol kararıyla serbest bırakılmıştı.
Soruşturma sonucunda savcılık, 103 emekli amiral hakkında "Anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşma" iddiasıyla 12 yıla kadar hapis istemiyle dava açmıştı. Bu süreçte iki emekli amiral, yaşamını yitirmişti.
Dava Ankara'da başladı
Davanın ilk duruşması, bugün Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Koronavirüs salgı nedeniyle mahkeme, 75 sanığın savunmasını daha önce oturdukları illerde talimatla almıştı.
Bu nedenle bugünkü duruşmaya 5 sanık ile avukatları katıldı. Cumhurbaşkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı'nın avukatları da katılma talebinde bulundu.
Duruşmayı, CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan ile Ankara Barosu Başkanı Kemal Koronel de izledi.
Derhal beraat talebi reddedildi
Davada sanık avukatlığı yapan eski İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, davada esasa geçilmeden derhal beraat kararı verilmesini istedi. Kocasakal, Cumhurbaşkanlığı ile Milli Savunma Bakanlığı 'nın da suçtan doğrudan zarar görmediğini, bu nedenle davada müşteki olamayacaklarını kaydetti. İddianameyi eleştiren Kocasakal, "Bir açıklama üzerinden darbe paranoyası, darbe ticareti yapılıyor. Başkasının işleyeceği suç için anlaşma yapılamaz. Bu iddianame savcılık tarafından hazırlanmamıştır. İddianamede mantık hataları vardır" dedi.
Ancak mahkeme, derhal beraat talebini reddetti.
Emekli amirallerin savunması
Daha sonra sanıkların savunmalarına geçildi. Emekli Tuğamiral Abdullah Akgül, suçlamaları kesinlikle kabul etmediğini belirterek, "O dönem,Montrö Anlaşması'nın yürürlükten kaldırılması tartışmaya açılmıştır. Montrö, Lozan Barış Anlaşması'nın tamamlayıcıdır. Ülkenin tapu senedidir. Kamuoyunu doğru bilgilendirme ve kanaat belirtmek amacıyla imza attım. Niyet okunarak suç uydurulmaya çalışıldı" dedi.
Can Erenoğlu: Vatan sevgisi emekli olunca bitmiyor
Balyoz davasında 3 yıl tutuklu kalan emekli Koramiral Can Erenoğlu, savunmasında ülkeye en büyük zararların ve ihanetin darbeler olduğunu belirterek, millet iradesine inanan bir insan olduğunu kaydetti. İddianamede somut bir delil olmadığını belirten Erenoğlu, açıklamaya neden imza atmasına ilişkin, "Vatan sevgisi emekli olunca bitmiyor" dedi.
Can Erenoğlu, TSK'da görev yaptığı dönemde Montrö'den sorumlu uzman personel olduğuna dikkati çekerek şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye Cumhuriyeti'nin egemenliğini tescil eden, Rusya-Ukrayna savaşında önemi daha iyi anlaşılan Montrö'nün korunması gerektiğini düşünüyorum. Milli Savunma Bakanı da 'Herhangi bir şekilde Montrö'nün aşındırılması, statükonun bozulması kimseye yarar sağlamaz. Montrö'nün korunmasında fayda görüyoruz' dedi. Bununla bizim açıklamamız arasında bir fark yoktur. Darbe çağrısı yapmadık."
Erenoğlu, yaşları 52 ile 92 arasında değişen emekli amirallerin darbe yapacak bir vasıtaları olmadığını kaydetti.
Atilla Kezek: Evimizde sadece maket gemiler var
Emekli Koramiral Atilla Kezek de WhatsApp grubunda bir araya gelerek anayasal düzeni yıkmaya çalışmanın akla mantığa aykırı olduğunu söyledi; "Hepimiz emekliyiz, hiçbirimizin askeri personeli, fırkateyni yok. Evimizde sadece maketleri var" dedi. Uzmanlık alanlarının tarım veya ekonomi değil, Montrö olduğuna işaret eden Kezek, Rusya-Ukrayna krizinden sonra devletin üst düzey yöneticilerinin Montrö'nün önemi konusunda açıklama yaptığını kaydetti. Kezek, "Davanın siyasi olduğu görülüyor" ifadesini kullandı.
Geriye kalan sanıkların savunması 25 Mart'a kadar tamamlanacak. Duruşma bu nedenle yarına ertelendi.
Avukat Hüseyin Ersöz: Dava ifade hürriyetine aykırı
DW Türkçe'ye konuşan sanık avukatı Hüseyin Ersöz, iddianamede somut delil olmadığını, suçun unsurlarının oluşmadığını belirterek, şu eleştirilerde bulundu:
"Burada ifade hürriyeti meselesi var. Bu kişiler emekli amiraller. Ama muvazzaf oldukları dönemde Montrö Anlaşması'nın uygulanması ile ilgili önemli görevler üstlenmişler. Bu sebeple bu konuyla ilgili mesleki tecrübelerini ve deneyimlerini toplumla paylaşmak istemişler. Sadece birkaç tane kelimenin, 'aksi halde' ya da 'Yüce Türk Milleti' kelimelerinin basın açıklaması içerisinden cımbızlanarak bunların bir darbe teşebbüsüne zemin hazırlamak için suç için anlaşma suçuna vücut verdiğini söylemek öncelikle ifade hürriyetinin ihlali olur."
Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte Montrö'nün öneminin açığa çıktığını ifade eden Ersöz, şöyle konuştu:
"Burada emekli amirallerin Montrö'nün önemine işaret eden açıklamalarının ne kadar öngörülü, geleceği gören, buna göre bu konuda açıklama hazırlayan bir bakış açısına sahip olduklarını gösteriyor. Siyasilerin ise bu öngörünün çok daha gerisinde hareket ettiklerini ve gündelik tartışmaların içerisinde iç siyasete yönelik birtakım beyanlarda bulunduklarını gösteriyor. Ama bugün yaşadığımız, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali, oradaki savaş durumu, aslında emekli amirallerin yaptıkları basın açıklaması özelinde de Montrö Anlaşması'nın ne kadar öngörülü olduğunu ve önemini bir kez daha bize gösteriyor."
Alican Uludağ
© Deutsche Welle Türkçe