ABD'li kadınların, Cumhuriyetçi Donald Trump'ın seçim galibiyeti hakkındaki düşünceleri, ikinci başkanlık döneminin ülkedeki kadın haklarına muhtemel etkileri ile ilgili değerlendirmeleri birbirinden o kadar farklı ki, ancak o kadar olur.
Florida'daki kürtaj karşıtı siyasi hareketin aktif üyelerinden Mia Akins DW'ye duygularını, "Trump kazandığı için kesinlikle mutluyum, Harris ile Walz kaybettiği için daha da mutluyum” sözleriyle aktarıyor.
Kürtaj karşıtları memnun
Mia Akins, Miami'deki Uluslararası Florida Üniversitesi'nde üçüncü sınıf öğrencisi ve üniversitesindeki Amerika'nın Yaşamı İçin Öğrenciler (SFLA) adlı hareketin kurucularından. Bu hareket, ABD genelinde kürtaja karşı olan öğrencileri bir araya getiren bir siyasi oluşum.
Akins, ülke genelinde kürtaj yasağını desteklemeyen, bunun yerine bu konuyla ilgili düzenlemeleri eyaletlere bırakmayı tercih eden Trump'ın aslında "ideal başkan" olmadığı görüşünde. Bununla birlikte Akins, iyimser olduğunu söylüyor, Trump başkanlığındaki yönetim ile en azından çalışabileceklerini aktarıyor.
Demokratların başkan adayı Kamala Harris ile başkan yardımcısı adayı Tim Walz, kürtajın ülke genelinde kadınlara tanınan bir hak olmasından yana olduklarını açıklamışlardı.
Trump ise bu hakkı ülke genelinde bir anayasal hak haline getiren kararın iptalinde etkili olan yargıçları atayan isimdi. Çünkü Trump'ın ilk başkanlığı döneminde Yüksek Mahkeme'ye atadığı üç yargıç, bu hakkı tanıyan kararın 2022 yılında iptal edilmesinde etkili olmuştu.
LGBTİ+ toplumunda da endişe hâkim
Kaliforniya'da yaşayan Molly ve çocuğu Sammy ise Trump'ın ikinci başkanlık döneminden endişeli. Sammy, ikilik dışı, yani kendini ne erkek ne kadın olarak görüyor. Bu nedenle Sammy, annesi Molly ile birlikte Trump'ın galip çıktığı seçimlerden birkaç gün sonra apar topar uçağa binip Washington'a uçtular, ev yapımı posterleriyle başkentte düzenlenen protesto gösterisine katıldılar.
Anne Molly, LGBTİ+ topluluğunun bir parçası olan bireylerin hakları dahil olmak üzere, Trump yönetiminin sebep olabileceklerinden korktuğunu söylüyor.
Molly, "Trump'ın LGBTİ+ topluluğunun haklarını ellerinden alacağından endişeleniyorum. Kimi sevebileceklerini ve kim olabileceklerini kısıtlayacak" diyor.
Aile, şimdiden bunun etkilerini hissettiğini anlatıyor. Çünkü Sammy önümüzdeki sene üniversiteye gidecek. Çoğunluğun Cumhuriyetçilere oy verdiği eyaletlerdeki üniversiteleri şimdiden elemiş. Gideceği üniversiteyi belirlerken ve başvururken o bölgedeki seçim sonuçlarını büyük bir dikkatle inceleyeceğini anlatıyor.
Sammy, "LGBTİ+ olan arkadaşlarımın da hayallerindeki üniversitelere gidemeyecek olmalarına üzülüyorum, çünkü orada saldırıya uğramaktan korkacaklar" diyor.
Sağlık alanında kadınlara kısıtlama gelebilir
Trump'ın partisi Cumhuriyetçiler sadece başkanlık seçimlerini kazanmakla kalmadı. Aynı zamanda ABD Senatosu'nda da çoğunluğa sahipler ve 20 Ocak'tan itibaren Temsilciler Meclisi'nde de çoğunluğu sağlayacak gibi görünüyorlar. Bu da iktidar partisinin birçok projesini nispeten kolay bir şekilde hayata geçirebileceği anlamına geliyor.
Indianapolis Üniversitesi'nden siyaset bilimci Laura Merrifield Wilson, "İkinci Trump döneminde Cumhuriyetçilerin Temsilciler Meclisi'nde de liderliği ele geçirmesi halinde kesinlikle daha muhafazakâr kararlar ve sağlık sektöründe, özellikle de kadınlar için, daha katı kısıtlamalar görmemiz mümkün" diyor.
Muhafazakâr Cumhuriyetçiler "2025 Projesi'ni" hayata geçirilebilir. Demokratları, daha liberal ve sol kesimleri de bu endişelendiriyor.
Proje 2025, muhafazakârların ABD'nin geleceğine ilişkin belirledikleri bir yol haritası, bir tür kılavuz. Muhafazakâr düşünce kuruluşu Heritage Vakfı'nın yayımladığı bu projenin hazırlanmasında Trump bizzat yer almamış olsa da birçok eski yol arkadaşı bu projenin hazırlanmasında rol oynadı. Bu yol haritasında kürtaj haplarının yasaklanması ve federal memurların Trump'a sadık kişilerle değiştirilmesi gibi önlemler sıralanıyor.
"Faşizme karşı feminist direniş"
Molly, Sammy ve diğer protestocular bu nedenle Trump'ın ikinci kez kazandığı başkanlık seçimleri sonrasında Washington'daki protesto gösterisi için Heritage Vakfı önünde toplanma kararı aldı.
Protestoyu "Kadınların Yürüyüşü" adlı girişim düzenliyor. Bu girişim, Donald Trump 2017 yılında ilk başkanlığı devraldığında yaklaşık yarım milyon göstericiyi Washington'da bir araya getirmeyi başarmış ve protesto gösterisi ABD'nin en büyük protesto gösterilerinden biri olarak tarih sayfalarına geçmişti. Bu girişim hâlâ aktif ve Washington'daki gösteri öncesinde girişimin yöneticilerinden Tamika Middleton, hedeflerini "Faşizme karşı feminist direniş" olarak açıkladı.
Gösteriye annesi Mandy ve beş yaşındaki kızıyla katılan 27 yaşındaki Erica, "Öfkeliyiz" diyor. Erica küçük kızına işaret ederek, "Ama buraya geldik çünkü ona evde oturup, öfkeli olmakla yetinilmemesi gerektiğini göstermek istiyoruz" diye konuşuyor.
Büyükanne Mandy de torunun büyüyeceği ülkeyle ilgili endişelerini dile getiriyor, torunun ileride kürtajın yasaklanmadığı bir ülkede yaşamasını istediğini söylüyor.
Trump'ın ikinci Başkanlığı: Kürtaj karşıtları için fırsat
Ancak kürtaj karşıtları işte bu endişeleri paylaşmıyor ve Trump'ın başkanlığını kürtaja karşı daha kısıtlayıcı önlemler için önemli bir fırsat olarak görüyor.
SFLA hareketinin ülke genelindeki koordinatörü Reagan Barklage DW'ye, "Kürtaj yanlısı aşırıcılığı nedeniyle Kamala Harris'in seçilmemiş olmasına inanılmaz derecede minnettarım" diyor.
Trump'ın çocukların hayatlarını korumak için Kongre ile birlikte çalışmasını umut ettiğini de sözlerine ekleyen Barklage, Trump'ın kürtaj haplarını daha katı bir şekilde düzenlemesini, ayrıca yargıçların atanmasında da belli hassasiyetleri gözetmesini umduklarını vurguluyor.
Trump, federal yargıçları aday gösteriyor, Senato onaylıyor. Cumhuriyetçilerin Senato'da çoğunluğu elde etmiş olması Trump'ın kürtaj hakkını kısıtlamak isteyen çok sayıda muhafazakâr yargıcı atayabileceği anlamına geliyor.
Görünen o ki, kürtaj hakkını savunan kadınları zor günler bekliyor.