Prof. Dr. Levent Doğanay, Türkiye'de karaciğer kanserlerinin çok fazla artış gösterdiğine dikkat çekerek, "Artmasının en önemli sebeplerinden biri; değişen yaşam tarzımız. Değişen hayat şartlarıyla beraber çok kötü beslenme tarzına adapte oluyoruz ve az hareket etmemiz karaciğer yağlanmasına, karaciğer yağlanmasına bağlı karaciğer kanserlerinin artışına sebep oluyor" dedi.
"Halsizlik, karaciğer kanseri habercisi'
Obezitenin de karaciğer yağlanması problemi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Doğanay, şunları söyledi:
"Karaciğer kanseri; gözlerde sararma, halsizlik, yorgunluk onun dışında sağ kadran ağrısı, sağ yan ağrısı şeklinde bulgularla gelebiliyor. Karında şişlik, karında su birikmiş, sıvı birikmesi şikayetleri olabiliyor.
Maalesef bunlar olmaya başladığı zaman aslında önemli derecede karaciğer hasarı oluşmuş oluyor.
Önceki yıllarda Türkiye'deki karaciğer kanserlerinin sebebi yüzde 50'lerin üzerinde hepatit B iken; son dönemde yağlı karaciğer hastalığının karaciğer kanserine sebep olma oranı yüzde 15, yüzde 20'lere doğru yükselmekte ve yükseliş trendi olacak.
Çocuk hastalardaki kötü beslenme ve hareketsizliğe bağlı olarak karaciğer yağlanması oranlarının çok yükseldiğini, çocukluk yaşta karaciğer sirozlarının görünmeye başladığını, çocuk gastroentoloji uzmanları arkadaşlarımızın verilerinden gördük. Bu maalesef ülkemizde artacak bir sorun olmaya devam edecek gözüküyor."
Erişkin nüfusta ise karaciğer yağlanması yüzde 40 - 50
Prof. Dr. Doğanay, erişkin nüfusta ise karaciğer yağlanmasının yüzde 40 ila yüzde 50 arasında görülmeye başlandığını söyleyerek, "Bunlar, çok ciddi rakamlar. Bunların içerisinde bir grup insanda ileride karaciğer kanseri gelişme riski olacak. Hayat tarzımızı değiştirmemiz gerekiyor" dedi. Doğanay şöyle devam etti:
"Şu an ne yapıyoruz? Kapıdan kapıya arabamızla gidiyoruz. Hiç dışarı çıkmıyoruz. Çocuklarımız dışarıda oynamıyorlar; evin içerisinde, bir televizyonun karşısında, abur cuburla besleniyorlar. Böyle bir hayat tarzına doğru evriliyoruz. Bu pek çok organı ve kalp damar sistemini etkilediği gibi, bu tarz yaşam şekli bizim karaciğerimizi de etkiliyor.
Dünya Sağlık Örgütü'nün kanserojen ürünler listesine baktığımız zaman işlenmiş et, paketli olarak satın aldığımız et ürünlerinin kanserojen olduğunu görebiliriz. Daha doğal, daha taze, daha yeşil sebze, meyve ağırlıklı beslenmemiz gerekiyor ve kaloriyi düşürmemiz gerekiyor. Kahvenin de özellikle Türk kahvesinin karaciğer yağlanmasından koruyucu, karaciğer kanserinden koruyucu etkileri olduğunu az önce tartıştık. Şimdi birkaç bardak, birkaç fincan Türk kahvesi içmek karaciğerimize iyi gelecek şeylerden biri. Şekersiz olmak şartıyla." (DHA)