Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde Türkiye’den kent ölçeğinde yer alan tek yerleşim olan Safranbolu’nun tarihi bölgesinin etrafındaki yeşil alanı yapılaşmaya açan imar planına tepkiler sürüyor.
PLAN 2010 YILINDA HAZIRLANMIŞ ANCAK İPTAL EDİLMİŞTİ
UNESCO’nun dünyanın en iyi korunan 20 kenti arasında saydığı Safranbolu’da tarihi alanın etrafı, 1985 yılında Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından ‘1. Derece Doğal Sit Alanı’ olarak tescil edilmişti. Bu tescil, 2019 yılında Karabük Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu tarafından ‘Nitelikli Doğal Koruma Alanı’ ve ‘Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı’ olarak değiştirdi. Bu kararla birlikte, 1985 yılında tescil edilen bölgenin sınırlarında da değişiklik yapıldı.
DOĞAL SİT ALANININ STATÜSÜ DEĞİŞİNCE TEKRAR GÜNDEME GELDİ
2010 yılında Koruma Bölge Kurulu ve dönemin Safranbolu Belediye Meclisi tarafından onaylanan ve tepkiler üzerine iptal edilen ‘Mülga Koruma Amaçlı İmar Planı’, 2021 yılında doğal sit alanının statüsünün değiştirilmesinin ardından tekrar gündeme geldi. Ocak 2021’de, söz konusu bu alan için hazırlanan imar planı, Karabük Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu ve Karabük Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu tarafından uygun bulundu, 24 Mayıs 2021’de plan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylandı. 21 Haziran 2021’de ise imar planı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü tarafından askıya çıkarıldı.
BELEDİYE VE DERNEKLERİN İTİRAZI REDDEDİLDİ, ARSA SAHİPLERİNİN İTİRAZI KABUL EDİLDİ
İmar planına karşı Çevre ve Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne toplam 7 itiraz yapıldı. Safranbolu Belediyesi, Mimarlar Odası, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Safranbolu Şubesi ve Safranbolu Dünya Miras Alanlarını Koruma Derneği, planın geneline karşı yaptıkları itirazlarda, imar planını kapsayan alan içerisinde “kentsel sit, doğal sit, arkeolojik sit ve etkileme geçiş alanları bulunduğunu” belirterek planın tümüne itiraz etti. Diğer üç itiraz ise alan içerisinde arsası olan üç vatandaş tarafından yapıldı. 8 Ekim 2021’de Tabiat Varlıkları Genel Müdürlüğü, 4 itirazın reddedildiğini, 3 itirazın ise tekrar değerlendirileceğini duyurdu.
Safranbolu Belediye Meclis Üyesi Mehmet Baki Duvan, kabul edilen üç itirazın, vatandaşlar tarafından “kendilerine az konut sağlanması” nedeniyle yapıldığını söyledi. Tabiat Varlıkları Genel Müdürlüğü, 8 Ekim 2021’de, kabul edilen üç itirazın dışında kalan alanların kesinleştirilmesine ve “söz konusu planların kesinleşen kısımlarına ilişkin uygulamaya dair işlemlere başlanabileceğine” karar verdi.
İtirazların reddedilmesi üzerine, Safranbolu Belediyesi ve sivil toplum kuruluşları, Kastamonu İdare Mahkemesi’ne ayrı ayrı iptal davası açtı ve yürütmenin durdurulmasını talep etti. ADD’nin davası kabul edilmedi. Bunun üzerine ADD, 11 Nisan’da Ankara İstinaf Mahkemesi’ne başvurdu. Diğer davalar ise Kastamonu İdare Mahkemesi’nde devam ediyor.
BAKAN KURUM'A PLANIN SAKINCALARI ANLATILDI
ANKA Haber Ajansı'nın edindiği bilgiye göre; planın yaratacağı tehlikeler konusunda Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'a bilgilendirme yapıldı. Bir yandan yargıda planın iptali için mücadele veren Safranbolulular, bir yandan da Kurum'un planla ilgili kararın değiştirilmesi için girişimde bulunmasını bekliyor.
DUVAN: SAFRANBOLU’YA İLK GİRİŞTE ARTIK BU GÖRDÜĞÜNÜZ YEŞİL ALANLARI GÖREMEYECEKSİNİZ
Süreci ANKA’ya değerlendiren Safranbolu Belediye Meclis Üyesi Mehmet Baki Duvan, “Safranbolu’da kentsel sitin dış çeperlerinde bulunan doğal sit alanları tehdit altındadır. 1985 yılında Safranbolu’da kentsel sitin etrafındaki doğal sit alanları, bir tampon bölgesi olarak o gün için düşünülmüş” dedi. Duvan, şunları söyledi:
“Talebimiz şudur; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından doğal sit alanları içerisine yapılmış olan imar planlarının iptalini ve bu alanların konut, ticaret, okul vesaire gibi değil sadece yeşil alan olarak kalmasını istiyoruz.
“MUTLAKA UNESCO’DAN ONAY ALINMALI”
UNESCO Dünya Mirası Alanları Masası Tüzüğü’nün 172. maddesine göre bu tür değişiklikler miras alanlarının ‘tampon bölgesi’ dediğimiz, civarındaki değişiklikler için mutlaka UNESCO’dan onay alınmalı. Alınmadan böyle bir şey yapıldığı için Dünya Mirası Listesi’nden Safranbolu’nun çıkarılma sonucu olabilir.”
Duvan, Safranbolu’nun girişindeki manzarayı göstererek, “Safranbolu’ya ilk girişte artık bu gördüğünüz yeşil alanları göremeyeceksiniz, bu imar planı uygulanmaya başladığında. Gördüğünüz tarihi evlerin dış çeperlerinde bulunan bu yeşil bant, tamamen konut alanlarına açılmış olacak” dedi.
CANBULAT: TÜRKİYE GERİ DÖNÜP ALDIĞI KARARI BİR KERE DAHA DEĞERLENDİRME DURUMUNDA KALACAK
Konuyu UNESCO’ya ileten mimar İbrahim Canbulat ise ANKA’ya şunları söyledi:
“Safranbolu’nun üç tane koruma bölgesi var. Bu koruma bölgelerinin sınırları da aslında çok iyi bir şekilde çizilmiş. Ama çevresinde bazı alanlarda doğal sit alanları var, bazı alanlarda arkeolojik sit alanları var. Miras alanları aslında çevresi ile bir bütün. Yani Safranbolu’nun bugünkü fiziki dokusunu, bugün yaşayan kenti çevresinden bağımsız düşünemezsiniz.
Bu noktada ne yapılabilir konusunu düşünürken şunu fark ettim; iç mevzuata göre hiçbir yanlış yok. Her şey tıkır tıkır kurallara, yasalara uygun olarak gelmiş bu noktaya. Ama Türkiye’nin altına imza attığı bir sözleşme var. O nedenle UNESCO Türkiye Milli Komitesi’ni uyardım. Onlardan aslında çok heyecanlı bir dönüş olmadı. Bunun Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile görüşülmesi gerektiğini söyledi. Halbuki bu konunun tarafı olan bakanlık o. Onun üzerine acaba ne yapılır, araştırınca şöyle bir şey çıktı. UNESCO Dünya Mirası mevzuatında, hatta eylem planında bir madde daha var ve çok açık bir şekilde şunu diyor; ‘Eğer miras alanı üzerinde etki yapacak ciddi bir politika oluşturuluyorsa her şeyden önce bunun uluslararası UNESCO’ya aktarılması gerekir.’ Yani Dünya Miras Alanları Merkezi’ne bunun bildirilmesi, onayının alınması lazım. Halbuki Türkiye’de bu, bölge kurulunun onayıyla imara açılma noktasına kadar gelmiş. İbrahim Canbulat olarak, bir vatandaş olarak uzun bir rapor yazdım, burada da anlattığım bilgileri paylaştım, fotoğrafladım. Yazı UNESCO World Heritage Center’a yollandı. Onların ne yapacağını merak ediyorum.
Başka bir şey daha var. UNESCO’nun bu ay içinde yapacağı toplantıda gündeme alınması konusunda bu raporu esas alan başka bir kurum daha girişimde bulunuyor şu an. Bu noktada Türkiye, geri dönüp aldığı kararı bir kere daha değerlendirme durumunda kalacak.”
Canbulat, imar planının uygulanması halinde UNESCO’nun nasıl bir tavır alacağına dair soruyu şöyle yanıtladı:
“Çok da fazla karamsar değilim. O takdirde UNESCO’nun doğrudan doğruya Türkiye’ye bir komisyon gönderip bu durumu bir şekilde incelemesi süreci başlar. Eğer Türkiye bu noktada birtakım hatalar yaptıysa o zaman Türkiye’nin Risk Altındaki UNESCO Miras Listesi’ne aktarılması ve problemleri çözmesini beklerler. Oradan daha ileri gideceğini de ben düşünmüyorum. Safranbolu kadar değerli bir dünya mirasının UNESCO Mirası Listesi’nden çıkarılacağını düşünmüyorum. O noktada ciddi şekilde meslek insanları, akademisyenler, yöneticiler, hep birlikte çalışıp konuyu çözebileceklerini düşünüyorum.”
ULUKAVAK: SAFRANBOLU’DA KENTSEL VE DOĞAL SİT ALANLARI İÇ İÇEDİR
1974 yılında Safranbolu Belediye Başkanı seçilen ve 12 Eylül 1980 darbesinde görevinden alınıncaya dek belediye başkanlığı görevini sürdüren, aynı zamanda Safranbolu’nun tanıtılması konusunda yaptığı çalışmalarla tanınan Kızıltan Ulukavak, 1970’li yıllarda bu amaçla harcadıkları çabayı ANKA’ya anlattı. Suha Arın’ın yönettiği Safranbolu’da Zaman belgeselinin ardından Safranbolu’nun ününün ülke sınırları dışına çıktığını ifade eden Ulukavak, şunları söyledi:
“1990’lı yıllarda, Safranbolu’nun artık Dünya Mirası Listesi’ne alınarak ulusal bir kentten dünya kenti olma niteliğini kazanması düşünülmüş. Yerel yönetimin gayretleri, Dışişleri Bakanlığı’mızın ve Kültür Bakanlığı’mızın UNESCO nezdindeki girişimleriyle 1994 yılı 17 Aralık’ta Safranbolu, Dünya Mirası Listesi’nde Türkiye’de yer bulan dokuzuncu mekan olmuştur.
Safranbolu’da kentsel sit alanın içinde doğal sit alanı vardır, yani kentsel ve doğal sit alanları iç içedir. Doğal sit alanlarındaki uygulamalar, koruma amaçlı imar planlarının öngördüğü ilke ve kurallar göz önüne alınarak düzenlenmelidir. Bu yapılmamıştır. Safranbolu’nun doğal çevresinin gerekleri dikkate alınmaksızın doğal sit alanları yapılaşmaya açılmıştır. Buna sivil toplum kuruluşları ve bakanlığın itirazı vardır ve Karabük Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun ilgili mercilerin görüşlerini almadığını da görmekteyiz. Örneğin bu konunun Safranbolu Belediye Meclisi’nden geçmesi gerekir. Belediye Meclisi’nin kararına Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu uymak zorunda değildir ama konunun orada görüşülmesi gerekirdi. Görüşülmemiştir.”
SARAÇOĞLU: RANT ARSIZLARI DOYMUYOR AMA MÜCADELEMİZE DEVAM EDECEĞİZ
ADD Safranbolu Şube Başkanı İsmet Saraçoğlu ise imar planına, “Bu yeşil gördüğünüz alanların hepsini imara açtılar. Bunlar, ağaç görünce ağacı kesiyorlar, yeşil görünce bina yapıyorlar. Maalesef buralar beton yığını haline dönüşecek. Bununla mücadele ediyoruz. Rant hırsızları, arsızları doymuyor ranta ama biz mücadelemize devam edeceğiz” tepkisini gösterdi.
REHA ARIN: NE OLURSUNUZ DOĞAL YAPIYI BOZMAYA YÖNELİK HİÇBİR GİRİŞİMDE BULUNULMASIN
“Safranbolu’da Zaman” belgeselinin yönetmeni Suha Arın’ın kardeşi, film yapımcısı Reha Arın, Safranbolu’nun koruma altına alınması ile ilgili süreci şu sözlerle anlattı:
“O dönemin Safranbolu’su yok olmaktaydı. Tüm dükkanları kapanmış arastasındaki, halkı göç etmiş, gitmiş… Ve o filmin Ankara’da Arı Sineması’nda muazzam bir galası yapıldı. Arkasından prime time’da Safranbolu’da Zaman filmi bir gösterildi ve Safranbolu, birdenbire levhası dönüştü, sarıya döndü ve koruma altına alındı.
Senelerden beri her sene Safranbolu’ya geliriz ve ilk baktığımız şey; Safranbolu acaba doğal yapısını koruyor mu? Çünkü çok önemli. O yüzden Safranbolu’nun imar planında… Aman aman, ne olursunuz doğal yapısını bozmaya yönelik hiçbir girişimde bulunulmasın. Ne olursunuz buranın kültürel yapısına dokunulmasın.”
İYİ Parti Karabük İl Başkanı Ali Çetin Aygün, “Bir avukat olarak, arkadaşlarımıza haklı olduğunu düşündüğüm itirazlarında yardım etmeye çalışıyorum” dedi. Aygün, tepkisini şöyle dile getirdi:
“Bugüne kadar çok fazla muhalefetle karşılaşmamışlar, istedikleri gibi bölgeyi idare edebileceklerini düşünmüşler ama artık kazın ayağı öyle değil. Diğer partilerle beraber herkes yapılan hatalara, yanlışlara ve yağmaya dur diyecek.”
(ANKA)