Kısa Dalga - Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu durumdan çıkması için yabancı girişine önem veren ekonomi yönetimi, sıcak parayı çekmek için çalışmalarını sürdürüyor.
Ancak uzmanlar, yatırımların kalıcı olmamasının “olası” ciddi para çıkışını, döviz kurunda yükselişle ekonomide atılan adımları “elde var sıfır” şeklinde başa döndürebileceği uyarısında bulundu.
‘Borç para her an gidebilir’
VOA Türkçe’nin haberine göre, İzmir Ekonomi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Esen, Türkiye’ye yabancı yatırımların kalıcı nitelikte olmadığını söyledi.
Esen, “Doğrudan yatırımların öyle büyük hacimlerde gelmesi zaten beklenmiyor. Amaç portföy yatırımlarını çekmekti. Bu gelecek parayla kurun istikrara kavuşması, böylelikle kurlardaki istikrarın enflasyona olumlu yansıma yapması amaçlandı. Beklenen de bir parça gerçekleşti. Ama bunların hepsi iktisat sınıflandırmasında borç yaratan kalemler. Hisse senedine, borsaya gelenler aylık olarak 1 milyar doların altında. Büyük çoğunluk borç para yani her an gidebilir. Eğer bütün politikaları bunun üzerine kurarsanız riskleri de göz önüne almak zorundasınız” dedi.
‘Fiyatlama davranışları yüksek enflasyon ortamında katılaşıyor’
Oğuz Esen yatırımların Türkiye’de kalıcı hale gelebilmesinin yolunun daha tutarlı bir enflasyon politikasından geçtiği düşüncesinde olurken, “Ortada kısmi bir istikrar programı var. Bugün enflasyonun yüzde 60’lara düştüğü söylense de bundan aşağı gidiş bundan sonra daha zor olacak. İktisadi birimlerin fiyatlama davranışları yüksek enflasyon ortamında değişiyor ve bunlar kalıcı oluyor, katılık oluyor ve geriye dönüş zorlaşıyor. Çünkü her iktisadi birim kendisini korumaya alıyor, örneğin ev sahibiyseniz kiranızı arttırıyorsunuz” diyor.
‘Rezervler de sonuçta bir yere kadar sizi korur’
Prof. Dr. Esen, “Faizlerin düşmesi lazım. Ama bunun zamanı şimdi mi? Açıkçası çok emin değilim” derken, faizlerin düşmeye başlamasının yatırımcıları kaçırabileceğini söyledi.
Esen, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu büyük bir çöküş yaratabilir. Merkez Bankası rezervlerinde bir artış yaşandı, swaplar azaldı, ona güveniliyor. Ama unutmayalım ki rezervler de sonuçta bir yere kadar sizi korur. İktisatta temel bir kural, negatif birikimler iyi zamanlarda oluşuyor. 2000’li yılların ilk ve ikinci 10 yılında yapılan hataların bedelini bugün ödüyoruz. Geçmişte asimetrik davranılmasaydı, daha güçlü bir şekilde gerçekçi bir kur politikası uygulasaydı, aşırı birikimler olmaz ve büyük kur atakları yaşanmazdı.”
‘Kur riski halen var’
Yabancı yatırımcıların mevduatta kalmasının faizlerin yüksek tutulmasının yanı sıra döviz kurunun da baskılanmaya devam etmesine bağlı olduğunu söyleyen Esen’e göre döviz kuru artarsa bu yatırımlar da uçup gidebilir.
Esen, dünyayla Türkiye arasında giderek açılan enflasyon ve faiz farklılıklarından kaynaklanan bir kur atağı yaşanması olasılığının da bulunduğu görüşünde. (Ekonomi Servisi)