Otizm tedavisinde yunusla terapi bilimsel değil

TBMM'ye görüşlerini sunan Türk Psikologlar Derneği, yunus parklarının özel gereksinimli çocuğu olan ailelerin maddi ve manevi olarak sömürülmesine zemin hazırlayabileceği uyarısında bulundu.

Türk Psikologlar Derneği (TPD), yunus parklarının özel gereksinimli çocuğu olan ailelerin maddi ve manevi olarak sömürülmesine zemin hazırlayabileceği uyarısında bulunarak "Yunus destekli terapilerle birlikte otizmin tedavisinin gerçekleştiğine ilişkin bilimsel bir veri bulunmamaktadır" dedi. Daha önce de birçok bilimsel kuruluş, bu yöntemin son derece tehlikeli olduğunu bildirmişti. 

TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu’nda alınan tavsiye kararlarını destekleyen bir açıklama da psikologlardan geldi. TPD, Hayvan Hakları Kanunu yasa teklifi ile ilgili görüşmelerde TBMM’ye sunulmak üzere Yunuslara Özgürlük Platformu’na gönderdiği uzman görüşünde, yunus parklarındaki insan ve hayvan sömürüsüne dikkat çekti.

TBMM’deki ilgili komisyonlara ve milletvekillerine iletilmek üzere yazılan beş sayfalık mektup, TPD adına Genel Koordinatör Aras Onur’un imzasıyla paylaşıldı. Görüş yazısında, “Özel gereksinimli çocukların tedavisi için mevcut yunus parklarının kapatılmaması ya da yeni yunus parklarının açılması bilimsel gerçeklikten uzak bir yaklaşımdır; çünkü yunusla tedavinin özel gereksinimli çocukların tedavisinde herhangi bir yararının olduğu kanıtlanmış bir bilgi değildir” denildi.

Yunus parklarında “tedavi” başlığı altında gerçekleşen eylemlerin çocuklara ve hayvanlara zarar verme potansiyeline sahip olduğuna dikkat çeken TPD, “Bu durum karşılıklı bir zararın yanı sıra özel gereksinimli çocuğu olan ailelerin maddi ve manevi olarak sömürülmesine de zemin hazırlayabilmektedir. Bilimsel veriler ışığında ve türler arası eşitliğe dayanan bir şekilde hareket edilmesi gerekmektedir” uyarısını yaptı.

Mektubun sonuç kısmında ise, “Biz psikologlar olarak biliyoruz ki yunus destekli terapilerle birlikte otizmin tedavisinin gerçekleştiğine ilişkin bilimsel bir veri bulunmamaktadır. Ayrıca bir türün iyilik halinin sağlanması için başka bir türün şiddete uğraması, sömürülmesi, en temel hakkı olan yaşam hakkı ihlaliyle karşı karşıya gelinmesi kabul edilemez bir gerçekliktir” denildi.

Kırılgan grupların istismarı

Balina ve Yunus Koruma Birliği tarafından Ekim 2007’de yayınlanan bir rapora da atıf yapan TPD, “Yunus Destekli Terapilerde sadece yunuslar değil, aynı zamanda insanlar da kırılgan iki grubu temsil etmektedir. Doğal yaşam alanlarından koparıldıkları ve esaret altına alındıkları için yunuslar kırılgan grup olarak ele alınırken; terapiye gelen insanlar da hem psikolojik hem fizyolojik zorlukları olan insanlar olmaları nedeniyle kırılgan grup olarak ele alınmıştır” görüşüne yer verdi.

TPD'DEN BEŞ ÖNERİ

Uzman görüşünde yasa hazırlıkları için öneriler ise şöyle sıralandı:

"- Çocukların doğayla ilişkisi eşitlikçi bir düzlemde sağlanmalıdır. Bu ilişki sağlanırken tüm tarafların iyilik hali göz önünde bulundurulmalıdır.

- Hayvanlarla sağlıklı iletişim konusunda okul öncesi dönemden itibaren eğitimler verilmelidir. Bu eğitimler okul müfredatına konulmalıdır.

- Tedavi programları geliştirilirken her iki tarafın da iyilik halinin gözetilmesi gerekmektedir. Evcil hayvanların ortak olduğu ve sömürülmediği destekleme terapilerine ilişkin etik standartlar geliştirilmelidir ve uygulamalar takip edilmelidir.

- Hayvan Destekli Terapiler yerine 1990’lı yıllardan itibaren sanal yöntemler kullanılmaya başlanmış. Bu yöntemlerle beraber sensörü olan oyuncaklar, robotlar üretilmiştir. Bu yöntem sayesinde hem ulaşılabilirliği attırılmış hem de bir türün zarar görmesinin önüne geçilmiştir. 

- Otizmde en etkili ve etkililiği kanıtlanmış tedavi yönteminin çocukların özel eğitim programlarından yararlandırılması, bu programların çocuğun ev ortamına taşınabilmesi ve insanlarla ilişki ve etkileşimini arttıracak etkinlik ve faaliyetlere katılması olduğu bilinmektedir.”

İnsanlar için son derece tehlikeli

Daha önce de Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tohum Otizm Vakfı, Anadolu Üniversitesi Engelliler Araştırma Enstitüsü ve ABD Ulusal Otizm Merkezi gibi pek çok ulusal ve uluslararası uzman kurum ve akademisyenin raporları, yunusla terapi faaliyetinin bilim camiasınca desteklenmediğini ve insanlar için son derece tehlikeli riskler içerdiğini ortaya koymuştu.

(ANKA)

 

Yaşam Haberleri