Kışın artan hava kirliliğinin; obezite, diyabet ve diğer kronik hastalık riskini artıran bağırsak mikrobiyotasını değiştirdiğini belirten Prof. Dr. Vedat Göral, "Araştırmacılar özellikle vücudumuzda, hava kirliliği nedeni ile artan ozon maruziyetinden etkilenen, 128 çeşit bakteri türü belirlediler. Dünyada yılda yaklaşık 8,8 milyon insan hava kirliliği nedeniyle hayatını kaybediyor. Özellikle bağırsak hastalığı olanların, kışın ve kirli havalarda daha dikkatli olması ve ilaçlarını mutlaka düzenli kullanması gerekir" dedi.
KOAH ve astım hastaları riskli grupta yer alıyor
Prof. Dr. Göral, hava kirleticilerin sağlık üzerinde çok sayıda olumsuz etkisi olduğuna dikkati çekerek "Özellikle kışın artan hava kirliliğine maruz kalma, sadece akciğerde hastalıklara neden olmayıp, KOAH ve astım hastalarında zarara yol açtığı gibi, gastrointestinal bozukluklar, obezite, diyabet ve diğer kronik hastalık riskini artıran bağırsak mikrobiyotasının bileşimini değiştirir. Havadaki kirleticilerin çoğu, fosil yakıtların (örneğin, araba egzozundan) ve endüstriyel atıkların yanmasından elde edilir. Hava kirliliğinin ana bileşenleri; polen, sülfatlar, nitratlar, organik karbon, mineral tozu, polisiklik aromatik hidrokarbonlar (PAH), metaller, iyonlar ve biyolojik bileşenlerdir. Araştırmacılar özellikle vücudumuzda, hava kirliliği nedeni ile artan ozon maruziyetinden etkilenen, 128 çeşit bakteri türü belirlediler. Bu bakterilerin bazıları, insülin salınımını etkileyebilir ve şeker hastalığına neden olabilir. Diğer türler ise bağırsak bariyeri bütünlüğünü korumaya ve iltihaplanmayı önlemeye yardımcı olan yağ asitleri de dahil olmak üzere zararlı metabolitler üretebilir. Bunlar da bağırsak mikrobiyatasında değişikliğe ve bağırsakta geçirgenliğin artmasına, iltihabi bağırsak hastalıklarında artışa neden olabilir" diye konuştu.
Batı diyeti uygulayanlar, daha çok risk altında
Sindirim sisteminin artan hava kirliliğinde yüksek miktarda kirleticilere maruz kaldığını aktaran Prof. Dr. Göral, sözlerine şöyle devam etti:
"Çalışmalar solunan partiküllerin mukosiliyer taşınmasının akciğerlerden bağırsağa hızla temizlendiğini gösterdi. Yani partiküller akciğerlerden bağırsaklara da ulaşıyor. Ayrıca kirletici partiküller, hem yiyecek hem de su kaynağımızı önemli miktarda kirletir ve bu nedenle ağız yolundan da hava kirliliğindeki maddeler bağırsağımıza girer. Tipik bir Batı diyeti uygulayan kişinin, günde ortalama milyonlarca küçük partikülü aldığı tahmin ediliyor. Bu nedenle kirli havadaki partiküller, Gastrointestinal hastalıkların son zamanlardaki artışına, özellikle iltihabi bağırsak hastalığı sıklığında artışa rol oynar. Kişi hava kirliliğine ilaveten, ek olarak sigara da içiyorsa bağırsak geçirgenliğinde artış, iltihabi bağırsak hastalıkları sıklığında artış daha kolay olur. Epidemiyolojik veriler, hava kirliliğinin gastrointestinal sistem üzerinde önemli sağlık etkileri olduğunu gösterir. Nitrojen dioksit ve partiküllerin daha yüksek konsantrasyonlarına uzun süreli maruz kalma, erken başlangıçlı Crohn hastalığı riskinin artmasıyla ilişkilendirildi. Ayrıca ölçülen toplam hava kirleticilerindeki artış, iltihabi bağırsak hastalığı nedeniyle hastaneye yatış riskinde de artışa neden olmaktadır."
Yılda 8,8 milyon kişi hava kirliliğinde hayatını kaybediyor
Prof. Dr. Vedat Göral, hava kirliliğinin kısa süreli seyahatlerde bile hastalığa neden olabileceğini ve daha çok apandisit hastalığına, çocuklarda karın ağrısına ve gastroenterite yol açabileceğini söyledi.
Hava kirliliğinin beşinci risk faktörü olduğunu ve yılda yaklaşık 8.8 milyon insanı öldürdüğünü aktaran Göral, "Yazarlar, "Hava kirliliğine atfedilebilen hastalık yükünün çoğunun, solunum yolu hastalığı, bağırsak hastalığı ve tip 2 diyabet dahil olmak üzere bulaşıcı olmayan kronik hastalıklardan kaynaklandığını vurguluyor" dedi.
Göral, kışın gerekmedikçe dışarı çıkılmaması konusunda uyarıda bulunarak, "Koruyucu maske kullanılması, hava kirliliğin yüksek olduğu bölgelerde oturulmaması veya buralara seyahat yapılmaması gerekir. Özellikle bağırsak hastalığı olanların, kışın ve kirli havalarda daha dikkatli olması ve ilaçlarını mutlaka düzenli kullanması gerekir" ifadelerini kullandı. (DHA)