Kısa Dalga - TBMM'de 28. Dönem 3. Yasama Yılı başladı. Yeni yasama yılının ilk TBMM Genel Kurulu Toplantısı'na Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan da katıldı. Erdoğan, Meclis'e gelişinde TBMM Başkanvekili Celal Adan tarafından resmi törenle karşılandı. TBMM Başkanı Kurtulmuş, Cumhurbaşkanlığı Onur Kıtası'nı selamlayan Erdoğan'ı Şeref Kapısı önünde karşıladı.
Mustafa Kemal Atatürk'ü anarak konuşmasına başlayan Erdoğan, Genel Kurul'da yaptığı konuşmada "yeni Anayasa" tartışmalarına ilişkin olarak her fikre açık olduklarını ifade ederek şunları söyledi:
"Bölge ülkeleri ile kıyaslandığında parlamento tecrübemiz oldukça erken başlamıştır. Kurtuluş Savaşımız sırasında düşman kuvvetlerinin çok yaklaşmasına rağmen Meclis'imiz çalışmaya devam etmiştir. Yine 15 Temmuz gecesi işgal kuvvetlerinin hain uşakları tarafından bombalanan Meclis'imiz milletvekillerimiz cesurca davranarak hem milletimize umut vermiş hem Meclis'i korumuştur. 12 Eylül darbesi sırasında milli iradeye dayatılan Anayasa dar bir gömlektir. Bir nevi yamalı bohçaya dönen 82 Anayasa'sının miadı dolmuştur. Türkiye'nin hedeflerini gerçekleştirmesi ancak yeni ve sivil bir Anayasa ile mümkündür. Yeni Anayasa ile ilgili hazırlıklarımızı çok titiz bir şekilde yapıyoruz. Her yapıcı fikri değerlendireceğiz. Anayasayı milletin temsilcisi bu Meclis ile yapacağız."
"Adalet ve güvenlik hizmetlerimizin sıkıntılarını düzelteceğiz"
Yargı ile ilgili mesajlar veren Erdoğan şöyle konuştu:
Kimse gündeme gelmek uğruna yargıyı baskı altına almaya çalışmamalıdır. Şayet polisin, jandarmanın, savcı ve hakimlerimizin suçu önleme, cezalandırma, karar ve infaz konusunda sıkıtıları varsa kanunların konuşulmasını gerektirir. Meclis'imizin bu hususta daha hassas olacağına inanıyorum. İnşallah el birliği içinde çalışarak adalet ve güvenlik hizmetlerimizin sıkıntılarını düzelteceğiz.
"Enflasyonda kalıcı düşüş sürecine girdik"
Ekonomi programının istikrarla ilerlediğini savunan Erdoğan, "Asrın felaketi olan 6 Şubat ve bölgedeki sıcak çatışmalara rağmen ekonomide kararlılıkla ilerliyoruz. İstikrar ve reform programımız meyvelerini veriyor. Türkiye'nin siyasi sebeplerden alındığı gri listeden çıktık. 31 Mart seçimlerinde popülizme asla tenezzül etmedik. Kararlı duruşumuz sonrası enflasyonda kalıcı düşüş sürecine girdik. Ekonomi programının faydasına olacak her türlü desteğe açığız. Eleştiri ayrı, ekonomik tetikçilik ayrı. Türkiye'ye kaybettirerek siyaset yapılmaz. 85 milyonun menfaati söz konusu olduğunda siyasi rekabeti bir kenara bırakmamız gerekiyor" dedi.
"İsrail'in sonraki hedefi Türkiye"
Erdoğan, İsrail'in saldırılarına tepki göstererek şunları aktardı:
"İsrail'in Gazze'de yürüttüğü soykırım bugünlerde Lübnan'a uzandı. Dün işgal güçleri Lübnan topraklarına karadan girdiğini duyurdu. İsrail bölge ülkelerini kendi ateşine çekmek için her yola başvuruyor. Ne yazık ki bütün bölgeyi ateşe atmayı amaçlayan ve Gazze'de 42 bin insanı katleden, şimdi de Lübnan'da katliama başlayan İsrail dünyadan gerekli tepkiyi almamaktadır. İsrail tüm suçları pervasızca işledi. Gazeteci öldürme, ifade özgürlüğünü yok etme, okul ve ibadethane bombalama dahil ne kadar suç varsa tamamı defalarca işlenmiştir. İsrail'in bir sonraki hedefi Türkiye'dir. Bu niyetini de çeşitli vesilelerle ifşa etmektedir.
İsrail'i uyarıyorum. Lübnan'a kara harekatı diğer saldırılara benzemeyecektir. BM başta olmak üzere tüm devlet, uluslararası kuruluşlar daha fazla çocuk ve kadın ölmeden İsrail'i durdurmalıdır. Lübnan'ı destekleyeceğiz. Bu Gazi Meclis sadece Türkiye'nin değil bölgenin umudu. Üzerinizdeki sorumluluk ağırdır. Tarihten devraldığınız miras ve tecrübeyle bu yükü hakkıyla taşıyacağınıza inancımız tamdır."
Yiğit Bulut "Hedef Türkiye" demiş, AKP'li hukukçu tepki göstermişti: Bu şahsın tahminleri, gerçekleşmemesiyle ünlüdür
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Kurulu Üyesi Yiğit Bulut geçtiğimiz hafta paylaştığı mesajda İsrail'in hedefinin Türkiye olduğunu söylemiş, AKP'li hukukçu Mücahit Birinci Bulut'a tepki göstermişti.
Bulut paylaştığı mesajında şöyle demişti:
"Sevgili Dostlar, İsrail kısa bir süre içinde Mescid-İ Aksa ve diğer kutsallarımıza saldıracak. Arkasından Sayın cumhurbaşkanımızın defalarca belirttiği gibi hedef Türk yurdu olacak!..
Lütfen gözümüzü açalım!! Bundan 100 yıl önce batı birleşti Türk yurduna saldırdı taşeron Yunanistan'dı!! 100 yıl sonra aynı saldırı geliyor, görüyoruz! Bu sefer taşeron İsrail!! Son söz: Uykudakiler uyansın! Belki yanmak vaktidir! Gerçekleri görenler toplansın, şimdi korkusuzca söylemek vaktidir."
Birinci ise şöyle karşılık vermişti:
"Yahu sen kimsin?
Savunma Bakanı mısın?
Parti sözcüsü müsün?
Genel Başkan Yardımcısı mısın?
Dış politika sahasında bu şekilde ortalığı velveleye veren açıklamayı, yetkin olmadığı halde, alanın olmadığı halde, anlamadığın konular olduğu halde hangi kafa ile yapıyorsun?
Bu hususta bir risk görüyorsa, TSK'mız orada, Savunma Bakanlığımız orada, istihbaratımız orada! Senin bu konudaki beyanına mı ihtiyacı var ülkenin?
Teğmenler olayında vesayete karşı duran tabana, parti yetkililerine, bakanlara, partinin öz ve evlatlarına ‘çer çöp’ dedikten sonra, İsrail çıkışı ile, ‘göze girmek’ için parende attığını görüyorum.
Ama yetkin yok, işin değil kardeşim az sus!
Son söz de aziz milletimize!
Milletimiz müsterih olsun. Bu şahsın tahminleri, gerçekleşmemesiyle ünlüdür.
Devletimiz güçlüdür, istihbaratımız güçlüdür, abuk subuk totoculatın beyanlarını lütfen dikkate almasınlar." (Haber Merkezi)