Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, partisinin Elbistan'da kurduğu koordinasyon merkezinde gazeteci Fatih Portakal’ın canlı yayınına bağlanarak açıklamalarda bulundu.
Kadıgil, havanın bölgede çok soğuk olduğuna dikkat çekerken, kent merkezindeki en işlek cadde olan Malatya Caddesi’nde birçok binanın yıkıldığını söyledi. Kadıgil, “Bir binanın camları bile kırılmamışken, iki yanındaki bina kağıt gibi çökmüş. Bu icraen cinayettir. Bu binayı yapan, bu binaya izin verenler, bu binalara 26 kere imar affı çıkaranlar; bu felaket olmasaydı mecliste bir imar affı daha görüşülecekti. Burası alüvyonlu bir ova, fay hattı üzerinde. Buralara bile bile insanlara mezar inşa etmişler. Binaların birçoğunda şu an çalışma yapılamıyor” dedi.
Devlet 3 gün sonra ulaştı
Kadıgil’in açıklamalarından satır başları şöyle:
-12 derecede üç gün bekledikten sonra devletin eli buraya uzandı, şu anda da çok kısıtlı ve çok geç. Heyelan yüzünden hala ulaşılamayan dağ köyleri var.
İmar aflarıyla mezar inşa etmişler
’Buldunuz fırsatını siyaset yapıyorsunuz’ diyorlar, on binlerce insanımızı kaybetmiş ve bunun sebepleri var. Bu afetin bir öncesi var, bir sırası var ve sonrası var. Öncesinde imar aflarıyla insanlara mezar inşa etmişler. Deprem bölgesindeki her yerde bu durum var. Bunun sebebi kaçak yapılaşma, 'daha fazla oy alalım' ve 'aman müteahhitlerimize helal gelmesin' anlayışıdır. Bunu konuşmayacaksak neyi konuşacağız?
Afet sırasına gelelim, raporları çıktı mesela, ne kadar bir büyük sarsıcı bir şey olduğunu devlet de biliyor, AFAD da biliyor. Bütün imkanları seferber etmek için beklediler. Aynı gün içinde bunun organizasyonunu yapsalar binlerce can kurtarılacaktı.
İmar affı olmasaydı, bu hırsız müteahhitler, bunlara yol veren rüşvetçiler, üç kuruş oy için göz yuman siyasetçiler olmasaydı zaten bir kurtarma faaliyetine ihtiyacımız kalmayacaktı.
Bunun tek müsebbibi Erdoğan'dır
Afet sonrasına geldiğimizde o Saray’da oturan zat-ı muhteremin suratından nefret akan gözleriyle öfke kusmasını atlatamayacağım. Bunu bu halka yapmaya hiç kimsenin hakkı yok. Bunun tek müsebbibi Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bunu söyleyen de kendisi. Bu ülkenin rejimini değiştirdi. Gün, siyaset günü.
Boynumuzun borcu
O müteahhitlerin de peşine düşeceğiz, bu izinleri verenlerin de peşinde düşeceğiz, bir halkı devletsiz bırakan herkesin peşine düşeceğiz. Burada hayatını kaybeden her bir insan için bunu yapmak hepimizin boynunun borcu.” (Kısa Dalga)