Rus ordusu gerçekte ne kadar güçlü?

Rusya Ukrayna'yı işgal ettiğinde birçok kişi Putin'in kısa sürede "zafere" ulaşacağını düşündü. Ama hiç de öyle olmadı. DW'den Miodrag Soric, Rus ordusunun gerçek gücünü masaya yatırdı.

Miodrag Soric

Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından Moskova süper güç seviyesindeki konumunu sürdürmek için elinden geleni yaptı. Bu seviyede kalabilmek için ekonomik güç olarak hak iddia edemeyeceği belli olunca da askeri anlamdaki gücünü ön plana çıkardı.

Nükleer silah sahibi Rus ordusu onlarca yıldır dünyanın en güçlü ordularından biri olarak lanse edildi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tüm dünyaya bunu hatırlatmak istercesine sürekli kusursuzca tasarlanmış askeri geçit törenleri ve tatbikatlar düzenletti. Ancak bir ordunun gerçek gücü, askerlerinin Kızıl Meydan'daki tören yürüyüşüyle değil, cephede gösterilebilir.

Şu an Rusların foyası Ukrayna'da çok daha küçük bir ordu karşısında ortaya çıkıyor. Peki, bu nasıl olabiliyor?

Putin'in ordusu ne kadar büyük?

Berlin merkezli Alman Bilim ve Siyaset Vakfı'ndan (SWP) Margarete Klein'a göre, şu an Rus ordusunun kağıt üstünde 1 milyon askeri var. Bu sayı, yakın gelecekte 1,1 milyona çıkacak. Ancak DW'ye konuşan Klein, gerçek boyutun çok daha küçük olduğu görüşünde.

Konuşlandırılabilir Rus birliklerinin önemli bir bölümünün şimdiden Ukrayna'da kullanıldığını belirten Klein, "Öldürülen asker sayısı bakımından ciddi kayıplar verdiler" dedi.

Rusya'nın verdiği gerçek kaybı belirlemek güç. Ancak ABD istihbaratı, on binlerce Rus askerinin öldüğü ya da yaralandığı tahmininde bulunuyor.

ABD merkezli düşünce kuruluşu Savaş Çalışmaları Enstitüsü'nden George Barros, konuşlandırılabilir asker kaynaklarının sonsuz olduğuna dair düşüncenin gerçeklikten çok uzak olduğunu belirtiyor. Barros'a göre, savaşta şu ana kadar gelinen nokta, Rus ordusunun gücünün dünyaca abartıldığının kanıtı. Barros, Putin'in kısmı seferberlik emrinin amacının da yaşanan kayıpların ardından mevcut cephe hattını muhafaza etmeye çalışmaktan fazlası olmadığı düşüncesinde.

Eğitim ya da teçhizat olmadan cepheye gönderildiler

Rus ordusunun gücü, askere çağrılan insanların durumuyla da resmedilebilir. Barros, "Yaşı 50'nin üzerinde olan ve sağlık sorunları bulunan erkekler var" hatırlatmasında bulunuyor. Bu gözlem, birçok haber ve sosyal medyaya yüklenen videolarla da destekleniyor.

Barros, yedek askerlerin savaşa gönderilmeden önce eğitilmesi ve teçhizatlandırılması gerektiğini ifade ediyor. Ancak birçok yedek asker sadece 1-2 aylık eğitim alabilecek. Bu sürenin bile çok yetersiz olduğunu belirten Barros, bazı askerlerinse hiçbir eğitim ya da teçhizat olmaksızın cepheye gönderildiğini ve bu durumun zayiatı artırmaktan başka bir sonucunun mümkün görünmediğini söylüyor.

ABD'de yaşayan Rus güvenlik uzmanı Pavel Luzin ise Rusya'nın silah sanayisinin kısa vadede özellikle de yeni çağrılan askerler için ciddi bir tedarikte bulunacak konumda olmadığını belirtti.

Klein, söz konusu askerlerin şu an Sovyetler döneminden beri saklanan eski silah ve mermileri kullandığını ifade etti.

Depolarda tutulan silahların ne kadarının zamanında yolsuzluk sonucu satıldığı ya da düzgün şekilde çalışıp çalışmadığı da belirsiz.

Klein, Rus silah sanayisinin yüksek hassasiyete sahip silahlar ve diğer yedek parçalar için gerekli mikroçiplere de sahip olmadığını söyledi.

Rusya'nın tek avantajı, elinin altında, askere çağırmak için kullanabileceği büyük bir nüfus olması gibi görünüyor. Ancak Barros, bir ordunun başarılı olabilmesi için askerden fazlasına ihtiyacı olduğuna dikkat çekiyor.

Modern silahlar, iyi eğitim, liderlik ve lojistik planlama gibi faktörlerin önemine vurgu yapan güvenlik uzmanı, "Erkekleri öylece cepheye yerleştirmek Rusların yaşadığını sorunu çözmeyecektir" diyor. Barros, iyi eğitimli ve sağlam teçhizatlı paralı askerlerin de arzulanan etkiyi yaratmadığını hatırlatıyor.

Batı'ya nükleer silahlarla gözdağı

Uzmanlar, Rusya'nın nükleer silah tehdidinin amacının, Batı'nın gözünü korkutmaktan fazlası olmadığı konusunda hemfikir. "Bu tehdit yeni değil" diyen Klein, Moskova'nın hedefini, Batı'nın Ukrayna'ya verdiği desteği baltalamak olarak niteliyor.

Nükleer silah kullanmanın askeri açıdan hiçbir getirisi olmayacağını savunan Klein, bunun sadece Moskova açısından bazı siyasi faydaları olabileceğini öne sürdü. Ancak Klein, Rusya'nın nükleer silah kullandığı takdirde Çin ve Hindistan gibi müttefiklerin desteğini kaybedeceği neredeyse kesin olduğu için bu yola başvurmasının da çok muhtemel olmadığı görüşünde.

Ancak Washington'daki Cato Enstitüsü'nden Ted Galen Carpenter gibi uzmanlar ise bu konuda Klein kadar emin değil.

Carpenter, "Putin, nükleer silah kullanmak ve işlediği suçlardan ötürü uluslararası mahkemede hesap vermek arasında bir tercihle karşılaştığında, nükleer opsiyonu seçecektir" öngörüsünde bulundu.

Buna karşın Putin'in de savaşı bir an önce sonlandırmak istediğini belirten Carpenter, Ukrayna ve Batı'nın müzakere için istek gösterdiği takdirde Moskova'nın da masaya oturacağı tahmininde bulundu.

Öte yandan Klein, Barros ve Luzin savaşın sadece Batı'nın Ukrayna'yı kendi kaderine terk etmesi ya da Putin'in net bir yenilgi alması hâlinde sonuçlanacağı konusunda görüş birliği sağladı.

Dünya Haberleri