İktidara yakınlığıyla bilinen Tamer Karadağlı’nın Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü'ne atanması tepki toplarken, Karadağlı’nın daha önce Devlet Tiyatroları sınavına girdiği ve sınavı kazanamadığı ortaya çıktı.
Birgün’den Sercan Meriç’e konuşan Yücel Erten, “Tiyatro sanatı ile pek de ilgisi olmadığı halde, şimdi zembille tepeden inmesi, anlaşılır gibi değildir” dedi.
1969’da DT’ye giren Yücel Erten, şu açıklamayı yaptı:
“30 yıl aşkın bir süredir çok yazdım, çok söyledim, elimden geldiğince eyleme döktüm: Devlet Tiyatroları merkezî yönetim anlayışı içinde şişmiş, hantallaşmış, ucu bucağı görünmeyen, şaşkın bir imparatorluk haline gelmiştir. Süregelen yarım akıllı padişahlık yönetiminden kurtarılıp, yerinden yönetim doğrultusunda, rasyonel bir yeni yapılanmaya kavuşturulması gerekir. Ama süreç bunun tersine işlemiştir. Kurumun tüzel kişiliği de yok edilip, ekselanslarının bando-mızıka takımını andıran bir duruma indirgenmiştir. Mevcut iktidarın anlayışı budur.
Böyle bakınca, bando-mızıka takımının başına kimin atandığı, sanıldığı kadar önem taşımaz. Evet, elbette ufuk, birikim, yetenek, liyakat gözetilmelidir. Ama bunlar nerede ve ne kadar gözetildi ki, şimdi Devlet Tiyatrolarında farklı olsun? Bence de bu atama uygun düşmemiştir. Yanlış hatırlamıyorsam; bir dönemde Devlet Tiyatroları’na sınavla 120 sanatçı almıştık. Adı geçen kişi, o 120 kişi arasına girememişti. Tiyatro sanatı ile pek de ilgisi olmadığı halde, şimdi zembille tepeden inmesi, anlaşılır gibi değildir. Ama çok önemli de değildir.
Asıl önemli olan, Devlet Tiyatroları sanatçı ve çalışanlarının, on yıllardır bir camia olarak, değişime ayak diremiş olmaları, böyle bir hayata sürüklenmeye razı olmaları, boyun eğmiş olmalarıdır. Dönüp geldiğimiz durum: Her toplum, lâyık olduğu biçimde yönetilir…”
“Bir ilahiyatçıyı genel müdür yardımcısı yapmak için Tamer Karadağlı getirildi”
Öte yandan, Sercan Meriç, Tamer Karadağlı’nın atanmasının arka planında bir başka bir strateji olduğunu iddia etti.
Meriç’in yazısından ilgili bölüm şöyle:
“Kurt’tan (eski Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Mustafa Kurt) sonra DT’deki imza yetkisi Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nden 2001 yılında mezun olan, bir dönem Sivas DT Genel Müdürlüğü yapan, 2021’de DT Genel Müdür Yardımcısı olarak atanan Emre Başer’deydi.
İmza yetkisinin Başer yerine, bir başka genel müdür yardımcısı olan İbrahim Aktürk’te olması için Kurt’a bir süredir baskı yapıldığı söyleniyor. Aktürk, Erdoğan’ın kararıyla 3 Ekim 2022’de bu göreve atanmıştı. Bu atama da tiyatro camiasında şaşkınlık yaratmıştı. Zira, Aktürk’ün tiyatro ile ilgili bir geçmişi yoktu. Kendisi İlahiyat Fakültesi mezunuydu.
Diğer kurumlarda defalarca tanık olduğumuz bir süreç, bu kez DT bünyesinde yaşanıyordu. Hedef, Saray’ın taleplerine direnç gösteren Kurt’u görevden almak, imza yetkisini de 'birilerine yakın olduğu için göreve atanan' genel müdür yardımcısına devretmekti.
Bu noktada Karadağlı formülü akıllara geldi.
Asıl amaç, Karadağlı’nın genel müdürlüğünün altında, tiyatro ile hiçbir ilgisi olmayan ilahiyat mezunu Aktürk’ü kurumun tek otoritesi yapmaktı…
Söz konusu atama da böyle gerçekleşti.”
Eski Genel Müdür neden görevden alındı?
Meriç, eski Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Mustafa Kurt'un neden görevden alındığını da anlattı.
2018’den beri bu görevde bulunan Kurt’un MHP kökenli bir isim olmasına rağmen ılımlı bir çizgide yer aldığını ifade eden Meriç, tiyatro kulislerinden edindiği bilgiyi şöyle aktardı:
“Kurt’un görevden alınmasına sebep olan süreç, Mersin’deki ‘Tarsus Tiyatro Günleri’ kapsamında perde açan ‘Yıldızlar Altında Yaz Eğlencesi’ oyunu ile başladı. Oyun, AKP’li belediye meclis üyesi Abdurrahman Altınsucu’nun 'müstehcenlik' ve 'dini değerlere hakaret' edildiği iddiasıyla savcılığa suç duyurusunda bulunmasıyla gündeme gelmişti.
Oyunda, Aziz Nesin’in Aziznamesi’nde yer alan 'Du Bakali N’Olek' öyküsünden de kısa bir bölüm yer alıyordu. Bu bölüm AKP’lileri sinirlendirdi. Onlar da Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu’ya ulaştı. Oyunun DT bünyesinde sahnelendiği yönünde ihbarda bulundu.
Söz konusu ihbarın ardından Bakan Yardımcısı Mumcu’nun DT Genel Müdürü Kurt’u aradığı öne sürülüyor. Mumcu’nun söz konusu görüşmede hakarete varan ifadeler kullandığı da iddialar arasında.
DT’deki görevine başladığında henüz 5 yaşında olan Mumcu’nun bu tavrı Kurt’u bir hayli üzmüş. Söz konusu görüşmenin ardından ipler tamamen kopmuş. DT koridorlarında AKP’nin kadrolaşma çabasına direnç gösterdiği öne sürülen Kurt’un, uzun süredir bürokratların hedefinde olduğu ve görevden alınacağı konuşuluyordu.” (Kısa Dalga)