Anayasa yargısı etkisizleştiriliyor: AYM, Kahraman için ihlal kararı vermişti

Tayfun Kahraman’ın AYM'nin ihlal kararına rağmen özgürlüğünden yoksun bırakılması, anayasa yargısının etkisizleştirildiği yapısal bir kriz olduğunu gösteriyor.

Kısa Dalga - İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Gezi Parkı davasından cezaevinde olan şehir plancısı Tayfun Kahraman hakkında Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) adil yargılanma hakkı ihlali" kararına rağmen yeniden yargılama talebini reddetmişti.

Avukat Elçin Özge Şimşek Çağlayan, T24'teki yazısında, 2025 yılının hukuk karnesinde yer alan yüzlerce hukuksuzluk içinde en çarpıcı olanlardan birinin, Anayasa Mahkemesi kararlarının sistematik bir biçimde uygulanmaması olduğunu söyledi.

Anayasa Mahkemesi’nin verdiği hak ihlali kararlarının uygulanmamasının, anayasal düzen açısından olduğu kadar kişilerin temel hakları bağlamında da kritik önem taşıdığına dikkat çeken Çağlayan, şu ifadeleri kullandı:

"Çünkü yaşam hakkı, anayasal ve uluslararası insan hakları hukukunda yalnızca devletin öldürmeme yükümlülüğüyle sınırlı kalmıyor; devletin, gözetimi altındaki kişilerin yaşamını koruma, sağlıklarını gözetme ve beden bütünlüklerini güvence altına alma yönünde pozitif yükümlülüklerini de gerektiriyor. Bu yükümlülükler, tutuklu ve hükümlülerin sağlık hizmetlerine zamanında, etkili ve yeterli biçimde erişimini sağlama, cezaevi koşullarının sağlık durumlarını ağırlaştırmamasını temin etme ve yaşam hakkını riske sokacak uygulamalardan kaçınma sorumluluğunu da doğrudan kapsıyor. Buna rağmen sağlık durumu ağırlaşmış kişilerin tahliye edilmemesi ya da tutukluluğun sürdürülmesi, ölçülülük ilkesinin açık ihlalini gözler önüne seriyor."

"Sorun münferit değil"

Çağlayan, şöyle devam etti:

"Yüzlerce kayıtlı mağdurun bulunduğu bu tabloda, Anayasa Mahkemesi tarafından hak ihlali tespiti yapılmış olmasına rağmen Tayfun Kahraman’ın sağlık durumu gözetilmeksizin özgürlüğünden yoksun bırakılmaya devam edilmesi, sorunun münferit değil, anayasa yargısının etkisizleştirildiği yapısal bir kriz olduğunu açık biçimde ortaya koyuyor.

Tayfun Kahraman hakkında mevcut koşullar altında bugüne dek, yaşam hakkını önceleyen bir kararın verilmemiş olması, yargının hukuki değil siyasi saiklerle karar aldığı endişesini haklı çıkarıyor. Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmaması, temel norm olan Anayasa’yı alt normlar karşısında güçsüzleştirip, bu kararları tavsiye niteliğine dönüştürüyor. Bu haliyle siyasi erkin belirlediği çizgide alınan yargı kararları, hukuki güvenlik ilkesini tartışmalı hale getiriyor.

Bütün bu nedenlerle, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru mekanizmasının fiilen etkisizleştirilmesini tartışmak çok büyük önem taşıyor; zira bireysel başvuru, yalnızca ihlalin tespiti için değil, ihlalin giderilmesi ve benzer ihlallerin önlenmesi amacıyla öngörülmüş, anayasal güvence altındaki etkili bir başvuru yolu olma özelliğini her şeye rağmen koruyor."

Gündem Haberleri