Kısa Dalga - Anayasa Mahkemesi (AYM), Gezi Parkı davası kapsamında 25 Nisan 2022'de verilen mahkumiyetle hapse konan şehir plancı Tayfun Kahraman ile ilgili hak ihlali kararına hükmetmişti.
AYM, kararın gerekçesinde, Kahraman’ın mahkumiyetine gerekçe gösterilen sosyal medya paylaşımları ile basın açıklamalarından hangilerinin şiddete teşvik ya da hükümeti devirmeye teşebbüs etmeye yönelik ifadeler içerdiğinin tespit edilmediği ve bunların hangi şiddet eylemlerine sebep verdiğinin anlaşılamadığına dikkat çekmişti.
AYM, hak ihlalinin ortadan kaldırılması için yeniden yargılama kararının, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine hükmetmişti, ancak mahkeme bu karara uymamıştı.
Tayfun Kahraman'ın avukatı Cansu Çiftçi de karara itiraz etmişti. T24'ten Murat Sabuncu'nun haberine göre, Çiftçi'nin mahkemeye sunduğu belgeler arasında dikkat çekici bir AYM kararı bulunuyor. Kararı, dikkat çekici yapan, uygulayan mahkeme heyeti başkanının mevcut mahkeme başkanı olması.
Sabuncu'nun yazısındaki ilgili kısım şöyle:
"Tayfun Kahraman’ın avukatı dosya dosya dilekçesine eklemiş, aynılıkları vurgulamış. Bir tanesini aktarıyorum:
'Anayasa Mahkemesi 2018 yılındaki bir başvuruda adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ve yeniden yargılama yapılmasına hükmetmiş. Karara konu olayda başvurucu hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan 3 yıl 1 ay 15 gün hapis; tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması suçundan 6 yıl 11 ay 10 gün hapis ve para; genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan 1 yıl 3 ay hapis ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş.
Bu karara istinaden yapılan yeniden yargılama başvurusu, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 2023/… sayılı dosyasında kabul edilmiş ve ../….2022 tarihinde 2022/…sayı ile beraat kararı verilmiştir. Kararın gerekçesinde açıkça Mahkeme 'Anayasa Mahkemesi ../../2022 tarih ve 2018/sayılı kararı dikkate alınarak üzerine atılı suçları işlediğine dair her türlü şüpheden uzak somut, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından CMK 223/2-e maddesi gereğince AYRI AYRI BERAATİNE' karar verildiğini ifade etmektedir. Mahkemenin heyetinde değişiklik olmakla birlikte, Mahkeme Başkanı halen görevde olan başkandır.'
Şimdi soralım:
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi daha önce benzer gerekçe ile verilmiş ve benzer mahiyetteki Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararlarına uymuş, yeniden yargılama yapmış ve sanıkların beraatine hükmetmişken konu Tayfun Kahraman olduğu zaman niye benzer bir yol izlemedi? Mahkemenin kendi uygulamasına da aykırı bu tutum , kanun önünde eşitlik ve hukuki öngörülebilirlik ilkelerine aykırı değil mi?"