Kısa Dalga - Meclis’e sunulan yargı paketinde Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen 187 nci maddesi de yeniden düzenlendi. Ancak Anayasa Mahkemesi maddeyi “kadınların evlendikten sonra da sadece kendi soyadlarını kullanabilmelerine” olarak sağlanması gerektiği gerekçesiyle iptal etmişti. Teklifte ise AYM’nin bu kararına rağmen kadınların ancak kocalarının soyadı ile birlikte kendi soyadlarını kullanabileceklerine ilişkin değişiklik yer aldı.
Değişiklik teklifi ile Medeni Kanun’un söz konusu maddesi şöyle düzenlendi:
“MADDE I87- Kadın, evlenmekle kocasının soyadım alır. Şu kadar ki; kadın evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadım da kullanabilir. Kadının soyadı, kendi soyadı ile önceki kocasının soyadından oluşuyorsa kadın bu soyadlarından sadece birisini evleneceği kocasının soyadının önünde kullanabilir."
“Ayrı soyadı aile bütünlüğü zarar verir”
Teklifin gerekçesinde ise AYM kararına uyulmaması şöyle savunuldu:
“Anayasamızın 41 inci maddesinde ailenin Türk toplumunun temeli olduğu kabul edilmektedir. Ailenin önemi değerlendirildiğinde, anne ve babanın ayrı ayrı soyadı kullanmaları, çocuk üzerinde olumsuz etkiler doğurabilecek, çocuğun hangi soyadım kullanacağı ayrı bir tartışma konusu haline gelecektir. Bu durum, Türk toplumunun temeli olan aile bütünlüğüne zarar verebilecektir. Bu nedenle Anayasa Mahkemesince iptal edilen kanun hükmü yeniden düzenlenerek evlenen kadının kocasının soyadım alacağı, ancak dilerse kocasının soyadının önünde önceki soyadım da kullanabileceği, kadının soyadı, kendi soyadı ile daha önceki kocasının soyadından oluşuyorsa bu soyadlarından sadece birisini evleneceği kocasının soyadının önünde kullanabileceği hüküm altına alınmaktadır.”
Anayasa Mahkemesi "eşitliğe aykırı" demişti
Teklifin gerekçesindeki bu görüşe karşıt olarak Anayasa Mahkemesi kararında kadının sadece kendi soyadını kullanmasının engellenmesinin Anayasa’daki “eşitlik” ilkesine aykırı olduğu belirtilmişti.
Kararda cinsiyet temelli farklı muamele söz konusu olduğunda kamu makamlarının takdir yetkisinin daraldığı ifade edilerek “Ortak soyadının aile bağlarını korumanın zorunlu unsuru olduğunun, bu manada eşlerin ortak soyadı taşımamaları hâlinde aile bağlarının hiçbir şekilde korunamayacağının söylenmesi de zordur. Buna göre aile bağlarının korunup güçlendirilmesi amacının da kuralla öngörülen farklı muamelenin makul nedeni olarak kabul edilmesi mümkün değildir” denilmişti.
Kararda “evlenmeden önceki soyadının evlendikten sonra da tek başına kullanılması bağlamında kadın ve erkek arasında kuralla öngörülen farklı muamelenin eşitlik ilkesini ihlal ettiği” belirtilmişti. (Haber Merkezi)