The Guardian’a göre 21. yüzyılın en iyi 10 fantastik romanı

1. The New Moon’s Arms – Nalo Hopkinson (2007)

Jamaika doğumlu Kanadalı yazar bilimkurgu üzerine yazdıklarıyla bilinse de, fantastik edebiyat türü ile yakından ilgili. The New Moon’s Arms’ta menopoza girmiş olan ana karakterin, sahilde Selkie (Kelt ve İskandinav mitolojisinde denizde fok, karada insan olan yaratık) bir çocukla karşılaşması ve onu yanına almasının ardından kendi çocukluğuna ait anılarla tekrar yüzleşmesini konu alıyor. Roman, okuru duyusal deneyimin ve ada yaşamının derinliklerine sürüklüyor.

2. Kim Korkar Ölümden (Who Fears Death) – Nnedi Okorafor (2010)

Çoğu eserinde olduğu gibi bu romanda da Nnedi Okorafor, Nijeryalı bir göçmen olarak tecrübei ettiklerinden ve Afrika’daki geniş ailesinden dinlediği hikâyelerden ilham alıyor. Ana karakter Onyesonwu (Güney Nijer’yadaki yerli Igbo dilinde anlamı Kim Korkar Ölümden anlamına geliyor) bir tecavüz sonucu dünyaya geliyor. Özel büyü güçleri olan ana karakter “seçilmiş bir kahraman”dan, kehanetini yeniden yazan ve dünyasını tekrar oluşturan kişiye dönüşüyor.

Yazarın bu romanı ve diğer eserleri bilimkurgunun alt kategorisi saydığı “Africanfuturusim” formunda. Yeni nesil Afrikalı yazarlardan Oghenechovwe Donald Ekpeki ve Khadija Abdalla Bajaber bu türü benimseyip anlatılarında kullanan yazarlardan ikisi.

3. Redwood and Wildfire – Andrea Hairston (2011)

Oyun yazarı ve akademisyen Andrea Hairston Redwood and Wildfire adlı romanında ırkçılığa karşı Afroamerikan folklorunun derinliklerine iniyor. Afroamerikan bir kadın olan Redwood ile İrlandalı Seminole Aidan’ın Georgia’dan Chicago’ya olan yolculuğu ve şiddet ve zulme karşı çıkmak adına hakiki sihirbazlıkla birleşen büyü anlatılıyor.

4. Elif (Alif the Unseen) – G. Willow Wilson (2012)

Eserleri genellikle büyülü gerçekçilik türünde sınıflandırılan G. Willow Wilson’ın, Elif adlı bu romanı Siperpunk ve Fantazi türlerini de kapsıyor. Alif the Unseen, Elif takma adlı Orta Doğulu bir bilgisayar korsanının cin hikâyeleri anlatan bir kitapla karşılaşmasından, bilgisayar korsanlığına ve kuantum hesaplamalarına giden bir hikayeyi konu alıyor. World Fantasy En İyi Roman ödülü kazanmış eserde aşk ve ekonomik eşitsizlik gibi temalar da işleniyor.

5. A Stranger in Olondria – Sofia Samatar (2013)

Time dergisinin Tüm Zamanların En İyi 100 Fantastik Kitabı listesinde yer alan A Stranger in Olondria romanında Sofia Samatar, hayaletleri, kültür çatışmalarını ve yazı dilinin sözlü kültür üzerindeki etkilerini keşfederken, okura ilgi çekici karakterler ve heyecan verici bir macera sunuyor. Yazarın Somalili bir babasının olması, farklı kültürlerle büyümesi, Sudan’da ve Mısır’daki öğretmenlik deneyimleri Samatar’ın kurgusunda yer bulan unsurlar arasında.

6. Beşinci Mevsim (The Fifth Season) – N.K. Jemisin (2015)

Nebula, Locus, World Fantasy ve Hugo gibi birçok önemli ödülde adı anılan N.K. Jemisin, fantastik edebiyat türü denilince günümüzde ilk akla gelen isimlerden. Beşinci Mevsim, çok uzak bir gelecekteki dünyayı konu alsa da, şimdi ve bu dünyayla olan bağlantısı da yadsınamaz bir gerçek. Roman iklim değişikliği, çevre tahribatı, ırk ayrımı ve geçmişin yükleri konularını işliyor. Hayran olunası ama bir o kadar da zorlu kahramanı ve ikinci şahıs anlatımı ile roman, bu konulardan daha fazlasına sahip.

7. The House of Shattered Wings – Aliette de Bodard (2015)

Bilimkurgu ve fantazi türlerinde eser veren de Aliette de Bodard, Nebula, Locus ve British Science Fiction Association ödüllerini kazandı. Gotik fantastik türündeki serinin ilk kitabı olan roman, yeryüzüne düşen melekleri; Paris’in yarısını harabeye çeviren ve şehri büyüyle bozan ve kirleten savaşı konu alıyor. Seri, modern Avrupa şehirlerinin çok ırklı siyasetini ve çok kültürlü gerçekliğini yansıtıyor.

8. Black Sun – Rebecca Roanhorse (2020)

Rebecca Roanhorse 2017’de fantazi ve bilimkurgu topluluklarının dikkatini, satirik kısa öyküsü Welcome to Your Authentic Indian Experience ile çekmeyi başardı. Yazar, fantastik unsurları ve Diné halkının destanlarını bir araya getirerek kıyamet sonrası bir manzarada okurla buluşturuyor. Roanhorse’un fantastik dünyası Avrupa’nın istilasına uğramamış bir Mezoamerika’da kurulu.

9. The Water Dancer – Ta-Nehisi Coates (2020)

Ta-Nehisi Coates’un ilk romanı The New York Times’ta kurgu alanında çok satanlar listesine girerek, tarihi kurgu, fantazi ve bilimkurgu türlerinde dikkat çekmeyi başardı. The Water Dancer, bir iç savaş öncesinde geçiyor. Ana karakter olan Hiram Walker köleliğin içine doğuyor ve “Tasked” isimli toplulukta yer alıyor. Walker’ın annesinden miras kalan “Water Dancing” adı verilen doğaüstü gücünü keşfetmesi farklı anıların canlanmasına yol açıyor. Yaşamı daha sonra farklı topluluklara doğru sürükleniyor.

Octavia Butler’ın Yakın romanında olduğu gibi, Coates da köleliğin dehşetini salt realizm için fazla baskın bulur yani fantazi türü okuru böyle bir dünyaya çekebilir.

10. A Master of Djinn – P. Djèlí Clark (2021)

Tarihçi ve ödüllü bir yazar olan P. Djèlí Clark’ın kendi çalışmalarından yola çıkarak Steampunk türünde yazdığı romanı, 1912 Kahire’sinde geçiyor. Ana karakter Fatma el-Sha’arawi uzun süredir ortalıkta olmayan toplu bir cinayetin failini aramaktadır. Fakat aynı zamanda bu kişi büyüyü 40 yıl önceden dünyaya geri getirendir. Clark’ın kurduğu dünyadaki Kahire’de, şimdi ve geçmiş, Batı ve Doğu, bilim ve büyü, detaylara ustaca işleniyor.