İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kendisine yönelik hakaretlerinin ardından düello çağrısında bulunan ancak polisi bakanlık binası önüne yaklaştırmadığı Zafer partisi lideri Ümit Özdağ, Halk TV’de “Perdenin Önü Arkası” programına konuk oldu.
Ümit Özdağ Süleyman Soylu’nun aşağıya ineceğini düşündüğünü belirterek şunları söyledi:
“Karadeniz uşağı, Karadeniz uşakları cesur olur. Ben, kendisini Oflu zannediyordum meğer Oflu değil kofluymuş. Korktu Süleyman. Çok korktu ve çok net bir şekilde İçişleri Bakanlığı’nın 300 metre önünde polis barikatı kurdurmuş.”
Özdağ, İçişleri Bakanlı Soylu ile karşı karşıya geldiğinde ne olacağına ilişkin soruyu da yanıtladı ve şöyle dedi:
KİŞİSEL BİR ŞEYE DÖNÜŞTÜ: Süleyman’ı biraz merak içinde bırakalım… Bir gün karşı karşıya geleceğiz. Bu iş, bugün de söylediğim gibi henüz bitmedi. Ben hayatta olduğum müddetçe de bitmeyecek. Çünkü bu siyasetin dışında bir şey. Bunun AKP’lilerle hiçbir ilgisi yok. AKP ile de ilgisi yok. Bugün AKP’li vekiller, bakanlar, grup başkanları destek açıklamaları yaptılar. Onlara cevap bile vermiyorum. Verecek cevabım var. Çok ağır şeyler de söyleyebilirim ama siyasi hayatım boyunca hiç hakaret davası açılmadı hakkımda. Ama bu siyasi bir şey değil artık. Ümit Özdağ-Süleyman Soylu arasında bu kişisel bir şeye dönüştü. Vallahi de billahi de bunun hesabını sormadan ölürsem gözüm açık gider.
POLİS OLMAZSA NE OLUR GÖRÜRÜZ: Nereye kadar gideceğini birlikte göreceğiz. Bir gün karşılaşırız. Onun yanında da polis olmaz benim yanımda da polis olmaz bak o zaman ne olur görürüz. Soylu, İçişleri bakanı değil ilçe başkanına dahi yakışmayacak ifadeler kullandı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti 100 yaşında. Ama Türk devleti 4000 senelik bir devlet.
ERKEK GİBİ DUR DEDİM. DURAMADI: İçişleri Bakanlığı da Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ve ondan önce Türk devletlerinin en önemli kurumlarından bir tanesi. Böyle bir kurumun başındaki kişi ve yakın çevresinin devlet ağırlığını temsil etmesi gerekir. Ama bu kişi, dediğim gibi bırakın bir bakanın bir ilçe başkanının etmemesi gereken, hakaret bile etmedi, küfretti. Ben küfrüne cevap verdim. Ya özür dile ya küfrünün arkasında erkek gibi dur dedim. Duramadı.” (Kısa Dalga)