Kısa Dalga - Suriye Demokratik Güçleri komutanı Mazlum Abdi, AP’ye yaptığı açıklamada iki tarafın birleşme için bir "mekanizma" üzerinde anlaştığını belirterek “Büyük bir sayıdan, on binlerce askerden ve binlerce iç güvenlik gücünden bahsediyoruz. Bu kuvvetler, diğer küçük gruplar gibi bireysel olarak Suriye ordusuna katılamazlar. Aksine, Savunma Bakanlığı kurallarına göre oluşturulmuş büyük askeri oluşumlar olarak katılacaklar" dedi.
Abdi, bu ayın başlarında Şam'a yaptığı bir gezi sırasında el-Şaraa ve dışişleri ve savunma bakanları da dahil olmak üzere diğer yetkililerle görüştüğünü ve bu görüşmelerde SDG'nin orduya dahil edilmesi mekanizması üzerinde "prensipte bir anlaşmaya" vardıklarını söyledi.
'Suriye ordusu içinde çok saygın bir yer edinecekler'
Yeni Savunma Bakanı ve diğer askeri yetkililerle "uygun mekanizmaları" belirlemek üzere çalışacak bir komite kurduklarını sözlerine ekleyen Abdi, ulusal orduya katılacak SDG üyeleri ve komutanlarının Savunma Bakanlığı ve ordu komutanlığında “iyi pozisyonlar” almasını beklediğini söyledi. Abdi "Deneyimleri ve uzun hizmet süreleri göz önüne alındığında Suriye ordusu içinde saygın bir yer edinecekler. Deneyimleri ordunun güçlenmesine yardımcı olacak” dedi.
Abdi, Mart anlaşmasının uygulanmasının, kuzeydoğu Suriye'deki tüm sivil, ekonomik ve askeri kurumların Şam merkezli otoriteye dahil olacağı anlamına geleceğini de sözlerine ekledi.
Kuzeydoğu Suriye'deki polis gücünün de ülkenin güvenlik güçlerine dahil olacağını söyleyen Abdi, Şam ile Kürt güçleri arasındaki anlaşmanın uygulanmasının, yaklaşık yarım milyon insanın ölümüne yol açan 14 yıllık iç savaştan çıkan ülkedeki diğer birçok sorunun çözümüne de yardımcı olabileceğini söyledi.
Abdi, Mart ayında Suriye'nin kıyı bölgesinde ve Temmuz ayında güneydeki Süveyda vilayetinde hükümet yanlısı silahlı kişiler ve güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirilen mezhep temelli cinayetlerin, kuzeydoğu Suriye'deki insanlar arasında korku yarattığını ve anlaşmanın uygulanması konusunda tereddüt etmelerine neden olduğunu söyledi. "Bu, 10 Mart anlaşmasının uygulanmasının gecikmesine katkıda bulunan nedenlerden biriydi" diyen Abdi, "Ancak, Mart anlaşmasında ilerleme kaydedilir ve tüm hükümleri pratik olarak uygulanırsa, bu tür olayların tekrarlanmasını önleyebileceğimize inanıyoruz" diye konuştu.
'Türkiye daha esnek'
Mazlum Abdi, bu tür mezhep temelli saldırıların gelecekte önlenmesi için tüm Suriyelilerin eşit haklara sahip olacağı ve devletin inşasına katılacağı bir anlaşmaya varılması gerektiğini söyledi.
Abdi, SDG'nin, birleşik bir devlet içinde "güçlerin merkez ve vilayetler arasında dağıtıldığı" ademi merkeziyetçi bir hükümet biçimini savunduğunu söyledi.
Abdi "Şu anda olduğu gibi biz Suriyeliler anlaşırsak, Türkiye'nin Suriye içine karışmak için hiçbir mazereti kalmayacağına inanıyorum" dedi. SDG'nin Suriye ordusuna katılması konusunda "Türk pozisyonunda bir miktar esneklik fark ettiklerini" de sözlerine ekledi.
Tıkanıklık noktası
Türkiye, PKK ile olan bağları nedeniyle SDG'yi bir terör grubu olarak görüyor. Aralık ayında, İslamcı Heyet Tahrir Şam (HTŞ) liderliğindeki isyancı gruplar başkent Şam'a yürüyerek Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ı iktidardan uzaklaştırdı ve Rusya'ya kaçmaya zorladı.
HTŞ'nin eski lideri olan geçici Cumhurbaşkanı Ahmad el-Şaraa'nın liderliğindeki Şam'daki yeni hükümet, ülkenin kuzeydoğusunun büyük bir kısmını kontrol eden SDG ile Mart ayında bir anlaşma imzaladı.
Anlaşmaya göre, SDG güçlerini yeni Suriye ordusuyla birleştirecekti, ancak ayrıntılar belirsiz bırakıldı ve uygulama durdu. SDG'nin yeni orduda uyumlu bir birim olarak kalıp kalmayacağı ya da gücün dağıtılıp üyelerinin tek tek yeni orduya mı katılacağı konusundaki belirsizlik önemli bir tıkanma noktasını oluşturuyordu.