Hatimoğulları: "İç barış bir kesimle barışarak olmaz, iktidar samimiyse muhalefetin üzerindeki baskılara son vermeli"

DEM Parti il eşbaşkanları toplantısında Tülay Hatimoğulları, Kürt sorununun barışçıl yollarla çözülmesi, Suriye Kürtleriyle müdahaleden kaçınılması, devletin somut adımlar atması ve muhalefete yönelik baskılara son verilmesi gerektiğini vurguladı.

Kısa Dalga - DEM Parti Eş Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin il eşbaşkanlarının katıldığı genel merkezdeki toplantıya katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Tülay Hatimoğulları, şunları söyledi:

"Güvenlik koridoru barıştan geçiyor"

"Türkiye'de izlenen siyaset için şunu çok açık ifade etmek isteriz ki Türkiye'de iç barış deyip Rojava'yı, Kuzey ve Doğu Suriye'yi tehdit etmek, oraya dönük tehditler savurmak birbiriyle uyuşmayan yaklaşımlardır. Bugün biz Türkiye Kürdü ile barışırken aynı zamanda Suriye Kürdüyle, Irak, İran Kürdüyle de barışmalıyız. Biz burada barışı ve demokrasiyi tesis edeceksek aynı şeyi 914 km'lik sınıra sahip olduğumuz Suriye ile de yapmak zorundayız. Türkiye eğer gerçekten bir güvenlik koridoru oluşturmak istiyorsa güvenlik koridorunun barıştan geçtiğini hiçbir zaman unutmamak lazım. Güvenlik savaşla, silahla, mermiyle, tankla, topla sağlanmaz. Güvenlik her halkın hakkını ona vermekle sağlanır. Eşit yurttaşlığın tesis edilmesi ile sağlanır. Demokrasinin kabul edilmesi ve tesis edilmesi ile sağlanır."

"Şam merceğinden Türkiye'deki çözüm sürecine bakılamaz"

"Demokratik bir Suriye'yi oluşturmak demek, orada Kürdün de, Alevinin de, Dürzinin de hakkının verilmesi demek, aslında güvenli bir sınıra kavuşmamız demektir. Bir yandan Türkiye'de biz Kürt sorununu barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözmeye çalışırken, öte yandan başka bir ülkenin sınırlarına müdahillik babında yaklaşmak doğru değildir. Bir kez daha diyoruz ki, Şam merceğinden Türkiye'deki çözüm sürecine bakılamaz. Türkiye, Türkiye'deki çözüme odaklanmalıdır. Suriye, Suriye'deki çözüme odaklanmalıdır. Buranın Kürdü Türkiye ile, Suriye’nin Kürdü Şam yönetimiyle görüşmelerini devam ettirmelidir. Türkiye'nin Suriye'ye yapacağı en büyük iyilik sadece orada barışı ve demokrasiyi desteklemek olur."

"Komisyon, ana çalışma konusuna odaklanamadı"

"Öcalan'ın ve PKK'nin attığı somut adımların karşısında ne yazık ki iktidar ve devletin henüz somut adım attığını söyleyemeyiz. Atılmış en önemli somut adım komisyondur. Ama bu komisyon hala kendi ana çalışma konularına yeterince odaklanabilmiş değildir. Bu komisyonun yapması gereken somut işlerden biri de süreçle ilgili bir özel yasanın acilen çıkarılması, demokratik entegrasyon yasalarının, özgürlük yasalarının acilen çıkarılması için bunları parlamentonun gündemine taşımalıdır. Bu komisyonun çalışması gereken en acil, en elzem, en önemli konulardan biri umut hakkıdır. Umut hakkı ile Sayın Öcalan'ın özgür yaşam ve özgür çalışma koşullarının acilen oluşmasına ihtiyaç vardır. Çünkü Sayın Öcalan bu sürecin başarıya ulaşabilmesi için daha aktif bir biçimde rol ve misyon üstlenmek istiyor. Ve yine bunun yanı sıra, bu sürecin baş aktörü olan Sayın Öcalan'la bu komisyonun tez elden, zaman kaybetmeden gidip İmralı'da bu görüşmeyi gerçekleştirmesi çok önemlidir. Hatta hayati bir öneme sahiptir."

"Muhalefete dönük operasyonlar süreci sabote ediyor"

"Bir yandan 'biz barışı tesis edip en geniş toplumsal mutabakat için uğraşıyoruz' diyen iktidar öte yandan muhalefet partisine ve muhalefetin geneline dönük baskılarından asla vazgeçmiyor. Bakın CHP'ye yönelik yapılan operasyonlara, bunları kabul etmek mümkün değildir. Defalarca söyledik, burada altını bir kez daha çiziyoruz. Muhalefete dönük gerçekleşen bu operasyonlar bu süreci ciddi bir biçimde sabote etmektedir. Barış talep ettiği halde bu sürecin gerçekleşeceğine dair inancın zedelenmesine sebep olmaktadır. İktidar gerçekten barış sürecinde samimiyse, bu sürecin tesis edilmesinde samimiyse muhalefetin üzerindeki baskılara son vermelidir. Bakın iç barış bir kesimle barışarak olmaz. İç barışı tahkim etmek demek bütün farklılıkları, muhalefet dahil olmak üzere her kesimi ikna edebilmekten geçer bunun yolu."

CHP'ye dönük çoklu operasyonlar

"Bugün CHP'ye dönük çoklu operasyonların gerçekleştiğini biliyoruz. Gözaltı, tutuklamaların yanı sıra aynı zamanda İstanbul il örgütüne dönük gerçekleştirdikleri kongre iptali ve önümüz günlerde 15 Eylül'de merkez kongreye dönük gerçekleşme ihtimali olan mutlak butlan atama ya da kayyım atama bütün bunlar antidemokratiktir. Bunları kabul etmek mümkün değildir. Toplumda gerçekten barışa olan inancı daha da yüksek bir seviyeye çekmenin yolu bu baskıların bir an önce son bulması, bu baskılara son verilmesidir."

Gündem Haberleri