Topkapı Sarayı'nda sergilenen, dünyanın en büyük ve ünlü elmaslarından biri olan Kaşıkçı Elması'nın kayıp olduğu iddiası sosyal medyada gündem oldu.
86 karatlık Kaşıkçı Elması, Topkapı Sarayı'nın silah koleksiyonunun sergilendiği Dış Hazine Bölümü'nde 4 Ekim 2019 tarihinde sergilenmeye başlanmıştı. Cumhurbaşkanlığı Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı, Topkapı Sarayı'nın kendilerine devredilmesinden sonra Kaşıkçı Elması'nın da aralarında bulunduğu bazı eserleri sergiye açmıştı.
Çevresi 49 adet çift sıra halinde iri pırlantayla süslenmiş elmasın kayıp olduğuna ilişkin iddia twitter'da trend haline geldi.
BAŞKA ESERLER DE KAYIP İDDİALARI
Paylaşımlarda, Kaşıkçı Elması'nın yanı sıra şu tarihi eserlerin de kaybolduğu iddia edildi:
- Dolmabahçe Sarayı'nda 92 kg altın vazolar kayıp
- Zeugma müzesinde 9 milyon $ değerindeki 10 eser kayıp
- MSÜ Müzesi’nde 404 eser kayıp
- Resim ve Heykel Müzesi'nde 250 milyon $ değerinde 302 tablo kayıp
- Batman Müzesi'nde 20 altın sikke kayıp.
Sosyal medyada bazı kullanıcılar, sergilenen Kaşıkçı Elması'nın sahte olduğunu da öne sürdü. İddialarla ilgili henüz bir resmi açıklama yapılmadı.
KAŞIKÇI ELMASI NEREDEN GELDİ?
Dünyanın sayılı mücevherleri arasında gösterilen "Kaşıkçı Elması"nın, birçok elmas uzmanı tarafından 19. yüzyıl başında kaybolan tarihi "Pigot Elması" olabileceği kanıtlanmaya çalışılsa da, bu elmasın 1680'lerin başında Saray Hazinesi'ne satın alma yoluyla girdiği belirtiliyor.
Kaşıkçı Elması'nın Saray'a gelişi hakkında çok değişik görüşler ileri sürülse de Sultan IV. Mehmed döneminde Defterdar Sarı Mehmed Paşa'nın kaleme aldığı "Zübde-i Vekaiyat (Olayların Özü)" adlı eserde ileri sürülen görüş öne çıkıyor. Defterdar Sarı Mehmed Paşa bu eserinde 1090 (Mayıs 1679) olayları sırasında "Kaşıkçı Elması"nın bulunuş öyküsünü şöyle anlatıyor:
"Eğrikapı semtindeki çöplükte yuvarlak bir taş bulunmuş ve yaymacı üç kaşığa değişerek hırdavat arasına bırakmıştı. Sonra gösterdiği kuyumculardan birisi bu taşı 10 akçeye satın almış ve kendi meslektaşlarından birisine göstermişti. Taşın elmas olduğu anlaşılınca o da hisse talep etmiş, bu yüzden aralarında münakaşa çıkmış, sonunda olay kuyumcubaşıya aksetmişti. O da her iki kuyumcuya birer kese akçe verip taşı ellerinden almıştı. Daha sonra Vezir-i Azam Mustafa Paşa Hazretleri bu taştan haberdar olmuş ve kuyumcubaşıdan almaya karar vermişti ancak vaziyet padişaha aksetmiş, o da bu taşın Saray'a gönderilmesini emretmişti. Hasılı, taş meydana çıkarılıp, işlettirilince 84 karat büyüklüğünde eşsiz bir elmas olduğu anlaşıldı ve padişah tarafından zaptedildi. Bu vesileyle kuyumcubaşıya kapıcıbaşılık ve birkaç kese akçe ihsan edilmiştir."
Kaşıkçı Elması'nın 84 karat ve 86 karat olarak kayıtlarda değişik geçmesinin nedeni metrik ve antik karat sistemleri arasındaki farktan kaynaklanıyor.
Wikipedia'da ise Kaşıkçı Elması hakkında şu bilgiler yer alıyor:
Kağıt Toplayıcı ve IV. Mehmed
Elmasın bulunmasıyla ilgili bir öyküye göre elmas, 17. yüzyılın sonlarında İstanbul'da bir kâğıt toplayıcı tarafından çöplükte bulunmuştur. Elmasın adını aynı zamanda kaşıkçı olan bu kişiden aldığı söylenmektedir. Öyküye göre bu kaşıkçı, bulduğu taşı bir kuyumcuya değerinin çok altında satar. Kuyumcu, taşın çok değerli olduğunu anlayınca bir arkadaşına gösterir. Kuyumcu ile taşı gören arkadaşı arasında bir kavga çıkınca olay Kuyumcubaşı tarafından duyulur. Kuyumcubaşı, kavga eden kuyumculara bir kese altın vererek taşı onlardan alır. Bu olayların Sadrazam Köprülü Fazıl Ahmed Paşa ve IV. Mehmed tarafından duyulmasının ardından taş alınır. Böylece devlet hazinesine giren taş işlenir ve ortaya 86 karat ağırlığında bir mücevher çıkar.
Napolyon'un annesi ve Tepedelenli Ali Paşa
Elmasın Osmanlı hazinesine girmesi ile ilgili en çok bilinen öykü elmasın Napolyon'un annesinden satın alındığıdır. Öyküye göre 1774 yılında Pigot adlı bir Fransız subayı, bu elması Hindistan'dan satın alarak ülkesine götürür. Bir süre sonra elması, Napolyon'un annesi satın alır. Uzun bir süre Napolyon'un annesinde kalan elmas, Napolyon'un sürgüne gönderilmesinden sonra annesi tarafından satılığa çıkarılır. Elması, o sırada Fransa'da bulunan Tepedelenli Ali Paşa'nın bir adamı satın alır ve elması Paşa'ya getirir. Tepedelenli Ali Paşa, II. Mahmut zamanında devlete karşı ayaklandığı gerekçesiyle öldürülür. Tepedelenli Ali Paşa'nın mal varlığına el koyulur. Böylelikle "Kaşıkçı Elması" hazineye girer.
USTINOV'UN 'TOPKAPI' FİLMİNE KONU OLMUŞTU
Kaşıkçının Elması 1965 yılında Kavala ve İstanbul’da çekilen ve başrollerini Melina Mercouri ve Peter Ustinov’un paylaştığı “Topkapı” filminde de konu edilmişti. Filmde Danyal Topatan, Ege Ernart gibi Türk oyuncular da rol almıştı.