2009'da inşaat ruhsatı alıp, 2007 Deprem Yönetmeliği'ne uygun çalıştıklarını, statikçiyle zemin güçlendirmesi gerçekleştirildiğini, her bloğa beton kazıklar ve radye temel uygulandığını, C25 beton kullanıldığını, belediyenin tüm aşamaları denetlediğini ve nihayetinde yapı kullanım izni aldığını ileri süren Aydın, "Ne yazık ki depremde binalardan biri yıkıldı. Bir ada içerisinde 3 blok vardı. Bir tanesi yıkıldı, diğerleri hasar gördü. Binanın yıkılma sebebinin zemin olduğunu düşünüyorum, yine kullanım hataları da bulunmaktadır, beraatimi istiyorum" dedi.
"Sanığın cezalandırılması gelecek nesiller ve ülkenin adalet sistemi açısından önemlidir"
Müteahhidin ardından müştekilere söz verildi. Müştekiler, sanıklardan şikayetçi olduğunu ifade etti. Müşteki avukatlarından Erdem Gökpınar, bilirkişi raporunda sanık Hüseyin Aydın'ın "asli kusurlu" bulunduğunu söyleyerek, şöyle konuştu:
"Savcılık aşamasında kuvvetli suç şüphesi, sanığın kaçma şüphesi olduğu belirtilmesine rağmen sanık tutuklanmamıştır. Sanık kaçtı, firardı, yakalanarak getirildi. Dosyada deliller toplandı, kuvvetli suç şüphesi tespit edildi, ancak tutuklama tedbiri kaldırılarak adli kontrol tedbiri uygulanmıştır. Tutuklama tedbiri bu dosyada uygulanmayacaksa nerede uygulanacak? Sanığın tutuklanmamış olması, başka insanlara baskı yapıp delil karartma ihtimalini ortaya çıkarmaktadır. Sanığın mütalaadan sonra kaçacağını da düşünüyoruz, savcılık tarafından alınan bilirkişi raporunda eylemin "olası kast" olduğu açıktır. Raporda onlarca eksiklikten bahsedilmektedir. Sanık bunun sonucunu biliyor, bunu kabul ediyor. Bu binada 35 kişi hayatını kaybetti. Sanık deprem günü neredeydi? Sanığın en ağır cezayı almasını talep ediyoruz, sanığın cezalandırılması sadece müştekiler açısından değil, gelecek nesiller ve ülkenin adalet sistemi açısından önemlidir."
Müşteki avukatından "olası kast" vurgusu...
Müşteki avukatlarından Serpil Yabanoğlu, bu davanın "bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçundan değil, "olası kast"tan açılması gerektiğini belirterek, Türkiye'nin deprem kuşağında yer aldığını ve Kahramanmaraş'ın bu açıdan özel bir bölge olduğunu, Kahramanmaraş'ın geçmişte de büyük bir yıkım yaşadığını hatırlattı.
Yabanoğlu, "Sanık deprem olabileceğini öngörmektedir. Binanın yapımındaki en ufak bir hatanın yıkıma sebebiyet vereceğini öngörmesi gerekmektedir. Bunu öngörerek sonucu kabullenmiştir. Burada "bilinçli taksir'den söz etmek mümkün değildir. Müteahhidin tutuksuz yargılanması içimizi kan ağlatıyor" diye konuştu.
"Müvekkil Kahramanmaraş'taydı" iddiası
Sanık müteahhit Aydın'ın avukatı Ahmet Güngör, müvekkilinin kaçmadığını savunarak, deprem sonrası müteahhit ve mühendisler hakkında yakalama emri çıkarıldığını söyledi. Güngör, müvekkilinin o dönemde Kahramanmaraş'ta olduğunu, gelip ifadesini verdiğini ve ardından tutuklandığını ileri sürdü.
Cumhuriyet Savcısı, eksik hususların giderilmesini talep etti. Mahkeme, sanık Fidan Turnalı için yakalama emri çıkarılmasına karar verip, tutuklama taleplerini reddetti.
Emniyet müteahhidin İstanbul'da gözaltına alındığını açıklamıştı
İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü, 16 Şubat 2023'te yaptığı açıklamada, Has-El Sitesi'nin müteahhidi Hüseyin Aydın'ın, İstanbul'da gözaltına alındığını ve Kahramanmaraş İl Emniyet Müdürlüğü'ne teslim edildiğini duyurmuştu.
Öte yandan, Has-El İnşaat'ın internet sitesindeki "hakkımızda" bölümünde, "Çalışmalarımıza ilk gün heyecanını koruyarak halkımız için güvenli ve sağlam yapılar oluşturacak şekilde, tüm ticaretlerimizde şeffaflık ve dürüstlüğü ön planda tutarak devam etmekteyiz" notu dikkati çekiyor.