19 sivil toplum kuruluşunun oluşturduğu Adil Seçim İçin Seçim Güvenliği Platformu, yeni seçim kanunundaki aksaklıkları sıralayarak muhalefet partilerine işbirliği yapmaları çağrısında bulundu. Yapılan açıklamada, yeni kanunun aksaklıkları sıralandı ve Anayasa Mahkamesi'ne gidilmesi istendi.
Açıklamaya imza atanlar:
DİSK, KESK, TMMOB, TTB, SODEV, Alevi Bektaşi Federasyonu, Eşit Haklar İçin İzleme Derneği, Hak İnisiyatifi Derneği, İnsan Hakları Derneği, Mülkiyeliler Birliği, ODTÜ Mezunları Derneği, Anıtpark Forum, Anti Kapitalist Müslümanlar, Demokrasi İçin Birlik, Doğu ve Güneydoğu Dernekleri Platformu, Hak ve Adalet Platformu, Seçim 2023 Yerel Medya Koordinasyonu, Sensiz Olmaz Hareketi, Yurttaş Girişimi,
AÇIKLAMANIN TAM METNİ
15 Mart 2022 tarihinde TBMM Başkanlığı’na sunulan (i) Milletvekili Seçimi Kanunu, (ii) Siyasi Partiler Kanunu, (iii)Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ve (iv)Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanunu’nu değiştirecek olan “Milletvekili Seçimi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” 23 Mart 2022 tarihinde Anayasa Komisyonu’nun 17 saat 33 dakika süren oturum ardından 28 Mart tarihinde partilerin şerhlerinin sunması ardından çıkan Komisyon Raporu ile 29 Mart tarihinde Genel Kurul’da görüşüldü. Kanun teklifi üç gün süren toplam 14 saat 52 dakika süren tartışma ardından açık oylama bile yapılmadan kabul edilerek geçti. Böylece TBMM gündeminde 16 gün kalan ve toplam 32 saat 28 dakikalık kısıtlı bir tartışma ile ülkemizin seçim sistemi değişti.
Üç gün süren Genel Kurul tartışmalarında aşağıdaki hususları gözlemledik:
Teklifin Komisyon ve Meclis görüşmelerinde muhalefet sözcüleri önemli açıklamalar yaptılar. Ancak, bu açıklamaların kamuoyu ile paylaşılması ve seçmen tabanına ulaştırılması için çaba harcanmadı.
Muhtarlarla ilgili maddenin (madde 13) çıkartılması, seçmen kütük işlemlerinin bir yıl önceki kayıtlar üzerinden alınmak yerine üç ay öncesine çekilmesi Meclis’te bir şeylerin değişebildiğinin göstergesi idi. Bunlar dikkate alınıp teklif iyileştirilebilir, partilerin tam katılım sağlaması ve ortak hareket etmesi ile bu antidemokratik teklifin demokratik hale getirilebilmesi için çaba gösterilebilirdi.
Genel Kurul tutanakları ve basına yapılan açıklamalar incelendiğinde muhalefet cephesinde iktidarın zaten gideceği havasının yaygın olduğu, bu nedenle değişikliklerin önemsenmediği görüldü.
Kanun tekliflerinin açık oylandığı TBMM Genel Kurulu’nda bu Teklif açık olarak oylanmadı ve bir madde hariç vekillerin elektronik oy kullanması sağlanmadı. Böylesi bir değişikliğe neden olanlar kayıtlara geçmemiş oldu.
Komisyon aşamasında 14 partinin 8’inin katılmamasına ek olarak, Genel Kurul aşamasına katılan muhalif milletvekili sayısının azlığı dikkat çekti. Bu önemli kanunda yapılacak olan değişiklikler sırasında parti genel başkanlarının Genel Kurulda bulunmaları ve oylamaya katılmaları kamuoyunun bilgilendirilmesi açısından son derece yararlı olurdu.
Adil Seçim İçin Seçim Güvenliği Platformu olarak yeni düzenleme ile eski Seçim Kanunu’ndan daha kötü, daha adaletsiz bir seçim sistemine geçildiğini, seçim süreci güvenliği ve sandık güvenliğinin ciddi olarak darbe aldığını belirtmek istiyoruz. İl barajı görevi görecek ve birinci partiye imtiyaz sağlayarak, diğerlerinin temsil hakkına el koyacak bir düzenlemenin getirildiğini, kıdemli hakimlerin tasfiye edileceği, daha önce bakanlar ve başbakana getirilen seçim yasaklarından Cumhurbaşkanı’nın muaf tutulduğunu ve Cumhurbaşkanı’nın geçen seçimlerde suistimal ettiği her şeyin böylece kanuni hakkı haline getirilmesini adil ve güvenli bir seçim açısından son derece tehlikeli buluyoruz. 2018 seçimlerinde Cumhurbaşkanı’nın (i) kampanya bütçesi, (ii)hazine yardımı (iii) TRT’ye çıkma süreleri, (iv) TV reklamları, (v) kamu kaynaklarının kullanımı gibi pek çok konuda eşitsizliği bizzat uyguladığını hatırlatmak istiyoruz.
Önümüzdeki dönemde, muhalif siyasi partilere, sivil toplum kuruluşlarına ve yurttaşlarımıza önemli görevler düşüyor. Daha önce başbakan ve bakanlara getirilen seçim yasaklarının bu değişiklik ile Cumhurbaşkanı’na getirilmemesi Anayasa’ya aykırıdır. Bu nedenle Teklif’in AYM’ye götürülmesi gerekiyor. Başvurunun tek parti tarafından değil, adil bir seçimin herkesin çıkarına olacağı düşüncesi ile bütün partilerin ortak imzası ile AYM’ye iletilmesinin çok daha değerli olacağını düşünüyoruz. Yurttaşlar ve sivil toplum kuruluşları süreci yakından izlemeli ve görüşlerini siyasi partilere iletmelidirler.
TBMM’den geçen Kanun, seçim güvenliği çalışmalarının yerele indirilmesinin ve muhalif tüm siyasi partilerin yerelde birlikte hareket etmelerinin hayati önemini ortaya koyuyor.
Adil Seçim İçin Seçim Güvenliği Platformu olarak; seçimlerin adil ve eşit koşullarda yapılması için, içinde bulunduğumuz seçim süreci, seçim günü ve seçim sonrasında, başta bu seçim kanunu ile ortaya çıkacak sorunlar ve zaten var olan sorunların çözümüne dönük bir yurttaş seferberliği yaklaşımıyla hareket edeceğiz. Seçmenlerin seçime katılımını artıracak önlemleri ortaya koymaya, kamuoyu ve siyasi partilerle veri paylaşımı başta olmak üzere iş birliğini geliştirmeye, sandıklara giren oyun aynı şekilde çıktığı, sonuçta halkın iradesinin sandığa yansıdığı bir seçim için kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz. (Kısa Dalga)