ŞENOL BALI
Van'da yaklaşık 50 STK’nın bir araya gelerek oluşturduğu Sivil Dayanışma İnisiyatifi üyeleri, LGBTİ karşıtı yürüyüş düzenledi.
LGBTİ karşıtı dövizlerin açıldığı yürüyüşte LGBTİ bireyleri hedef gösteren sloganlar atıldı. Kısa Dalga, yürüyüşün nabzını tuttu.
Yürüyüşü düzenleyen STK’lar arasında Ensar Vakfı, İHH (İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı) , ASKON (Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği), MUSİAD gibi kurumlar da vardı. Günler öncesinde duyurusu yapılan etkinlik kapsamında , İpekyolu ilçesindeki Boyalar Cami önünde toplanan sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve vatandaşlar, geniş güvenlik önlemleri eşliğinde kent merkezindeki Hz. Ömer Camisi’ne kadar yürüdü. Kadın ve erkeklerin ayrı kortejler halinde yer aldığı yürüyüşte LGBTİ karşıtı döviz ve pankartlar açıldı.
‘Ailen saldırı altında, harekete geç’ başlığıyla düzenlenen yürüyüşte atılan sloganlar LGBTİ bireyleri hedef gösterici içerikteydi.
‘Sapkın LGBT çetelerine hayır’, ‘aileni ve neslini koru’, ‘medya LGBT danışmasına dur de’ gibi sloganlar öne çıkanlar oldu. Yürüyüşte dikkat çeken bir başka konu ise sık sık atılan tekbirlerdi.
Ellerinde Türk bayrağı olan katılımcıların çoğu ileri yaş grubundan olsa da kadınların da yoğun bir katılımı söz konusuydu. Yürüyüşe katılan ebeveynlerin bir kısmı yaşları 10 ila 15 arasında değişen çocuklarını da beraberinde getirdi.
LGBTİ bireyleri hedef gösteren dövizlerin açıldığı yürüyüşte LGBTİ karşıtı sloganlar attı
"LGBT denilen bela maalesef doğal bir hale getirilmek isteniyor"
Veren Eller isimli dernek adına yürüyüşe katılan ve Kısa Dalga’ya konuşan Gazanfer Gülen isimli yurttaş, yürüyüşü ailelileri ve çocuklarının geleceği için düzenlediklerini söyledi. ’’ Kötülüğe dur demek veya şerre fren olmak için buradayız. Medyada, internette çocukların izlediği filmler, LGBT denilen bela maalesef doğal bir hale getirilmek isteniyor. Kötülüğe dur demek için bu yürüyüşü düzenledik ve bu yürüyüşle kalmaz. Kötülüğün durması için bu bir ikazdır, hatırlatmadır."
Kadın ve erkekler ayrı kortejler halinde yürüdü
"Namusumuza el atsalar bunun cevabını veririz"
Tahsin Eşin isimli yurttaş ise LGBTİ bireylere karşı ailelilerini korumak için alanda olduklarını söyledi. Eşin, ‘’ Çoluk çocuğumuza , namusuma saldırılıyorlar. Zaten haklarını aldılar. Artık serbestler. Biz de namusumuza sahip çıkmak istiyoruz. Namusumuza el atalar bunun cevabını veririz. Milletimizin, devletimizin huzuru kaçmasın diye sesimizi çıkarmıyoruz. Bizi huzursuz ederlerse canımızı da malımızı da bu yolda feda ederiz. Vatanımız, bayrağımız için çalışıyoruz, bize zulüm etmesinler her gün TV’de izliyoruz karı kız sokakta geziyorlar, birbirlerini öldürülüyorlar sonra da arkadaşlarıyla çıkmış falan şiddet gördü diyorlar. İçkiyi serbest etmiş, sarhoş oluyor, gidiyor milletin içine dalıyor. Milletin ırzına namusuna her şeyi yapıyor nedir bu adam şiddet görüyor, biz şiddet yapmıyoruz. Yüz senedir biz dinimize, vatanımıza , bayrağımıza sahip çıkıyoruz. Eğer bize sahip çıkmazlarsa biz de elimizden geleni yaparız" ifadelerini kullandı.
Tahsin Eşin
Bir diğer yurttaş ise İslam’a hakaret edildiğini söyledi ve zalimlere karşı yürüyüş yaptıklarını belirtti.
Diyanet-Sen Van Şube Başkanı Arvas: LGBT eğilimli sapkın zihniyet aile kurumuna büyük zarar veriyor
Bir km’ye yakın alanı yürüyen kalabalık, kent merkezindeki Hz Ömer Camisi’ne vardı. Burada inisiyatif adına açıklama yapan Diyanet-Sen Van Şube Başkanı Nurullah Arvas, LGBT propaganda ve dayatmalarına karşı farkındalık oluşturmak bir araya geldiklerini söyledi. Arvas, ‘’ Dedelerin çocukların saçlarını okşamalarının sapıklık olarak değerlendirilmeye başlandığı toplumda her geçen gün insanın insana dokunması, insanın insana teması daha fazla sorun haline geliyor. Tüm dünya genelinde, LGBT eğilimli sapkın zihniyetin aile kurumuna karşı yürüttüğü kampanyalar ve baskıcı kuşatmalar aile kurumuna çok büyük zararlar veriyor. Bugün Batılı ülkelerin birçoğunda, ‘Cinsel Yönelim’, ‘Cinsel Tercih’, ‘Cinsellik Hakkı’ vb. adlar altında tamamen insan fıtratını ve tabiatını yok edici mahiyetteki eşcinsel evlilikler yasal güvenceler altına alınmaktadır ‘’ ifadelerine yer verdi.
Arvas, cinsiyetin önemsizleştirilmek istendiğini dile getirdi ve konuşmasını şu sözlerle sürdürdü; ‘’ Kişilerin kız ya da erkek cinsiyetlerinin önemsizleştirilerek çok kolay bir şekilde değiştirilmesi yönündeki eğilimlerin artması, insan fıtratı ve tabiatı ile bağdaşır bir şey değildir. Özellikle LGBT fikriyatı istikametinde gençlere yönelik cinsiyet değiştirme yönündeki telkinler ve algı operasyonları, insan tabiatını bozucu mahiyettedir. Bugün bireyi ve Toplumsal cinsiyeti konuşmaya başladık. Öteki olmak, ötekileştirmek farklı bir şey, ötekilerle çatışmaksa daha farklı bir şey. Dünya literatüründe toplumsal cinsiyet ve gender kelimelerine yüklenen anlam ise oldukça farklıdır. Küresel çetelerin Tek bir din, Tek bir cinsiyet, ötekileştirme ve öteki olmaya nasıl anlamlar yüklendiğini görüyoruz.’’
Yürüyüşte taşınan dövizlerden
"Sapıklık, ahlaksızlık ve çarpık ilişkiler bilinçli şekilde özendiriliyor’’
Son dönemlerde boşanmalar ve aile içi şiddetin artmasını LGBTİ grupların varlığına bağlayan Arvas, "Toplum, birkaç marjinalin adeta oyuncağı haline dönüşüyor’’ cümlesine yer verdi.
"Sapıklık, ahlaksızlık ve çarpık ilişkiler bilinçli şekilde özendiriliyor. İnsanı diğer varlıklardan ayıran ne kadar değer varsa küresel odakların desteğiyle yok ediliyor. Gerçekler apaçık ortada. Aile müessesesini korumalıyız. ‘Batılı Ülkelerin Sicilini Kadına Şiddet ve Çocuklara Yönelik Suçlar Kirletiyor’ Tek dünya devleti, tek dünya vatandaşı, tek dünya cinsiyeti gibi düşünceleri hayata geçirmek isteyen gizli dünya düzeninin gizli yöneticileri ve onların gönüllü ya da şuursuz uşaklığını yapan şer hizmetkarlarına sesleniyoruz."
Kadınlar yürüyüşe yoğun bir katılım sağladı
"İstanbul sözleşmesinin ortadan kalkması ailevi tahribatın önüne geçmiştir ‘’
Arvas’ın slogan ve tekbirlerle sık sık kesilen konuşmasından Beyza Gündüz isimli küçük bir çocuk da kısa bir konuşma yaptı. Ardından Ayşegül Çakır isimli katılımcı kadınlar adına söz aldı.
"Münkir olarak ifade edilen kötülükler mücadele etmek bizim vazifemizdir. Şeytan ve adamları kötülüğü ve fuhuşu insan Allah’ın azabına uğrasın diye emreder. ‘’ ifadesini kullanan Çakır, kötülüklerden korunmanın en sağlam yolunun fıtrata göre yaşamak olduğunu dile getirdi.
Çakır, şu sözleri kullandı ; ‘’ Bugün bütün batılı ülkelerde cinsel yönelim, cinsel tercih, cinsel haklar ve benzeri adlar altında tamamen insan fıtratını yok edecek faaliyetler ve eş cinsel evlilikler yasal güvence altına alınmaktadır. Neredeyse nikahlı evliliklerle yarışır düzeyde nikahsız birliktelikler de yapılmakta ve toplum ve aile yapısı yok edilmektedir. Bu gayrı meşru birlikteliklerden mezhebi bozuk milyonlarca çocuk dünyaya gelmektedir. Doğan bu çocuk aile şefkatinden ve ahlaki eğitimden yoksun olarak yetişiyor ve toplumun başına bela oluyor. Bu açıdan fıtrata aykırı işler yapmak insanlığa en büyük kötülüktür. Özellikle LGBT fikriyatı istikametinde gençlere yönelik cinsiyet değiştirme yönündeki telkinler, insan tabiatını bozucu mahiyettedir. İstanbul sözleşmesinin bazı maddeleri cinsel eğilim hareketine katkı sağlamış , nesil emniyetini tahrip etmiştir. Kısa zaman önce sözleşmenin ortadan kalkması büyük bir ailevi tahribatın önüne geçmiştir."
Katılımcı kadınlar adına konuşan Ayşegül Çakır
Yapılan açıklamaların ardından sloganlar atan kalabalık, alandan ayrıldı.