Pakistanlı olan Abdül Raşid, Taliban saflarında savaşmak için Afganistan'a gitmişti. Peşaver'de geride bıraktığı ailesi ise geçen hafta henüz 22 yaşında olan oğullarının Taliban için savaşırken öldüğü haberini aldı. Aile, evladının cansız bedenini teslim alarak memleketine getirdi. Din adamı olan amcası, AFP haber ajansına yaptığı açıklamada, "Abdül Raşid hayatını büyük bir amaç uğruna feda etti. Afganistan'a cihat için savaşmaya gitti. Şimdi yaşıtı arkadaşları da onun yaptığını yapmak ve şehit olmak istiyorlar" diye konuştu.
Pakistan'da son dönemde Taliban'a yönelik sempatinin arttığı dikkat çekiyor. Yerel medya kuruluşlarının aktardığına göre, son aylarda Taliban güçleri Afganistan'da kontrol ettiği bölgeleri genişletirken çok sayıda Pakistanlı da Afganistan'da Taliban saflarında savaşarak hayatını kaybetti.
Pakistan Taliban ile uzlaşı arayışında
Ancak Pakistan Dışişleri Bakanlığı, "İslamabad'ın desteği olmaksızın ülkedeki din adamlarının Taliban propagandası ile bağış çağrıları yapılamayacağı" yönündeki iddiaları gerçeği yansıtmadığı gerekçesiyle reddediyor. Bakanlık sözcülerinden Zahid Hafız Çavdri, DW'ye verdiği demeçte, "bu tür suçlamaların tamamen mesnetsiz olduğunu ve Taliban'a sempati duyulmadığını" savundu. Öte yandan İslamabad'daki hükümet, resmi açıklamalarında kendini "Allah'ın savaşçısı" ilan eden Taliban'la arasına mesafe koysa da Taliban'la bir biçimde anlaşmaya mahkum olduğu düşüncesiyle hareket ediyor.
Taliban, geçen haftalarda Pakistan-Afganistan sınırında bulunan ve Kandahar sınırları içinde kalan Spin Boldak'ta kontrolü ele geçirmişti. Bu sınır kapısından normal koşullarda iki yönlü günde yaklaşık 900 kamyon geçiyor.
Pakistan hükümeti, Taliban'ın Spin Boldak'ta kontrolü ele almasının ardından önce sınır kapısını geçişlere kapattı. Ancak haber ajansları, daha sonra Pakistan tarafındaki bölge yönetimi ile Taliban'ın bölge sorumlusu komutanı arasında pazarlıklar yapıldığını ve sınırın bir süre sonra yeniden geçişlere açıldığını duyurdu. Pakistan tarafındaki bölge yönetimi için şu anda sınırla ilgili konularda Afganistan tarafındaki tek muhatabı Taliban'ın bölge komutanlığı. Haber ajansları, yaralanan bazı Taliban savaşçılarının da sınır bölgesindeki Çaman kasabasında tedavi gördüklerini aktarıyor.
Uluslararası Kriz Grubu'nun Afganistan uzmanlarından Andrew Watkins, Pakistan hükümetinin yerelde karşılaşılan problemleri çözmeye odaklı bir politika izlediği yorumunu yapıyor. Watkins'e göre Pakistan hükümetinin hedefi, terör ve suçla mücadele ile birlikte sınırdan kendi bölgelerine geçişleri mümkün olduğunca engellemek. Aynı zamanda Taliban'ın iktidarı tamamen devralması sonrasında yaşanacak yeni bir düzensiz mülteci akınını da önlemek. Pakistan topraklarında halihazırda savaş, şiddet ve yoksulluktan kaçıp gelmiş yaklaşık iki milyon Afgan mülteci yaşıyor.
İRAN'DAN TALİBANLI AFGANİSTAN İÇİN ESNEK ÇÖZÜMLER
Taliban, sadece Pakistan sınırındaki Spin Boldak'ı ele geçirmekle kalmadı. Taliban, Temmuz ayı başında İran'ın Herat bölgesi topraklarında bulunan İslam Kale sınırında da kontrolü ele aldı. Bu sınırın da Taliban için anlamı büyük. Dünya Bankası verilerine göre Afganistan ithalatının yüzde 15 kadarı İran'dan yapılıyor.
İran Dışişleri Bakanlığı sözcülerinden Said Hatipzade, Afganistan sınır kapısında kontrolü Taliban'ın ele geçirmesinin ardından "İran'ın sınırları barışçıl ve gayretli sınır sorumluları sayesinde güvenlidir ve ülkemizin Afganistan sınırlarında güvensizlik söz konusu değildir" açıklamasını yaptı. Sözcü, Taliban ile çatışmalardan kaçan çok sayıda Afgan sınır görevlisinin de İran'a sığındığı bilgisini verdi.
Afganistan uzmanlarından Andrew Watkins, uzun yıllar Taliban ile sıkı ilişki içinde olan Tahran yönetiminin son dönemlerde başka konulara ağırlık verdiğini belirtiyor. "İran'ın kendini Afganistan'daki Şiilerin koruyucu gücü olarak görse de Afganistan'da siyasi bir çözüm istediğine" dikkat çeken Watkins, Tahran'da açıkça söylenmese de Afganistan'da iktidarı Taliban'ın devralmasına muhtemel gözüyle bakıldığını ifade ediyor.
ÖNCELİK İSTİKRAR SAĞLANMASINDA
Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre İran'da da resmi olarak yaklaşık bir milyon düzensiz Afgan göçmen bulunuyor. Tahran yönetimi ise bu rakamın 2,5 milyon civarında olduğunu tahmin ediyor.
Uzman Watkins'e göre, İran yönetiminin isteği Afganistan sınırının istikrarlı olması ve Afganistan'dan İran'a daha fazla mülteci geçmesinin engellenmesi. Watkins, ABD yaptırımlarının zaten olumsuz etkilediği ülkenin sınırlarının sorunsuz olmasının Tahran'ın önem verdiği bir diğer nokta olduğu yorumunu yapıyor.
İran'ın gelecekte Taliban'ı siyasi olarak ılımlı davranmaya zorlaması bekleniyor. İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevat Zarif, Temmuz ayında düzenlenen ve hem Afgan hükümetinin hem de Taliban temsicilerinin davet edildiği bir konferansta "Bugün Afgan halkı ve siyasi yönetimi ülkenin geleceği konusunda zor kararlar almak zorunda" demişti. Tahran yönetiminin Kabil hükümetine Taliban'a olduğundan çok daha yakın olduğunu vurgulayan Afganistan uzmanına göre ancak ülkede NATO sonrası iktidarı Taliban ele geçirirse, Tahran bu durumu sessizce sineye çekecek.
Kersten Knipp
© Deutsche Welle Türkçe