İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı'nda görevli Prof. Dr. Alper Şener, İngiltere'de Covid-19'un Omicron varyantının alt türevi olan Eris'e ilişkin konuştu. Prof. Dr. Şener, Omicron varyantının alt türevi olan Eris'in, Türkiye'deki hasta sayısında artış yaratmayacağını belirterek, Türkiye'de hibrit aşılamanın yapıldığı ya da doğal bağışıklık oranının daha yüksek olması nedeniyle varyant havuzunun az oluştuğu söyledi.
'Bu varyantlar ne son ne de ilk'
Koronavirüs hastalığının bir varyantlar havuzu olduğunu söyleyen Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi de olan Prof. Dr. Alper Şener, "Bu varyantlar ne son ne de ilk. Sürekli bu tip varyantlar çıkıyor ve izleniyor. Varyantlar ortaya çıktıkça, görüldüğü ülkede hastaneye yatış ve hastaneye başvuru oranlarında artışa neden olup, olmadığı önem taşıyor. En son adı geçen "EG.5.1" varyantı ise İngiltere'de hastaneye başvuruda ve yatış oranlarında bir artışa sebep oldu. Aslında bu varyant; mayıs ve haziran aylarında ilk olarak Asya'da görülmeye başlandı. İngiltere'de ise hasta sayılarında ciddi bir tırmanış ve beraberinde hastaneye yatış oranlarında bir artış görülmeye başlandı. Birkaç hafta önce ise Amerika Birleşik Devletleri'nde de bazı eyaletlerde hastaneye yatış ve başvuru oranlarında bir artışa sebep olan varyantların başında geldiği biliniyor" dedi.
'Sarsıcı etki yapan varyantlar beklenenin çok altında'
Türkiye'nin transit geçiş ülkesi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Şener, "Hem Asya hem İngiltere hem de diğer ülkelerden çok fazla insan nüfusu özellikle yaz aylarında Türkiye'ye geliyor. Bu nedenle söz konusu varyant ülkemize giriş yapabilir. Hem teorikte hem de pratikte bunu daha önceki yıllarda yaşadık. Bu duruma engel olmak pek mümkün değil. Ama sahada, en azından kendi çalıştığım birimlerde koronavirüs vakalarında ve hastaneye, yoğun bakıma yatış oranında bir artış görmedik, tespit etmedik. Tespit edilmiş olsa Sağlık Bakanlığı bununla ilgili zaten ek bir inceleme, düzenleme ve planlama yapar. Daha önceki varyant havuzlarının arttığı dönemde, İngiltere'de görüldükten sonra bu varyant tipleri genelde Avrupa Birliği ülkelerinde ve hemen ardından da Türkiye'de görülmeye başlanmıştı. Eğer Türkiye'de de görülecek olursa eylül, ekim gibi vaka sayılarında ve hastane yatış oranlarında artış görebiliriz. Bu bir olasılık ama yüksek bir olasılık değil. Çünkü daha önce görülen, dünyanın genelinde sarsıcı etki yapan varyantlar Türkiye'de beklenenin çok çok altında hastalık oranlarına sahip oldu" diye konuştu.
'Farkına varmadan hibrit aşılama stratejisi güttük'
Dünyanın genelinde sarsıcı etki yapan varyantların Türkiye'de beklenenin altında hastalık oranlarına neden olmasının nedenlerini de açıklayan Prof. Dr. Şener, "Türkiye'de farkına varmadan hibrit aşılama stratejisi güttük. Hem Türkiye'deki yerli, milli aşının yapılmış olması hem de inaktif aşıların kombine uygulanmış olması; bir nevi hibrit aşılamaya sebep oldu. Hibrit aşılamanın, teorik ve pratik anlamda literatüre baktığımızda alt grup varyantlara karşı daha iyi bir bağışıklık oluşturduğuna yönelik veri var. Türkiye gibi ülkelerde hibrit aşılamanın yapıldığı ya da doğal bağışıklama oranının daha yüksek olduğu ülkelerde bu varyant havuzunun daha az oluştuğu, öldürücü komplikasyonun daha az ve hastaneye yatışın daha az görüldüğüne yönelik makaleler var. Bu durum Türkiye için bir avantaj olabilir. Türkiye için olağanüstü bir durum olduğunu düşünmüyorum. Zikredilen Omicron alt grup varyantı nedeniyle Türkiye için bir vaka, yoğun bakım ve hastaneye yatış sayısında artış olacağını düşünmüyorum" dedi. (DHA)