Kısa Dalga - Avukat Akın Atalay, Can Atalay’ın yeniden milletvekili statüsünü kazanması için AYM kararının TBMM’de okunması gerektiği yönünde bir bilgi yayıldığını ama bunun doğru olmadığına dikkat çekti.
AYM'nin Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesi için hak ihlali kararı verdiğine dikkat çeken Atalay, bu kararla birlikte Can Atalay'ın şu an zaten milletvekili olduğunu söyledi.
Konuya ilişkin X (Twitter) hesabından değerlendirmelerde bulunan Akın Atalay şunları dedi:
"Milletvekilliği hiç düşmemiştir, Can Atalay halen milletvekilidir"
Can Atalay’ın yeniden milletvekili statüsünü kazanması için AYM kararının TBMM’de okunması gerekiyordu gibi yanlış, yanıltıcı bir bilgi yayılıyor.
Böyle bir gereklilik yok.
AYM de böyle bir gereklilik olduğunu düşünseydi, gereğini yerine getirmek üzere kararın ayrıca TBMM’ye gönderilmesine de hüküm kısmında yer verirdi.
Nitekim, Enis Berberoğlu kararında karar örneğinin ilgisi nedeniyle TBMM’ye gönderilmesine hükmetmişti.
Oysa Can Atalay kararında buna gerek yok. Neden?
Çünkü AYM kararı diyor ki, milletvekilliğinin düşürülmesiyle ilgili yasama (TBMM) işlemi zaten ‘Yok hükmündedir’, milletvekilliği hiç düşmemiştir, Can Atalay halen milletvekilidir.
Bu durumda TBMM’nin bu kararı okuması, bir karar alması gibi bir işleme gerek yoktur.
"TBMM Başkanlığı'nın hukuken sorumluluğu var"
Olması gereken şey TBMM başkanlığının, hukuken halen milletvekili olduğu AYM’nin kesin ve bağlayıcı kararıyla tescil edilen Can Atalay’ın özlük haklarının sağlanması için gereken idari işlemleri yapmasıdır.
İdarenin (TBMM başkanlığı) mahkeme kararının gereğini yerine getirmemesi halinde hukuken sorumluluğu vardır. Ama bu hukuk devletinde olur.
Devlet kurumlarının ve yöneticilerin hukuka bağlı olduğu, hukukun egemen olduğu bir toplumsal, siyasal düzende olur. Türkiye gibi anayasanın ve hukukun fiilen askıya alındığı otoriter siyasal rejimlerde hukuk yoluyla demokrasi mücadelesi ise zordur.
Devletin bütün kurumlarının ve görevlilerinin hukukun değil de egemenin, otoritenin emrine ve talimatlarına tabi olduğu bir konjonktürde bu durum ancak siyasi olarak çözülebilir. Halk hukukuna sahip çıkmalıdır. Bunun için de muhalefetin mevcut durumu olduğu gibi tespit etmesi, buna uygun siyasi politikaları gündemine alması, buna uygun pozisyon alması, halkı bilgilendirmesi, öncülük etmesi gerekir.
Anayasa ağır şekilde ihlal ediliyor
Artık kabul etmek gerekir ki, Anayasa Mahkemesi kararları bağlayıcı ve uyulması zorunlu karar olarak değer bulmuyor, anayasa ağır şekilde ihlal ediliyor.
Anayasada yazılı hak ve özgürlükler bağımsız yargı güvencesinde değil, iktidarın iki dudağı arasında.
Ek olarak belirtelim ki, AYM’nin Can Atalay başvurusu nedeniyle verdiği 21/12/2023 tarihli (Can Atalay (3). kararında da kararın bir örneğinin ilgisi nedeniyle TBMM’ye gönderilmesi hükümde belirtilmiştir." (Haber Merkezi)