Yeni Orta Vadeli Program açıklandı: Enflasyon beklentisi yükseltildi

Orta Vadeli Program'da 2024 yılı büyüme beklentisi yüzde 4'ten yüzde 3,5'a çekilirken enflasyon beklentisi yine bu yıl için yüzde 33'ten yüzde 41,5'e çıkarıldı.

Kısa Dalga - Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TCMB Başkanı Fatih Karahan yeni Orta Vadeli Program'ın (2025-2027) tanıtım toplantısına katılıyor. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2025-2027 Orta Vadeli Program'ı açıklıyor.

Programa göre, 2024 yılı büyüme beklentisi yüzde 4'ten yüzde 3,5'a çekilirken enflasyon beklentisi yine bu yıl için yüzde 33'ten yüzde 41,5'e çıkarıldı. Cari açık bu yıl için yüzde 3,1'den yüzde 1,7'e düşürüldü.

'Ekonomi programıyla politika belirsizliklerini ortadan kaldırdık'

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

"Bu programın amacı makroekonomik politikaları belirlemek ve temel ekonomik büyüklükleri ve borçlanma durumunu ele almaktır.

Uygulamaya koyduğumuz ekonomi programıyla politika belirsizliklerini ortadan kaldırdık.

OVP'nin ilk yılına yönelik uygulanacak politikalar ve somut tedbirler, 2025 yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'nda ayrıntılı olarak yer alacak.

Temmuz - Ağustos ayında temel konularda çeşitli analiz ve toplantılar yapılmıştır.

'Dezenflasyon sürecinin etkileri 2024 yılı Haziran ayından itibaren başladı'

Öngördüğümüz takvime uygun olarak dezenflasyon sürecinin etkileri 2024 yılı Haziran ayından itibaren başladı.

Büyüme kompozisyonundaki dengelenme ile birlikte cari işlemler dengesi, beklentilerimizin de altında gerileyerek olumlu bir tablo çizdi.

İşsizlik oranları hedeflerimizin de üzerinde bir iyileşme göstermiştir.

Programımız başarıyla çalışıyor ve çözüm üretiyor.

Enflasyon tarafına baktığımızda biliyorsunuz başından itibaren 3 dönemden bahsettik. Geçiş döneminin bu program yılında tamamlandığını ve dezenflasyon döneminin başladığını görebiliyoruz.

İstihdamdaki artış ve işsizlikteki düşüş, uygulanan ekonomi politikalarının etkinliğini ortaya koyuyor.

Türk Lirasına olan güven önemli derecede artmıştır. TL mevduatlarının toplam mevduatlar içindeki payı ciddi bir yükseliş kaydetti.

'26 reformdan 20'si başarıyla tamamlandı'

2024 yılının birinci çeyreğinde, 26 reform tedbirinin planlandığını ve bunlardan 20'sinin başarıyla tamamlandığını görmekteyiz. Bu, Programın başlangıcında önemli bir ilerleme kaydedildiğini ve öngörülen tedbirlerin büyük çoğunluğunun planlanan sürede hayata geçirildiğini göstermektedir.

'Temel amaç enflasyonun tek haneli seviyelere düşürülmesi'

2025-2027 dönemi programının temel amacı, enflasyonun kademeli olarak tek haneli seviyelere düşürülmesi, büyüme potansiyelimizin dezenflasyon süreciyle uyumlu şekilde yükseltilmesi, yapısal reformlarla verimliliğe dayalı yatırım, istihdam, üretim ve ihracatın artırılması, sağlanacak refah artışıyla gelirin toplumumuzun tüm kesimlerine daha adil bir şekilde dağıtılmasıdır. Bu hedefler doğrultusunda, para, maliye ve gelirler politikalarının güçlü bir şekilde eşgüdümü sağlanacak ve enflasyonla mücadele öncelikli bir alan olarak ele alınacaktır.

Yeni OVP dönemiyle birlikte, ekonomimizin sürdürülebilir büyüme ve istikrar hedeflerini gerçekleştirmek üzere atılacak adımları ve öncelikleri belirliyoruz.

'Orta ve uzun vadede üst gelir grubuna çıkılması öngörülüyor'

Büyümenin kaynaklarında, beşeri sermayenin güçlendirilmesi, sabit sermaye yatırımlarının artırılması ve toplam faktör verimliliğinin yükseltilmesi öncelikli olacaktır. Böylece, ekonomimizin rekabet gücünü artıracak ve uzun vadede sürdürülebilir bir büyüme patikasına oturacaktır.

Yapısal reformlarla verimliliğe dayalı yatırım, istihdam, üretim ve ihracatın artırılması, bir diğer kritik stratejimizdir. Bu reformlar, ekonomimizin temel yapısını güçlendirerek daha verimli bir üretim ve ticaret ortamı yaratmayı hedeflemektedir. Orta ve uzun vadede, bu reformların katkısıyla, orta-üst gelir grubundan üst gelir grubuna çıkılması öngörülmektedir.

Depremin yaralarının sarılması ve daha dirençli şehirler oluşturulmasının yanı sıra, gelirin tüm kesimlere adil bir şekilde dağılımı sağlanarak toplumsal refahın artırılması amaçlanmaktadır. Ekonomik büyümenin herkes için eşit fırsatlar sunmasını ve toplumun tüm kesimlerine yayılmasını sağlamak ana amaçlarımızdandır.

Son olarak, demografik fırsat penceresinden azami düzeyde faydalanılması, kadınların ve genç nüfusun ekonomiye kazandırılması hedeflenmektedir. Bu, uzun vadeli ekonomik büyüme için büyük bir potansiyel taşımaktadır.

Yeni OVP dönemi, Türkiye'nin ekonomik yapısını güçlendirmek ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için atılacak önemli adımları kapsamaktadır. Programın tüm bu strateji ve hedefleri, ülkemizin refah seviyesini yükseltecek ve küresel arenada rekabet gücümüzü artıracaktır.

Yeni OVP döneminde, ekonomimizin sürdürülebilir büyüme ve gelişme hedeflerine ulaşabilmesi için çeşitli alanlarda reformlar yapılması öngörülmektedir. Burada 8 ana başlık yer alıyor.

Dünya ekonomisinin 2023 yılında yüzde 3,3 oranında büyüdüğünü ve 2024 yılında büyüme hızının biraz yavaşlayarak yüzde 3,2 seviyesine gerilediğini görüyoruz. 2025-2027 yılları arasında ise küresel büyüme oranının yüzde 3,1 ila yüzde 3,3 arasında yatay seyretmesi beklenmektedir. Bu durum, küresel ekonomik aktivitenin, özellikle gelişmiş ülkelerdeki yavaşlamaların etkisiyle, sabit bir büyüme patikasında ilerleyeceğini göstermektedir.

Özellikle Avro Bölgesi ve ABD ekonomilerinde büyüme oranlarının daha düşük seviyelerde olması beklenmektedir. Avro Bölgesi için büyüme oranının yüzde 0,5'ten yüzde 1,3'e yükselmesi ve ABD'de ise yüzde 2,5'ten yüzde 2,1'e gerilemesi beklenmektedir.

Çin ve Hindistan hariç gelişmekte olan ekonomiler için ise, büyüme oranlarının 2023'te yüzde 3,5'ten başlayıp 2027'de yüzde 3,9 seviyesine çıkması beklenmektedir. Bu ülkeler, küresel büyümenin motoru olarak hareket etmeye devam edeceklerdir.

Son olarak, küresel ticaret hacmi beklentilerine bakacak olursak, 2023 yılında yüzde 0,3 ile sınırlı bir artış görülürken, 2024 yılında yüzde 3,0'a yükselmesi ve takip eden yıllarda yüzde 3,3 ila yüzde 3,5 aralığında dengelenmesi öngörülmektedir. Bu artış, küresel ticaretin toparlandığını ve yeniden büyüme yoluna girdiğini göstermektedir.

'Faizde düşüş beklentileri Türkiye'ye olumla yansıyacak'

ABD ve AB faiz oranlarındaki düşüş beklentileri, küresel finansal koşulların iyileşmeye başlayacağını ve bu durumun Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomilere olumlu yansımaları olacağını göstermektedir.

OVP 2025-2027 dönemi boyunca küresel emtia fiyatlarında beklenen bu ılımlı seyir, sanayide girdi maliyetleri, Türkiye ekonomisinin dış ticaret dengesi, enflasyon kontrolü ve genel ekonomik istikrar açısından olumlu bir tablo çizmektedir.

'Büyüme patikası dezenflasyon süreciyle uyumlu'

2025 yılına geldiğimizde, büyüme oranının toparlanarak yüzde 4,0 seviyesine ulaşması hedeflenmektedir. Bu dönemde, ekonomik reformlar ve yapısal düzenlemelerin etkisiyle, büyümenin tekrar hız kazanması öngörülmektedir. 2026 ve 2027 yıllarında ise büyüme oranlarının sırasıyla yüzde 4,5 ve yüzde 5,0 seviyelerine çıkması planlanmaktadır. Bu hedefler, ekonominin potansiyel büyüme kapasitesine ulaşmasını ve uzun vadede istikrarlı bir büyüme eğilimi yakalamasını amaçlamaktadır.

Bu büyüme patikası, enflasyonist baskı oluşturmadan, sürdürülebilir ekonomik kalkınmayı hedefleyen bir yaklaşımla oluşturulmuş olup dezenflasyon süreciyle uyumludur. Kısa vadede enflasyonla mücadele büyüme üzerinde geçici etkiler yapsa da, orta ve uzun vadede iki hedef uyumludur.

'GSYH'nin 2027'de 1,8 trilyon dolara çıkarılması hedefleniyor'

2023 yılında GSYH’miz cari fiyatlarla 26,5 trilyon TL seviyesindeyken, 2024 yılında bu rakamın 44,2 trilyon TL’ye çıkması beklenmektedir. Dolar cinsinden bakıldığında, milli gelirimizin 2024 sonunda 1 trilyon 331 milyar dolar ve kişi başına gelirimizin ise 15.551 dolar olmasını bekliyoruz. 2027 yılına geldiğimizde ise GSYH’nın 83,1 trilyon TL seviyesine ulaşması öngörülüyor. Dolar cinsinden bakıldığında ise, GSYH’nın 2023 yılında 1,1 trilyon dolar seviyesinden 2027 yılında 1,8 trilyon dolara yükselmesi hedeflenmektedir.

Kişi başı gelirde 20 bin 420 dolar hedefi

Kişi başına düşen gelir ise, 2023 yılında 13 bin 243 dolar seviyesindeyken, 2027 yılı sonunda 20 bin 420 dolara ulaşması planlanmaktadır. Bu göstergeler, ekonomimizin büyüme eğilimini sürdüreceğini ve refah seviyesinin artacağını göstermektedir.

(AKP'nin hazırlıklarına uzun yıllar önce başladığı 'Hedef 2023' programında 2023 yılında 'kişi başı geliri 25 bin dolara çıkaracağız' sözü verilmişti!)

Ekonomide 3 yıllık hedefler

Büyüme

2024: Yüzde 3,5 (Önceki yüzde 4)
2025: Yüzde 4 (Önceki yüzde 4,5)
2026: Yüzde 4,5 (Önceki yüzde 5)
2027: Yüzde 5

İşsizlik

2024: Yüzde 9,3 (Önceki yüzde 10,3)
2025: Yüzde 9,6 (Önceki yüzde 9,9)
2026: Yüzde 9,2 (Önceki yüzde 9,3)
2027: Yüzde 8,8

Dolar/TL tahmini (Ortalama)

2024 33,2 TL (Önceki 23,9)
2025 42 TL (Önceki 43,9)
2026 44,6 TL (Önceki: 47,8)
2027 46,9 TL

GSYH (Milyar TL, Cari Fiyatlarla)

2023: 26.546 milyar TL
2024: 44.218 milyar TL
2025: 61.540 milyar TL
2026: 72.915 milyar TL
2027: 83.132 milyar TL

GSYH (Milyar Dolar, Cari Fiyatlarla)

2023: 1.130 milyar dolar
2024: 1.331 milyar dolar
2025: 1.465 milyar dolar
2026: 1.642 milyar dolar
2027: 1.774 milyar dolar

Kişi Başına Gelir (GSYH, Dolar)

2023: 13.243 dolar
2024: 15.551 dolar
2025: 17.028 dolar
2026: 18.990 dolar
2027: 20.420 dolar

Cari denge /GSYH

2024: Yüzde -1,7 (Önceki yüzde -3,1)
2025: Yüzde -2 ((Önceki yüzde -2,6)
2026: Yüzde -1,6 ((Önceki yüzde -2,3)
2027: yüzde -1,3

(Ekonomi Servisi)

Ekonomi Haberleri