Kısa Dalga - Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, günlük basın toplantısında, Menbiç çevresinde, Türkiye ve YPG terör örgütünün omurgasını oluşturan SDG ile yapılan görüşmeler sonucu ateşkes imzalandığını doğruladı. Miller, ateşkesin koşullarına ilişkin bir soru üzerine şöyle konuştu:
“Ateşkes hafta sonuna kadar uzatıldı ve açıkçası bu ateşkesin mümkün olduğunca geleceğe uzatıldığını görmeye çalışacağız. Bu ateşkes, SDG ve Türkiye hükümeti ile sürdürdüğümüz diplomatik çalışmalar sonucunda sağlandı. Geçen hafta varılan ilk ateşkes diplomatik girişimlerimizle sağlandı ve sadece burada Dışişleri Bakanlığı olarak değil, Suriye içinde faaliyet gösteren koalisyon güçlerimiz de Türkiye hükümeti ile uzun süredir devam eden çatışmasızlık mekanizmalarına sahipler ve ABD güçleri de dahil olmak üzere güçlerin riske atılmamasını sağlamak için SDG ile birlikte çalışıyorlar. Suriye'nin kuzeydoğusundaki durumu yatıştırmak ve daha fazla çatışmanın patlak vermesini önlemek için tüm bu açılardan çalışmaya devam ediyoruz.’’
“Türkiye'nin meşru endişelerini anlıyoruz’’
Kobani’deki askeri hareketliliğin artmasına ilişkin bir soruyu yanıtlayan Miller, şu ifadeleri kullandı:
“Özellikle bu konu hakkında konuşmayacağım. Ancak endişelerimiz Kobani'den daha geniş kapsamlı. Bu noktada Suriye'nin kuzeyinde çatışmaların artmasından endişe duyuyoruz. Türkiye'nin PKK'nın oluşturduğu terör tehdidine ilişkin son derece meşru endişelerini anlıyoruz. Türkiye'nin Suriye'deki yabancı savaşçıların varlığına ilişkin çok meşru endişelerini anlıyoruz. Dolayısıyla onlarla bu endişeler hakkında konuşuyor ve ileriye dönük bir yol bulmaya çalışıyoruz.
Nihayetinde şunu söyleyebilirim ki bizim görmek istediğimiz şey - ki Bakan da bunu kamuoyu önünde dile getirdi - Suriye'deki çeşitli etnik grupların tamamını kapsayan bir Suriye ulusal hükümetinin kurulması ve bunun sonucunda da kendi bayrağı altında silah taşıyan herhangi bir ulus-altı milis ya da ulus-altı grubun kalmamasıdır. Bunun bir parçası olarak yabancı savaşçıların sınır dışı edilmesini tartışmanın kesinlikle uygun olduğunu düşünüyoruz.’’
ABD veya SDG’nin HTŞ ile bir anlaşmaya gittiği iddialarına ilişkin soru üzerine Miller, şu yanıtı verdi:
“Bu konuya kamuoyu önünde girmek istemiyorum çünkü bu konu hala oldukça yoğun diplomatik görüşmelerin konusu. Menbiç için SDG'nin Fırat Nehri'nin doğusuna çekilmesini içeren ateşkesi müzakere edebildik. SDG ile görüşüyoruz ve Türkiye'deki müttefiklerimizle de görüşüyoruz ve bölgedeki diğer ortaklarımızın da bu konuda Türkiye ile görüştüğünü söylemeliyim. Bu sadece Amerika Birleşik Devletleri'nin sorunu değil. Gerginliği azaltacak bir yol üzerinde çalışıyoruz. Ancak biz bu diplomatik görüşmelerin ortasındayken, bunlar hakkında kamuoyu önünde konuşmamam gerektiğini düşünüyorum.
Ancak bunun zorlu bir mesele olduğunu da küçümsememeliyim. Çok zorlu bir mesele. Türkiye ile bu gruplar arasında uzun süredir devam eden bir gerilim var ve bu nedenle ileriye dönük kolay bir yol değil ama kesinlikle takip ettiğimiz bir yol.’’
“Ayşenur Ezgi Eygi vakası ile ilgili İsrail ile etkileşimimiz devam ediyor”
ABD ve Türkiye çifte vatandaşı Ayşenur Ezgi Eygi’nin Batı Şeria’da öldürülmesinin ardından ABD’nin İsrail’e silah tedariki konusunda bir kısıtlama getirmeyi düşünüp düşünmediği üzerine bir soruya Miller şöyle yanıt verdi:
“Bu vakaları son derece ciddiye aldık. Dün bu kürsüde yaptığım konuşmayı dinlediyseniz, İsrail hükümeti ile son olarak Ayşenur Eygi vakası ile ilgili etkileşimlerimizden uzun uzadıya bahsettim; kendilerine Eygi'nin ölümünün kabul edilemez olduğunu, bundan kaçınılması gerektiğini, en başta hiç yaşanmaması gerektiğini açıkça ifade ettik; soruşturmalarının sonuçlarını görmek istediğimizi ve angajman kurallarını değiştirmelerini istediğimizi belirttik.’’ (Dış Haberler)