Kısa Dalga - Cumhuriyet Halk Partisi'nin 38. Olağan Kurultayı'nın iptali istemiyle açılan davada eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, yönetiminin tedbiren görevlerine iadesini (mutlak butlan) istedi.
Görülen davada Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi, CHP'nin 38. Olağan Kurultayı'nın iptali istemiyle açtığı davada gerekçeli kararını açıkladı.
'Delegenin iradesinin fesada uğradığından söz edilemez'
Davanın konusuz kaldığının belirtildiği gerekçeli karar şu şekilde oldu:
“İfadeler incelendiğinde, menfaat temin ettiği belirtilen delegelerin kongrede oy kullanma karşılığında pazarlık yaptığı, ‘size oy verirsek bana ne vereceksiniz’ şeklinde talepte bulundukları anlaşılmıştır.
Oy kullanma karşılığında çeşitli taleplerde bulunan delegenin iradesinin fesada uğradığından söz edilemez.
Bu kişiler ahlaki davranmamış olabilir, ancak bu durum seçimin geçerliliğini ortadan kaldırmaz.
Ayrıca, seçime hile karıştırma iddiası varsa, bu kişiler hakkında Siyasi Partiler Kanunu’nun 112. maddesi kapsamında ceza soruşturması yapılabilir.”
Mahkeme, iddiaların seçim sonucunu etkileyecek nitelikte somut bir delille desteklenmediğini vurgulayarak, davanın konusuz kaldığına ve karar verilmesine yer olmadığına hükmetti.
Cumhuriyet Halk Partisi Seçim ve Parti Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftçi kararlar ilgili sosyal medya hesabından açıklama yaptı.
Çiftçi bu kararla mahkemenin; siyasi partilerin iç işleyişine, kurultay kararlarına ve demokratik iradesine adli yargının müdahale edemeyeceğini açık biçimde ortaya koyduğunu söyledi.
'Mahkeme iddiaların hiçbir somut delille desteklenmediğini de ortaya koydu'
Kararda, adli mahkemelerin kurultayları iptal etme yetkisinin bulunmadığının vurgulandığını dile getiren Çiftçi, mahkemenin iddiaların hiçbir somut delille desteklenmediğini de ortaya koyduğunu dile getirdi.
Çiftçi, şunları ifade etti: “Bu karar sadece partimiz için değil; ülkemizdeki tüm siyasi partilerin örgütlenme ve demokratik irade hakkının yargı kararıyla güvence altına alınması anlamına gelmektedir.
Başından bu yana söylediğimiz gibi sonuç değil süreç odaklı olan ve tek amacı Cumhuriyet Halk Partisi’nde karışıklık görüntüsü yaratma çabası taşıyan bu dönem artık geride kalmıştır.
Uzun bir süredir Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’in bilgisi doğrultusunda kıymetli meslektaşlarımla yürüttüğümüz ve partimizin alınmaya çalışıldığı ablukaya ilişkin mücadelemizin haklılığı bir kez tescillenmiştir.
Bu vesileyle; dava sürecinde bizlere güç veren, dayanışma ve desteklerini her daim hissettiren tüm yol arkadaşlarıma içten teşekkürlerimi sunuyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi, hiçbir tehdide, hiçbir baskıya, hiçbir yalana boyun eğmeden; adaletin, hukukun ve demokrasinin yolunda ilerlemeye devam edecektir.”