Kısa Dalga - İngiltere'nin Southport kentinde 29 Temmuz'da 17 yaşındaki Axel Muganwa Rudakubana isimli saldırganın üç kız çocuğunu öldürdüğü, 10 kişinin yaralandığı bıçaklı saldırının yankıları devam ediyor. 30 Temmuz'dan itibaren başlayan göçmen karşıtı aşırı sağcı protestolar ülke genelinde devam ediyor.
ANKA'nın geçtiği habere göre, Southport'taki bıçaklı saldırının ertesi günü aşırı sağcı İngiliz Savunma Ligi, göçmen ve Müslümanları protesto etmek üzere çağrıda bulundu. Çağrı üzerine toplananlar saldırının yaşandığı caddenin yakınında bulunan Southport Islamic Society Camisi'ni taşladı ve polisle çatışmalar yaşandı. Çok sayıda polisin yaralandığı çatışmalarda bir polis minibüsü ateşe verildi.
Sunderland'da 2 Ağustos'ta başlayan protestolarda ise Masjid-e Anwaar-e Madinah camisi dışında toplananlar ile polis arasında arbede yaşandı. Aşırı sağcılar, Sunderland'da bir polis karakolunu ateşe verdi. 2 Ağustos'ta ayrıca Hartlepool, Liverpool, Glasgow ve Dover'de de göçmen karşıtları cami önlerinde ve kent meydanlarında toplandı. Aralarında Bristol, Liverpool, Hull, Blackpool, Stoke-on-Trent ve Blackburn'ün bulunduğu 20 şehir ve Kuzey İrlanda'nın başkenti Belfast'ta da aşırı sağcılar protestolara devam etti.
Aşırı sağcıların protestoları dün Weymouth, Middlesbrough ve Rotherham'da devam etti. Rotherdam'da dün öğleden sonra sığınmacıların kaldığına inanılan bir otelin önünde toplanan mülteci destekçileri, "Mültecilere kapımız açık" sloganları atarken; sığınmacı karşıtı gruplar otele fırlattıkları çeşitli cisimlerle camları kırdı ve oteli ateşe vermeye çalıştılar.
Middlesbrough'da Masjid al-Madinah Camisi’ni korumak üzere bir grup insan toplanırken, aşırı sağcı göstericiler şehirde yürüyüş yaptı.
Starmer: Aklı başında herkes bu tür bir şiddeti kınamalı
İngiltere Başbakanı Starmer, dün yaptığı açıklamada, bıçaklı saldırının ardından ülkeyi saran protestolarda yaşanan şiddet olaylarını "aşırı sağın haydutluğu" diye niteleyerek kınadı. Starmer açıklamasında şunları kaydetti:
"Hiç şüpheniz olmasın, bu şiddete karışanlar yasaların tüm gücüyle karşı karşıya kalacaktır. Polis tutuklamalara devam edecek ve kişiler tutuklu olarak yargılanacaktır. İster doğrudan ister internet üzerinden bu eylemi kışkırtıp daha sonra kaçanlar olsun, bu karmaşaya katıldığınız için pişman olacağınızı garanti ederim.
Bunlar protesto değil, organize, şiddet içeren bir haydutluktur ve bunun sokaklarımızda ya da internette yeri yoktur. Şu anda Rotherham'da bir otele saldırı düzenleniyor. Yağmacı çeteler kanunları çiğnemeye niyetli. Daha da kötüsü, camlar kırıldı, yangın çıkarıldı. İnsanlar büyük bir korku içerisinde. Bu eylemi için hiçbir gerekçe olamaz ve aklı başında herkes bu tür bir şiddeti kınamalıdır.
Bu ülkedeki insanların güvende olmaya hakları var. Müslüman toplulukların hedef alındığını gördük. Camilere saldırılar yapıldı, diğer azınlık toplulukları hedef alındı. Sokaklarda Nazi selamları ve polise saldırılar... Bunun aşırı sağcı haydutluk olduğunu söylemekten çekinmeyeceğim.
"Bu vahşi güruh ülkemizi temsil etmiyor"
Teninizin rengi ya da inancınız nedeniyle hedef alındığınızı düşünenlere sesleniyorum: Bunun ne kadar korkutucu olduğunu biliyorum. Bu vahşi güruhun ülkemizi temsil etmediğini bilmenizi istiyorum ve onları adalete teslim edeceğiz. Polisimiz, alevlenen her türlü şiddet olayıyla mücadele ederken desteğimizi hak etmektedir. Görünürdeki sebep ya da motivasyon ne olursa olsun hiçbir ayrım yapmıyoruz. Suç suçtur ve hükümet bununla mücadele edecektir." (Dış Haberler)