Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş cinayetine ilişkin soruşturmada çarpıcı bir iddia ortaya atıldı. Soruşturma kapsamında tutuklu bulunan avukat Serdar Öktem’in sevk edildiği hastanede Ülkü Ocakları yöneticileriyle görüştüğü ileri sürüldü.
T24’den Asuman Aranca’nın haberine göre, Ocak ayında tutuklanan soruşturmanın en kritik şüphelileri arasında gösterilen eski Ülkü Ocakları yöneticisi avukat Serdar Öktem, 4 Temmuz tarihinde cezaevinde rahatsızlandı ve revire kaldırıldı. Öktem, bir süre sonra kalp spazmı teşhisiyle Etlik Şehir Hastanesi’ne sevk edildi.
Burada “sarı alan” olarak adlandırılan bölümde müşahede altına alınan Öktem’i, iddiaya göre birkaç saat sonra Ülkü Ocakları üst yönetiminden çok kritik 2 ismin de aralarında bulunduğu 5 kişi ziyaret etti. Ziyaretin yarım saat sürdüğü ve o tarihte yaklaşık 6 aydır tutuklu bulunan Öktem’e, “konuşmaması için bazı vaat ve telkinler”de bulunulduğu iddia edildi.
Söz konusu ziyaretin, şüphelilerin tahliyesi yönündeki talebi kabul görmeyen ve dosyaya eklenen yeni kanıtlardan rahatsızlık duyarak izne ayrıldığı öne sürülen Başsavcıvekili Ahmet Altun’un soruşturmayı devraldığı ilk tarihten yaklaşık 15 gün önce gerçekleşmesi de dikkat çekti.
Bu arada, Öktem’in bazı isimlerle görüşmesi için kalp spazmı bahanesinin öne sürüldüğü iddia edildi.
Öktem’e hastanedeyken eşlik eden personel ile cezaevinden çıkışını sağlayan yetkililer hakkında adli ya da idari bir soruşturma başlatılıp başlatılmadığı ise bilinmiyor.
Ne olmuştu?
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Doç. Dr. Sinan Ateş, 30 Aralık 2022 tarihinde Ankara Çukurambar’da uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmişti. Cinayete ilişkin soruşturma kapsamında bugüne kadar, tetikçi olduğu öne sürülen Eray Özyağcı ile Ülkü Ocakları eski yöneticileri Tolgahan Demirbaş, Emre Yüksel ve avukat Serdar Öktem’in de aralarında bulunduğu 21 kişi tutuklanmıştı.
Cinayet sonrası tetikçiyi Ankara dışına çıkardığı öne sürülen Tolgahan Demirbaş’ın, Ateş’ten önceki Ülkü Ocakları Genel Başkanı, dönemin MHP Milletvekili Olcay Kılavuz’un evinde olduğu ortaya çıkmış, Demirbaş’ı sakladığı iddia edilen Olcay Kılavuz’un polisle tartıştığı iddia edilmişti. Kılavuz, hakkında daha sonra “cinayete yardım” suçlamasıyla soruşturma başlatıldığı ortaya çıkmıştı.
Bu arada dosyada bir de “başsavcıvekili” krizi yaşandığı öne sürülmüş, soruşturmayı adli tatil başlangıcında devralan ve MHP’ye yakınlığıyla bilinen Başsavcıvekili Ahmet Altun’un izne ayrılmasıyla ilgili olarak çarpıcı iddialar ortaya atılmıştı.
Altun’un önce şüphelilerin tahliyesini talep ettiği, dosyaya eklenen yeni kanıtları gördükten sonra soruşturmadan çekilmek istediği iddia edilmişti. Öktem’in de aralarında olduğu şüphelilerin tahliyesi konusunda ısrarcı olduğu belirtilen Altun’un, bu konuda başsavcı ile tartıştığı, talebi kabul görmeyince izne ayrıldığı öne sürülmüştü.
Şüpheli hesap şüpheli mektup
Öte yandan, önceki gün X’te, cinayetin azmettiricisi olduğu iddiasıyla tutuklanan Doğukan Çep adına açılan şüpheli bir hesaptan paylaşılan mektubun da Öktem tarafından yazdırılarak, görüşmeye gelen bir avukata verildiği iddia ediliyor.
Mektupta, "Bana (Hasan Ferit Gedik cinayeti konusunda) yardım edeceğini söyleyip etmedi, beni oyaladı. Ben de sinirlendim. Canını yakmak için ayaklarından vurdurmak istedim, öldürmek gibi bir kastım kesinlikle olmadı. Şahsi husumet sebebiyle, uyarı amaçlı canı yansın istedim" ifadeleri yer aldı.
Mektupta "şahsi mesele" vurgusu yapıldı ve "Olay benim olayımdır. Hiçbir kurum ve kuruluşla alakası yoktur" denildi.
Hesabın, MHP Genel Başkan Yardımcısı İzzet Ulvi Yönter'in soruşturmanın yeni koordinatör ismi Ankara Başsavcıvekili Ahmet Altun ile görüşme yaptığı iddiasının hemen ardından açılması dikkat çekti. (Kısa Dalga)