ABD, Kasım ayında yapılacak başkanlık seçimlerine hazırlanırken dünyanın en zengin insanı olarak bilinen Elon Musk'ın siyasi arenadaki etkisi giderek artıyor. Tesla ve SpaceX CEO'su, yalnızca eski ABD Başkanı Donald Trump'ın adaylığını desteklemek için kendi sosyal medya platformu X'i kullanmakla kalmıyor, aynı zamanda diğer ülkelerdeki siyasi meseleler hakkında da sık sık tweet atıyor. Milyarder iş insanı, son dönemde sık sık İngiltere'deki ayaklanmalar, Venezuela'daki başkanlık seçimleri ve Almanya'nın aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisine ilişkin de görüş beyan ediyor.
Ancak Teksas'taki evinden çok uzaklarda olan başka ülkelerin siyasi tartışmalarına müdahil olan Musk, 193 milyondan fazla takipçisine hitap ettiği bu paylaşımlarında sahadaki durumları yeterince anlamadığı izlenimini de veriyor.
Almanya'da Heinrich Böll Vakfı'nın Başkanı olan Jan Philipp Albrecht, "Elon Musk, Avrupa'daki tartışmalara bilgilendirici ve bilgiye dayalı bir yaklaşım dışında her şeyi getiriyor; kendisi ABD'de yaşadığı ve esas olarak ABD'li bir kitleyle iletişim kurduğu için bu şaşırtıcı değil" diyor.
Musk'ın müdahaleleri çok çeşitli konuları ele alsa da benzer bir kalıbı takip ediyor. Milyarder, genellikle toplumun bozulmasına yol açtığına inandığı sol görüşlü idealleri ve eğilimleri kınıyor.
Almanya'nın iktidarın bir parçası olan Yeşiller Partisi üyesi ve eski bir devlet bakanı olan Albrecht, DW'ye yaptığı değerlendirmede, "Elon Musk aşırı liberal ve sağcı popülist, gerici seslerden oluşan spesifik bir balonun içinde hareket ediyor" diyor ve ekliyor:
"Bilgilerinin çoğunu bu çevrelerden alıyor ve genellikle komplo mitleri ve dezenformasyon yayıyor."
Albrecht, "Erişim alanı ve özellikle de platformunun erişim alanı düşünüldüğünde, bu çok endişe verici" yorumunu yapıyor.
Musk'ın büyüyen serveti ve siyasi etkisi
Güney Afrika doğumlu girişimci Elon Musk, 1990'ların ortasında ilk şirketini kurduğundan bu yana başarılı iş girişimleriyle dünya çapında bir servet ve etki kazandı. 209 milyar dolardan fazla olduğu tahmin edilen bu servet, Musk'ı dünyanın en zengin insanları arasına yerleştirirken aynı zamanda ona siyasi arenada da artan bir nüfuz sağladı.
Musk, uzay şirketi SpaceX ve uydu alt kuruluşu Starlink gibi girişimlerle sadece teknoloji dünyasında değil, aynı zamanda siyasette de etkisini hissettirdi. Ancak Musk'ın siyasete müdahil olma arzusu, en açık şekilde sahibi olduğu sosyal medya platformu X'te kendini gösteriyor. 2022 yılında satın aldığı ve o dönemde Twitter olarak bilinen bu platform, kısa sürede sağ eğilimli içerik üreticilerinin merkezi haline geldi.
Pew Araştırma Merkezi'nin 2024 yılında yayımladığı bir araştırmaya göre X platformu, sağ eğilimli kullanıcılar arasında giderek daha popülerleşiyor.
X'te her gün çeşitli gönderiler paylaşan Musk, memlerden şirket duyurularına, siyasi meselelerle ilgili yorumlara kadar geniş bir yelpazede içerik üretiyor.
ABD'nin Notre Dame Üniversitesi'nden sosyal bilimci Matthew Facciani, "Uzun zamandır ideolojik olarak belirgin olmayan bir figür olarak değerlendirilen Musk, platformu satın aldıktan sonra açıkça daha sağcı görüşleri ve sağcı politikacıları destekledi" diyor.
Sosyal ağlar ve siyasi kutuplaşma üzerine çalışan Facciani'ye göre, Musk'ın platformundaki çevrimiçi faaliyetleri, milyarderin önemli miktarda sağcı içeriği tükettiğini gösteriyor. Facciani, DW'ye yaptığı açıklamada "Pek çok insan sosyal medyada yankı odalarına düşebiliyor ve Elon Musk da devasa serveti ve etkisi dışında onlardan farklı görünmüyor" diyor.
Dünya liderleriyle alay ediyor
Milyarderin siyasi tartışmalara müdahil olma dürtüsü ilgili ülkelerde iç politik tartışmalara da yol açıyor.
Ağustos başında Musk, İngiltere'de ülke genelindeki cami ve mülteci otellerine yönelik saldırıların ardından X'te "iç savaşın kaçınılmaz" olduğunu öne sürdü. Bu yorumları, İngiltere hükümetiyle ciddi bir çatışmaya yol açtı. Bir hükümet yetkilisi, Musk'ın açıklamalarını "hiçbir gerekçe" bulamadıklarını belirterek eleştirdi. Musk, buna yanıt olarak İngiltere Başbakanı Keir Starmer'e ilişkin "çifte standart Keir" ifadesini kullandı. Bu, sağcı çevrelerde dolaşan ve İngiliz polisinin beyaz aşırı sağcı isyancılara azınlıklardan daha sert davrandığı yönündeki anlatıya açık bir göndermeydi.
İngiltere hakkındaki yorumlarından önce Musk, Venezuela devlet başkanlığına yeniden seçilen Nicolas Maduro ile hararetli bir tartışmaya girmişti. Musk, Maduro'yu "diktatör" olarak nitelendirip, onu bizzat kendisinin "bir eşekle" ABD'nin Guantanamo Körfezi'ndeki gözaltı merkezine taşıyacağını iddia etmişti.
Birkaç gün sonra Nicolas Maduro da Venezuela'da X'e erişimi geçici olarak engelleyen bir kararname imzaladı.
Musk Almanya'da da sık sık aşırı sağcı AfD partisinin yanında yer aldığını ifade ederek gündeme geldi. Almanya'nın iç istihbarat servisi, AfD'nin bazı unsurlarını "aşırı sağcı radikal" olarak sınıflandırıyor. 2023 sonbaharında milyarder iş insanı, Alman hükümetinin düzensiz göç konusundaki tutumunu eleştiren ve AfD'ye destek veren bir gönderi paylaştı. Haziran ayında, sağcı çevrelerde popüler olan ve AfD'ye oy verdiğini söyleyen bir influencer'ın paylaşımına şu paylaşımla yanıt verdi:
"'Aşırı sağ' deyip duruyorlar ama AfD'nin politikaları hakkında okuduklarım bana aşırı sağcı gelmiyor."
Tepkiler artıyor, cezalar kapıda
Almanya'daki politik müdahaleleriyle dikkat çeken Elon Musk'a yönelik tepkiler büyüyor.
Yeşiller Partisi politikacısı Jan Philipp Albrecht, Musk'ın mevcut yasalar çerçevesinde görüşlerini ifade etme hakkına sahip olduğunu kabul ediyor. Ancak Albrecht'e göre sorun, Musk'ın kendi satın aldığı ve kontrolündeki sosyal medya platformu X üzerinden bu görüşleri dile getirmesi. Albrecht'e göre Musk'ın bu platformu kullanması, platformun tarafsızlığını ve diğer sosyal medya platformları gibi eski adı Twitter olan X'in Avrupa Birliği'nde sahip olduğu tarafsızlık ayrıcalığını sorgulanır hale getiriyor.
Avrupa'daki yasama organları, 2000'lerin başında sosyal medya platformlarını iletişim amacıyla kullanılan tarafsız aracılar olarak değerlendirmişti. Albrecht, AB çapında yeni bir sosyal medya yasası olan Dijital Hizmetler Yasası (DSA) yürürlüğe girdiğine göre, bu tutumu yeniden değerlendirmenin zamanının geldiğini düşünüyor.
Avrupa Komisyonu, platformda yayınlanan zehirli içerikler nedeniyle X hakkında DSA kapsamında bir soruşturma başlattı bile. AB, X'in yasadışı içerik ve dezenformasyonla mücadele kurallarına veya şeffaflık gerekliliklerine uymadığını tespit ederse şirket küresel gelirinin yüzde 6'sına varan ağır para cezalarıyla karşı karşıya kalabilir.
Eski bir Avrupa Parlamentosu üyesi olan Albrecht, DW'ye yaptığı açıklamada, "Avrupa Komisyonu, Elon Musk gibi bir aktöre karşı yasaları son derece titiz bir şekilde uygulamalıdır" diyerek şöyle devam ediyor:
"Bu platform ortadan kalkmalı ya da Elon Musk'ın görüşlerini ifade etmesine izin verilmemeli demek değil - ama herkes gibi o da kurallara uymak zorunda. Ve kurallara göre davranmayan herkesin cezalandırılması gerekir."