Dünyanın en büyük 19 ekonomisi ile Avrupa Birliği (AB) ve Afrika Birliği'ni bir araya getiren G20'nin Liderler Zirvesi, Pazartesi günü Brezilya'nın Rio de Janeiro kentinde başlıyor.
Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva'nın ev sahipliğinde yapılacak ve iki gün sürecek zirveye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılması bekleniyor.
Birkaç gün önce gazetecilere zirve hakkındaki beklentilerini aktaran Erdoğan, "Brezilya'da Rio Zirvesi çok, çok verimli, faydalı bir zirve olacak diye düşünüyorum. Sayın Lula ile oradaki buluşmamız inşallah dünyada ses getirecek bir buluşma olacaktır" dedi.
G20 zirvesini küresel ekonomi ve enerji güvenliği konularında önemli bir platform olarak gördüklerini ve enerji güvenliğinin Türkiye için kritik bir konu olduğunu söyleyen Erdoğan, "Küreselleşen dünyada gelişmekte olan ülkelerin ekonomik zorluklarına yönelik somut öneriler içeren bir gündem oluşturmalıyız. Çünkü zincirleme reaksiyonla sadece bir ülkenin değil ilişkili birçok ülkenin ekonomisini etkileyen krizlere karşı tedbir almalıyız" sözlerini kaydetti.
Zirvenin odağındaki plan: Ultra zenginleri vergilendirmek
Brezilya Devlet Başkanı Lula zirvede vergi ödememek için çetrefil boşluklardan faydalanan dünyanın en zengin milyarderlerini vergilendirme planlarını ilerletmeye çalışacak.
Fransız ekonomist Gabriel Zucman tarafından tasarlanan plan, ultra zenginlerin sadece yıllık gelirleri üzerinden değil, toplam net servetleri üzerinden yıllık yüzde 2 oranında vergi alınmasını öngörüyor. Buna gayrimenkul varlıkları, şirket hisseleri ve diğer yatırımlar da dahil olacak. Zucman'a göre dünya nüfusunun yüzde 0,01'ini oluşturan bu kesim servetlerinin sadece yüzde 0,3'ü oranında efektif vergi ödüyor.
G20 maliye bakanlarının Temmuz ayındaki toplantısında ABD ve Almanya'nın yoğun direnişine rağmen bu konuda ilerleme kaydedilmişti. Bakanlar, yüksek net değerli bireyler de dahil olmak üzere, adil ve artan oranlı vergilendirme konusunda bir diyalog başlatmayı kabul etmişti. Rio de Janeiro'da yapılacak zirvede işte bu planların ileriye taşınması hedefleniyor.
Servet vergisi açlıkla mücadele için kaynak olabilir
Forbes Dünya Milyarderler Listesi verileri dikkate alındığında yeni vergi, toplam net servetleri 13 trilyon 500 milyar dolar civarında olan yaklaşık 2 bin 800 milyarderden yılda 250 milyar dolar toplanmasını sağlayabilir.
Toplanan bu kaynak, küresel eşitsizlik ile mücadele için, özellikle de büyük bir bölümü Afrika'da olan yüksek borçlu, düşük gelirli ülkeler için kullanılacak.
Hamburg merkezli GIGA Latin Amerika Çalışmaları Enstitüsü'nde araştırma görevlisi olan ve şu anda zirve için Rio de Janeiro'da bulunan Tomas Marques DW'ye verdiği demeçte, "Yüksek gelirli bireylerin vergilendirilmesi çok önemli, çünkü bu açlık ve yoksullukla mücadele eden ve aynı zamanda iklim değişikliğiyle mücadele eden girişimlerin finansmanı için bir kaynak sağlayabilir" değerlendirmesini yapıyor.
Birçok bilim insanı özellikle gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliğinden orantısız bir şekilde etkilendiğine dikkat çekiyor. Zaten bu ülkeler yıllardır iklim değişikliğinin en kötü etkilerini dengelemek için fon talep ediyor.
Bu tür fonların sonuç verdiğini gözler önüne seren örnekler mevcut. Bunlar arasında Hindistan'a güneş enerjisi kapasitesini artırması için Dünya Bankası ve Yeşil İklim Fonu üzerinden sağlanan finansman yer alıyor. Brezilya'ya ormansızlaşmayı azaltma hedefiyle verilen, kısmen Norveç ve Almanya tarafından finanse edilen, Amazon Fonu da başarı hikayeleri arasında yer alıyor.
Artan popülizm kaynak paylaşımını zora sokabilir
Ultra zenginlere uygulanacak yeni vergiler için geniş bir kamuoyu desteği olsa da birçok G20 ülkesinde popülizm yükselişte.
Bu ülkelerde mali kaynakların uluslararası yardım ve kalkınma fonları yerine ülke içinde kullanılmasını isteyenlerin sesleri artıyor. Kamu kaynaklarının nasıl harcandığına dair ulusal düzeyde hararetli tartışmalar yürütülüyor.
Sao Paulo Üniversitesi öğretim üyesi ekonomist Maria Antonieta Del Tedesco Lins, G20 ülkelerinin birçoğunun bütçelerini dengelemekte zorlandıklarına işaret ediyor.
Lins, ilave vergilerin fayda sağlayacağını söylemekle birlikte "Ama ülkeler için ulusal düzeyde artan baskıları, yeni uluslararası ve çok taraflı yükümlülüklerle dengelemek çok zor" diyor.
Açlık ve yoksulluğa karşı yeni girişim
Brezilya ev sahipliğindeki zirvenin açılış töreninde "Açlık ve Yoksulluğa karşı Küresel İttifak" başlatılacak. Brezilya'nın dönem başkanlığı vesilesiyle başlattığı bu girişim 2030 yılına kadar yoksulluk ve gıda yetersizliği ile mücadele çabalarını hızlandırmayı amaçlıyor.
Brezilya hükümeti aynı zamanda Fransa, İspanya ve Güney Afrika ile birlikte ultra zenginler için önerilen verginin başlıca destekçisi konumunda.
Ama hükümetin bu desteğine Brezilya parlamentosunun alt kanadı olan Temsilciler Meclisi destek vermedi, geçtiğimiz ay büyük servet sahiplerinden ek vergi alınması planları mecliste reddedildi.
Ekonomist Maria Antonieta Del Tedesco Lins'e göre bu utanç verici. Aynı zamanda zirve öncesinde G20 akademik grubunun toplantılarına katılan Lins, eşitsizliğin olduğu Brezilya'nın aslında bu tür bir vergiden büyük fayda sağlayabileceği görüşünde. Bu nedenle Lins, G20'de bu konuda uluslararası bir mutabakat sağlanması halinde bunun Brezilya Kongresi'ndeki müzakereleri de olumlu yönde etkileyebileceğini söylüyor.
Tıpkı dünyanın tüm ülkelerinde olduğu gibi Brezilya'da da zenginler, vergi ödememek için birçok yola başvuruyor. Zenginler, genellikle düşük veya sıfır vergili ülkelerde paravan şirketler kurarak, bankacılık gizliliği yasalarından yararlanarak ve cömert vergi indirimleri sunan tröstler ve hayır vakıfları oluşturarak servetlerini vergi makamlarından kaçırıyor.
ABD servet vergisi önerisine direniyor
Çin ve Hindistan'ın yeni vergi konusundaki tutumları belirsizliğini korurken, Washington bu öneriye karşı çıkmaya devam ediyor.
ABD Hazine Bakanı Janet Yellen Mayıs ayında Wall Street Journal'a verdiği demeçte bunu onaylamayacaklarını açıklamıştı.
ABD başkanlık seçimlerini kazanan ve Ocak ayında göreve başlaması beklenen Donald Trump henüz bu öneri hakkında değerlendirmede bulunmadı. Ancak Trump'ın ultra zenginlere yeni vergiyi desteklemesi pek de olası görünmüyor.
Trump'ın ilk başkanlık dönemine, en çok varlıklı bireyler ve şirketlere fayda sağlayan büyük vergi indirimleri damgasını vurmuştu. Trump gerçi daha sonra, 2000 yılındaki başkanlık adaylığı sırasında, zenginlerden bir defaya mahsus olmak üzere yüzde 14,25 oranında vergi alarak ulusal borcu azaltma sözü vermişti.
Lula'nın müzakereleri sonuç verir mi?
Brezilya devlet başkanının iki günlük zirvede ABD'nin sergilediği direnci aşmayı başarıp başarmayacağı, tüm ülkeleri yeni vergi konusunda ikna edip etmeyeceği merak ediliyor.
Zirvenin, Ukrayna ve Gazze ihtilafları gibi kritik jeopolitik gelişmelerin yaşandığı bir dönem yapılacak olması bunun bir hayli güç olduğuna işaret ediyor. Ayrıca Trump'ın ikinci başkanlık dönemi ve ABD ile Çin arasında ticaret konusunda yaşanması muhtemel gerilimler de zirveyi meşgul edecek gibi görünüyor.
"Lula müthiş bir müzakereci" diyen uzman Tomas Marques, Brezilya Devlet Başkanı'nın kendisini Küresel Güney ile Küresel Kuzey arasında köprü kurucu olarak tanımladığına işaret etmekle birlikte, "Ancak bu çok hassas konuda nasıl bir uzlaşma sağlanmasını başarabilir, bilmiyorum" ifadelerini kullanıyor.
Afrika'nın temsili güçleniyor
Afrika'daki 55 ülkenin üye olduğu Afrika Birliği, Ağustos ayında G20'ye tam üye olarak kabul edilmesinin ardından ilk kez G20 zirvesine katılacak.
Afrika'nın G20'de daha etkin temsili, kıtanın iklim değişikliği ve yoksullukla mücadele fonlarından ve yeni vergi planından yararlanması için kritik önem taşıyor.
Önümüzdeki sene G20 dönem başkanlığını Güney Afrika üstlenecek. Böylelikle Endonezya, Hindistan ve Brezilya'dan sonra dördüncü kez bir Küresel Güney ülkesi dönem başkanlığını üstlenmiş olacak.
Ayrıca dönem başkanlığı hem Güney Afrika'ya hem de bir bütün olarak Afrika kıtasına küresel politikaları şekillendirmek ve kıtanın çıkarlarını savunmak için daha fazla imkan sağlayacak.
GIGA uzmanı Marquez, "Afrika ülkeleri kıtanın küresel önemine rağmen G20'de yeterince temsil edilmedi… Ancak işler değişiyor ve Afrika Birliği artık politika belirleme sürecinde etkili olmaya başlıyor" değerlendirmesini aktarıyor.