PELİN ÜNKER
AKP'nin Eylül 2021'den bu yana uyguladığı düşük faiz yüksek kur stratejisine dayanan yeni ekonomi modeli borçlarda ciddi yükselişe yol açtı. Son bir yılda vatandaşların da şirketlerin de bankalara olan borcu 1'er trilyon lirayı geçti.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) dün açıkladığı Aralık 2022 verilerine göre bankalara olan toplam borç (bireysel ve ticari) 2021'deki 1 trilyon 788 milyar lira seviyesinden 2022'de 2 trilyon 751 milyar liraya yükseldi. Yani borçlar bir yılda 963,1 milyar lira -yaklaşık 1 trilyon lira- arttı.
Enflasyon yükseldi, gelirler eridi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın faiz oranlarını yüzde 19'dan yüzde 9'a düşürme kararlılığı, TL'nin 2022'de dolara karşı yüzde 30 gerilemesine yol açarken, enflasyon Ekim 2022'de yüzde 85,51 ile 24 yılın zirvesine çıkmıştı. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı resmi verilere göre Aralık 2022 itibarıyla enflasyon yüzde 64,27, gıda enflasyonu yüzde 77,87 düzeyinde bulunuyor. Reel gelirlerde yaşanan ciddi boyuttaki erime ise hanehalkı borcuna yansıyor.
Yayınlanan resmi verilere göre tüketici kredileri yaklaşık 1 trilyon 85 milyar liraya ulaşırken bunun 674,8 milyar lirasını ihtiyaç kredileri oluşturdu. Kredi kartları borçları ise 452,5 milyar liraya ulaştı. Böylece vatandaşın bankalara toplam borcu 1 trilyon 537 milyar lirayı buldu.
"Tüketici yaşamak için borçlanıyor"
DW Türkçe'ye konuşan Tüketici Birliği Federasyonu Başkanı Avukat Mehmet Bülent Deniz, yüksek enflasyon ve özellikle gıda, iletişim, ulaşım, enerji gibi zorunlu giderlerde yaşanan anormal fiyat artışlarının, tüketiciyi yaşamak ve ayakta kalabilmek için borçlanma araçlarını kullanmak zorunda bıraktığını söylüyor.
Enflasyon farkı dikkate alındığında dahi tüketicinin borç stokunun yaklaşık 1,6 trilyon seviyesinde olmasının toplumsal bir sorun olduğuna işaret eden Deniz, "Bu yüksek borç stokunu ödemekle yükümlü olan milyonlarca tüketicinin, süreç bu şekilde ilerlediği sürece yasal takibe düşmesi kaçınılmaz. Bu durum milyonlarca tüketicinin ekonomi dışında kalması ve toplumsal barışın daha da bozulması sonucunu doğuracaktır" diyor.
Kredi kartında iki kat artış
Önceki yıl vatandaşın bankalara borcu 986,7 milyar liraydı. Tüketici kredileri 776,7 milyar lira olurken, bunun 464,7 milyar lirasını ihtiyaç kredileri oluşturuyordu. Kredi kartları borçları ise 209,9 milyar lira seviyesindeydi. Buna göre kredi kartı borçları son bir yılda iki katından fazla arttı.
Kredi kartı borcunun asgari tutarını ödeyerek veya yeniden yapılandırarak günü kurtarmaya çalışan çok büyük bir kitle olduğunu ifade eden Mehmet Bülent Deniz, Federasyon olarak yaptıkları kamuoyu araştırmasına göre tüketicilerin yüzde 33'ünün kredi kart hesap özetinin tamamını ödeyemediğini, 36 milyon kredi kartının limitinin dönem bitmeden tükendiğini, sağlık, kasap, manav, bakkal, market ve hatta semt pazarlarındaki alışverişlerin dahi kredi kartı ile yapıldığını aktarıyor.
"Şirketler tehlike altında"
Şirketler açısından da durum değişmedi. Taksitli ticari krediler ve kurumsal kredi kartları borçları toplamda 1 trilyon 214 milyar lirayı buldu. Bu, 2021'deki 801 milyar 161 milyon lira seviyesinden yaklaşık 413 milyar liralık bir artış anlamına geliyor.
İhtiyaç kredilerindeki artışın genel tüketici kredilerindeki payının yüksek olduğunu, bunun da vatandaşın zorlandığını gösterdiğini vurgulayan iktisatçı Prof. Dr. Mehmet Şişman asıl tehlikenin ise şirket borçlanmaları tarafında olduğu görüşünde.
DW Türkçe'ye konuşan Prof. Şişman, ticari kredilerdeki artışın enflasyonun üzerinde olduğuna işaret ederek, "Merkez Bankası'nın verileri de bunu gösteriyor. Bu sene şirket gelir ve karları seçim öncesi veya sonrasında düşerse bu alanda sorun çıkar" diyor.
Merkez Bankası'nın 20 Ocak'ta yayınladığı haftalık para istatistiklerine göre TL kredilerin yıllık bazda yüzde 138 arttığını dile getiren Şişman, "Taksitli ticari kredilerde taşıt geçen yıla göre yüzde 202 artmış. Konut kredileri yüzde 109, takipteki kredi kartları yüzde 67 artmış. Bunlar kötü sinyal" ifadelerini kullanıyor.
Mevcut gelirleriyle borçlanma imkânı bulamayan vatandaşların oranının da yüksek olduğuna dikkat çeken Şişman, "Eğer enflasyon yükselmeye devam eder, reel gelirler düşerse vatandaş bu tüketici kredilerini ödemekte daha da zorlanır" diye ekliyor.
66 milyar lira takibe girdi
Verilere göre ödenemeyen borçlardan dolayı bankalarda takipteki alacaklar da arttı. Vatandaşların ve şirketlerin bankalara ödeyemediği borçlar 66,6 milyar lirayı buldu.
2021'de tüketici kredileri ve bireysel kredi kartlarında takipteki alacaklar 24,4 milyar lira seviyesindeyken 2022'de bu rakam 29,8 milyar liraya çıktı. Bu alanda artış 5,4 milyar lira oldu.
Mehmet Bülent Deniz, verilerin tüketicinin borcunun çevrilebilir olma sınırını geçtiğini gösterdiğini vurgulayarak 90 günlük takip süresinin 2023 Aralık dönemine kadar 180 gün olarak uygulanması ve tüketicinin borç stokunun eritilmesi için de borçlarına yapılandırma imkânı getirilmesi çağrısı yapıyor.
Ticari krediler ve kurumsal kredi kartlarında ise takipteki alacaklar 2021'deki 39 milyar 285 milyon seviyesinden, 2022'de 36 milyar 855 milyon lira seviyesine indi.
Borçlar beş yılda üçe katlandı
Veriler son beş yılda borçlarda keskin bir artışa işaret ediyor. Şirketlerin ve vatandaşların bankalara olan toplam borçları 2018'de 889 milyar lira seviyesindeydi. Buna göre borç miktarı beş yılda üç katına çıktı.
Tüketici kredileri ve bireysel kredi kartı özelinde borçlar ise beş yılda ikiye katlandı. Aralık 2018'de toplam 504,2 milyar liralık tüketici kredisi ve bireysel kredi kartı borcu bulunuyordu.
Aynı dönemde taksitli ticari krediler ve kurumsal kredi kartı borçları da 384,8 milyar lira seviyesindeydi. Bu alandaki beş yıllık artış üç katı geçti.
Bankalara ödenemeyen ve yasal takibe giren borçlar ise 2018'de 43,8 milyar lira seviyesindeydi. Geçen beş yılda bu alanda yaklaşık 23 milyar liralık artış yaşandı.