Yöneylem Koordinatörü Derya Kömürcü: Muhalefet 'kazanacağız' hissi vermezse, iktidar kazanır

Yöneylem Sosyal Araştırmalar Merkezi Genel Koordinatörü Doç. Dr. Derya Kömürcü, siyasi partilerin durumunu tek tek analiz etti ve bu durumun sandığa nasıl yansıyacağına anlattı.

DEMET BİLGE ERKASAP


Türkiye 100 gün sonra yeniden sandık başında olacak… Önümüzdeki siyasi tablo hayli belirsiz ve dağınık. Muhalefette işbirliği konusunda net bir gelişme yok. Açık ve kapalı kapılar var. Cumhur ittifakında AKP ve MHP işbirliği sürüyor ancak özellikle Yeniden Refah Partisi eleştirileriyle denkleme dahil oluyor. Yeniden Refah, üç büyük kent için işbirliğine evet dese de diğer tüm il ve ilçeler için “tek başına girme” kararı aldı.

Yöneylem Sosyal Araştırmalar Merkezi Genel Koordinatörü Doç. Dr. Derya Kömürcü, Kısa Dalga Podcast'te yayınlanan 'Çok Merak Ediyorum' podcast serisine konuk oldu ve siyasi partilerin durumunu tek tek analiz etti:

Belirsizlikleri çok fazla olan bir seçim süreci

Seçime 3 ay süre var ama ortada dağınık bir tablo var sanki, ittifaklar işbirlikleri belli değil.. Siz de böyle görüyor musunuz?

"Adaylaşma süreçleri normal takviminde işliyor. Fakat özellikle İstanbul'dan bahsedecek olursak sadece İYİ Parti ile CHP'nin işbirliği yapıp yapmaması değil, aynı zamanda DEM Parti’nin de nasıl bir tavır takınacağı çok belirleyici olacak. O yüzden evet belirsizlikleri çok fazla olan bir seçim süreci içindeyiz.

"İYİ Parti’nin hedefi yerel seçimler değil"

İYi Parti ne yapıyor, neler oluyor partide?

"İYİ Parti’yi doğru anlamak gerekiyor. MHP’den ayrılarak kurulan bir partiydi. Ama kuruluş iddiası diğer bir ‘milliyetçi parti olmak’ değil, Türkiye'de merkez siyasetteki boşalan alanı doldurmaktı.

Birçok siyasetçi de bu vaatle gittiler partiye… 14 Mayıs seçimleri öncesinde, ‘Erdoğan ve AKP kaybedecek, merkezde ciddi bir alan boşalacak ve İYİ Parti merkez parti olacak’ gibi bir okuma vardı.

Ama seçim kazanılamadığı için İYİ Parti'de en azından bu okumayı yapanların iddiası boşa çıktı.

Parti içi güç mücadelesine de yansıdı. Merkez kanatla milliyetçi kanat arasındaki güç mücadelesinde milliyetçi kanadın elini kuvvetlendirdi.

İYİ Parti’de şimdi 2028 seçimleri için ‘Yeni bir konumlanma içinde gitmeliyiz’ diye düşünüyorlar . Tam da bu yüzden yerel seçimleri çok önemsediklerini düşünmüyorum. Yani yerel seçimlerin zaten kaybedilmiş bir seçim olduğunu düşünüyorlar.

İYİ Parti seçmeninin ikinci tercihi CHP

İYİ Parti seçmeni nasıl davranır seçimde?

İYi Parti seçmeni partisine çok bağlı, ideolojik aidiyeti olan yıllardır o partiye oy veren bir seçmen değil. Esas motivasyonları, AKP'ye Erdoğan'a karşı olmak ve iktidarın gitmesini sağlamak.

Evet milliyetçi duyarlılıkları olan ama aslında kentli seküler kendilerini merkezde konumlandıran bir seçmen. 90’lardaki DYP seçmenine daha yakın bir seçmen kümesi.

İYİ Parti’nin çekirdek oyu araştırmalarda çok düşük çıkar. En son araştırmada da yüzde 1’in altına düşmüş görünüyor. Dolayısıyla bu seçmenler çok kolaylıkla yakın hissettikleri başka partileri destekleyebilecek.

İYİ Parti seçmenlerinin ikinci tercihleri büyük oranda CHP. Yaklaşık yarısı CHP'yi ikinci parti olarak görüyor. Üçte biri çok net bir şekilde partisi kimi aday gösterirse göstersin, kazanabileceği yerlerde CHP'li adayı destekleyeceğini söylüyor.

Özgür Özel’in DEM Parti hamlesi doğruydu

DEM Parti’nin tavrı çok önemli. Müzakerelere açığız açıklaması geldi.. DEM Parti nasıl bir süreç izler sizce?

Her zaman her seçimden önce Kürt siyasetiyle ilgili çok fazla tartışma oluyor. Kiminle ittifak yapacak, işbirliği yapacak? Her siyasal partinin nasıl herkesle görüşmeye hakkı varsa, DEM Parti’nin de var. Herkes çıkarlarını maksimize etmeye çalışıyor bu süreçte.

CHP doğru bir hamle yaptı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel açık bir siyaset izlemeyi tercih etti ve gelebilecek tepkileri de göze alarak, hatta 14 Mayıs seçimi sürecindeki en büyük suçlamanın oradan geldiğini bildiği halde yani tırnak içinde söylüyorum; ‘terörle işbirliği suçlaması…’

Özgür Özel, kapılı kapalı kapılar arkasında değil açıkça kamuoyunun önünde ziyaret etti Dem Parti’yi. Ortak basın açıklaması yapıldı. Bunların DEM Parti tabanına olumlu yansıyacağını düşünüyorum.

DEM Parti seçmeninin parti bağlılığı, parti disiplini çok daha yüksek. Çoğunun ideolojik politik argümanlarla oy kullandığını biliyoruz. Dolayısıyla merkezi olarak DEM Parti yöneticilerinin vereceği her mesaj DEM Parti seçmeninin kimin ne kadar destekleyip desteklemeyeceğini etkileyecektir diye düşünüyorum.

İstanbul'da seçim kafa kafaya olur, işbirliği şart

CHP lideri Özgür Özel, işbirliği umudunu koruduğunu söylemişti. Peki bu umutlar boşa düşürse ve hiçbir ittifak ya da işbirliği olmazsa ne olur?

Yerel seçimler dinamikleri çok farklı seçimler. Ben buradan baktığımda Akdeniz'deki bazı illerde CHP’nin rahat kazanabileceğini görüyorum. Ankara'da Mansur Yavaş'ın CHP'yi aşan bir seçmen tabanına seslenebildiğini görüyorum.

Ama İstanbul’daki seçimin çok kafa kafaya olacağını, CHP’ye yakın bakan seçmenlerin desteğinin yetmeyeceğini, dolayısıyla özellikle İstanbul için bir işbirliğinin şart olduğunu düşünüyorum.

DEM Parti’nin Istanbul'da hiç azımsanmayacak bir oy oranına sahip olduğunu söylemek gerekir. Onların yarısı bile oy vermediği takdirde Ekrem İmamoğlu’nun kaybetme ihtimali artar. O yüzden de son dakikaya kadar işbirliği kapısını açık bırakmak gerekir. Bu tüm Türkiye genelinde olacak anlamına gelmez. Ama son dakika İstanbul'daki aday şunun lehine çekiliyorum diye bir açıklama yaptığında çok ciddi bir pozitif etkisi olacaktır.

Takvim yaklaştıkça seçmenin oy verme eğilimi artar

Muhalif seçmende Mayıs seçimlerinden sonra umutsuzluk var, siyasete küsme var denildi, yazıldı çizildi.. Şu konuştuğumuz tablo sandığa gitmeyi engeller mi?

Mayıs seçimlerinden sonra muhalif seçmenlerde çok ciddi bir tepki gelişti. Siyasete küsme durumu ortaya çıktı. Yani oy kullanmayacağını söyleyenlerin oranı çok yüksek oranlara çıkmıştı. Bunu bir nebze olsun hafifleten ve toparlanmayı sağlayan CHP kurultayı oldu. Genel başkan değişikliği CHP seçmeninde geri dönüş sağladı.

Takvim yaklaştıkça daha da fazla seçmenin siyasetle daha fazla ilgilendiğini, daha çok oy verme eğilimini netleştireceğini söyleyebiliriz.

Üçte ikinin oyu belli, sonucu üçte bir belirler

Yerel seçim dinamiği nasıldır? Hem partiler hem seçmenler açısından soruyorum. Çalışına hizmet edene oy veririm tavrı tamamen terk mi edildi?

Türkiye'de seçmenlerin yaklaşık üçte ikisi zaten bir parti bağlılığıyla aidiyetiyle oy veriyorlar. Onların tercihlerini değiştirmek çok kolay olmuyor.

Herkes gri alanda yer alanları kazanmak için uğraşıyor. O üçte birlik seçmenin oy tercihini etkileyebilmek gerekiyor.

Üçte birlik bu kesim için söylüyorum; mevcut belediye başkanları çok önemli. Düzgün bir hizmet verdiyseniz insanlar sizi başarılı bulunuyorsa zaten yarışa bir adım önde başlıyorsunuz. Onlar evet hizmete bakıyorlar.

Ama yerel seçimde genel siyaseti de anlatmak gerekiyor. Muhalefetin yapması gereken şey, ‘Biz kazanacağız’ hissini vermek, yeniden o hissi uyandırmak. Çünkü eğer bu hissi uyandıramazsınız, insanlar iktidarda kalacak olan partinin adayına oy vereyim diye düşünür.

Yani genel olarak da ‘Bu iktidar ülkeyi yönetemiyor, AKP erimeye devam ediyor, eskiye göre 7 puan daha düştü….’ Bunlar rakamların çok açık gösterdiği şeyler. Bunu kamuoyuna anlatamazsanız, yereldeki başarılarınız biraz havada kalıyor.

Sol - sosyalist partiler belediye meclis üyesi çıkarabilir

Sol, sosyalist partiler bu denklemde nasıl rol oynayacak?

Yerel seçimler bir açıdan dezavantajlı seçimler. Çünkü sadece en yüksek oyu alanın belediye başkanı seçildiği bir seçim. Oy oranında çok büyük bir sıçrama yapsanız bile belediye başkanlığına yaklaşamayabilirsiniz…

Ancak başka bir boyutuyla da eskiden beri özellikle baraja takılan partilerin kendilerini gösterip siyaset yapabildiği bir alan olarak biz hep görürdük.

En azından ‘şu ilçede güçlüyüm, şu ilde güçlüyüm, şu beldede düzgün bir adayım var’ diyen sol partilerin kendilerini gösterebildiği bir alan. Yine böyle olacaktır. Sol sosyalist partilerin güçlü olduğu il, ilçe beldeler olacaktır. Orada fark yaratıp işte halkçı belediyeciliği sergilemek göstermek isteyeceklerdir. Ama bunun dışında da özellikle mesela Türkiye İşçi Partisinin belki şöyle bir imkanı da olabilir… Belediye meclisi üyeliklerini zorlayabilecek bir oy oranına ulaştıkları görünüyor. Bu sizin oyunuzla belediyeyi denetleme imkanı sağlar. Yani orada güvenebildiğiniz siyasetçilerin belediye meclislerinde yer alması sağlar. Seçmene doğru anlatılırsa da bunun işe yarayabilecek bir söylem olduğunu düşünüyorum.

AKP'nin en büyük rakibi Yeniden Refah

Cumhur ittifakına bakalım… AKP - MHP arasında perde arkasında gerilim var deniyor ama muhalefet gibi görünürde parçalı bir tablo yok.. ancak orada da Yeniden Refah’ın iktidarı eleştiren açıklamaları oluyor… Cumhur ittifakı cephesini nasıl görüyorsunuz?

AKP seçimde en en yüksek oranda kaybeden parti aslında. MHP gücünü korudu. Aslında AKP’nin en büyük rakibi, yani ondan kopan seçmenler açısından Yeniden Refah Partisi.

Yeniden Refah Partisi, Erdoğan'ın kazanmasında çok kritik bir rol oynadı. Şimdi de belediye başkanlığı seçimlerinde ne yapacağı özellikle büyükşehirlerde çok belirleyici olacak. Eli çok kuvvetli diye düşünüyorum. Yeniden Refah Partisi de bunun farkında.

MHP'nin de eli kuvvetli bu sefer. Belki daha fazla adaylık ve belediye başkanlığı koparmayı başaracaktır. MHP'ye bir özgüven de geldiği görülüyor son seçimden sonra. MHP seçmeni de o özgüvenle beraber kendisini çok daha rahat ifade ediyor. MHP’nin bu seçimde yeniden beklemediğimizden büyük bir başarı elde etme olasılığı olduğu görülüyor. Eğer kozlarını da iktidar içindeki kozlarını da doğru şekilde oynarlarsa, MHP'nin güçlenip çıktığı bir seçim olduğunu görebiliriz.

Siyasi tıkanma üç partiyi büyüttü

Partilerin sahadaki durumu nasıl? Sürpriz bir sonuç var mı?

Son araştırmada çok büyük değişimler olmadığını görüyoruz. En büyük fark İYİ Parti’de. Çalkantılı görüntüsünden kaynaklanan bir erime olduğu çok açık görülüyor. İYi Parti’nin oy oranı son seçimde aldığı oyun yarısına düşmek üzere. O kadar ciddi bir kopuş var. Elimizdeki tabloda Zafer Partisi büyüyor. Zafer Partisi’nin kalıcı hale gelen bir karşılığı olduğu görülüyor.

Yeniden Refah Partisi büyüyor. Sonuçta bu ekonomik krizi çözemedi, seçimden sonra da Türkiye’de bütün sorunlar devam ediyor. İktidarı destekleyenler sorunlar çözülecek diye düşünüyordu. Hiçbir şey çözülmedi. Dolayısıyla iktidar tarafında olun iktidarı eleştirenler Yeniden Refah Partisi’ni büyütmeye devam ediyor.

Büyüyen üçüncü parti de Türkiye İşçi Partisi… Özellikle iki ay öncesine kadar çok ciddi bir büyüme içinde olduğunu görüyorduk. Ancak CHP içindeki değişim orayı biraz frenlemiş görünüyor. CHP'nin içindeki daha sol seçmen CHP’yi eleştirip TİP’e yönelirken şimdi bir duraksama var.

Sonuçta bu üç partinin Türkiye siyasal sistemi içinde kendilerini kalıcı hale getirecek kadar seçmen desteğine sahip olduğu görülüyor. Siyasetteki tıkanmadan kaynaklı olarak bu üç partinin bir seçmen karşılığı olduğu görülüyor.

Bu seçim de çok kritik seçmen küsmesin sandığa gitsin

Son yılların tüm seçimi kritikti, yine yeniden çok kritik, çok hayati seçim diyoruz ...

Geçmişte de bir sürü seçim için aynı şeyi söylendi ama hayat devam etti. Bu seçimde de aynı şey olacaktır. Ama şöyle bir tablo ile karşı karşıyayız. Yani bunu hiç çekinmeden ifade etmek gerekir. Türkiye demokrasisi giderek daha fazla eriyor. 14 Mayıs mayıs seçimlerini kaybetmek çok büyük bir kırılmaydı. Aynı şekilde önümüzdeki seçimde İstanbul, Ankara'yı başka büyükşehirleri kaybetmek de , bu iktidarı mutlaklaştırmak açısından çok kritik olacaktır. Dolayısıyla evet çok önemli yani yine yine çok önemli bir seçim. O yüzden herkes oy versin, sandığa gitmemezlik yapmasın. Küsmesin yani…”

son yılların tüm seçimi kritikti, yine yeniden çok kritik, çok hayati seçim diyoruz tabii.. Ne dersiniz biter mi bu kritik seçimler…

PODCASTİ DİNLEMEK İÇİN PLAY’E TIKLAYINIZ

Gündem Haberleri