Kısa Dalga - PKK'nın silah bırakması, İmralı Heyeti'nin ulaştırdığı Öcalan'ın sürecin arkasında olduğuna dair açıklamaları, TBMM'de kurulan komisyon ve atılması beklenen yasal adımlar...
Türkiye, yeni bir çözüm süreci yaşarken Ankara kulislerinde sürecin iktidara oy kaybettirdiği ve bu nedenle sürecin sonlandırılmasının konuşulduğu öne sürüldü.
Devlet Bahçeli'nin açıklamaları tartışma yarattı
Cumhuriyet gazetesinin AKP kulislerine dayandırdığı haberine göre; MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin son günlerde yaptığı dikkati çeken açıklamalar, yeni çözüm sürecinde yeni bir tartışma cephesi açtı. Bahçeli, son açıklamasında “terörsüz Türkiye” vurgusu yaparak sürece sahip çıksa da Suriye'deki YPG/SDG’ye yönelik sert konuştu. “Lağvedilen PKK terör örgüne mensup terörist unsurlarının kademe kademe SDG/YPG’ye katılıp katılmadığı henüz tam berraklaşmayan bir muamma olarak önümüzdedir” diyen Bahçeli, “27 Şubat 2025 tarihinde PKK’nın kurucu önderi tarafından yapılan 'Barış ve Demokratik Toplum' çağrısı bölücü terör örgütünün bütün bileşenleri için bağlayıcı mahiyettedir. SDG/YPG bu çağrıdan muaf ve istisna değildir. Bölücü terör örgütü türevlerinin bütünüyle önderleri nezdinde sadakat ve samimiyet testinden geçtiği, siyonist alçaklığın mı yoksa İmralı’nın mı belirleyeceği olacağı yakında iyice anlaşılacaktır. Terör devleti İsrail, Suriye’nin bölünmesi ve parçalanması hususunda devamlı el yükseltmektedir. Görünen odur ki, SDG/YPG İsrail’in yörüngesindedir” ifadelerini kullandı.
Söz konusu açıklamalar, sürecin beklenen karşılığı bulmaması ve seçmen tepkisinin giderek artması nedeniyle iktidarın “çıkış arayışına” girdiğine yönelik tartışmaları beraberinde getirdi.
'Sürecin devamı artık siyasal maliyet doğuruyor'
AKP kulislerinde, sürecin somut sonuç üretmemesi ve seçmen tepkisinin giderek artması nedeniyle iktidarın “süreci sonlandırma” seçeneğini değerlendirdiği konuşuluyor. Cumhur İttifakı, Bahçeli’nin çağrısıyla şubat ayında başlatılan açılım sürecinde yalnızca sınırlı ilerleme kaydedebildiğine de işaret ediliyor. PKK’lı küçük bir grubun sembolik olarak silah bırakmasının dışında somut bir adım atılmadığı kulislerde konuşulurken, bu durumun sürecin tıkandığının göstergesi olduğu kaydediliyor.
AKP kaynakları, özellikle son aylarda yapılan anketlerde milliyetçi-muhafazakâr seçmenin çözüm sürecinden rahatsızlık duyduğunu, bu tepkinin Cumhur İttifakı’nın oylarını aşağı çektiğini aktarıyor. Bir kaynak, “Sürecin devamı artık siyasal maliyet doğuruyor. Seçim sürecinde böyle bir yük taşınmaz” değerlendirmesini yaptı.
İki eğilim öne çıkıyor
Parti kulislerinde sürece ilişkin iki eğilim öne çıkıyor. Bir kesim, uluslararası dengeler ve bölgesel gelişmeler nedeniyle açılımın sürdürülmesinin zorunlu olduğunu savunurken, diğer kanat seçmen baskısının daha ağır bastığını, sürecin fiilen sona erdirilmesinin “ittifakı rahatlatacağını” ifade ediyor.
Bahçeli’nin açıklamalarının, AKP içindeki ikinci eğilimi güçlendirdiği, Erdoğan’ın da bu nedenle sürecin geleceğine ilişkin kararını seçim takvimine göre şekillendireceği konuşuluyor. Parti kaynakları, Cumhur İttifakı’nın seçim hazırlıklarına odaklanacağı bir dönemde “seçmen kaybettirecek” adımlardan kaçınılacağına dikkati çekerek, açılımın fiilen sona erebileceğini belirtiyor.
Kulislerde yer alan iddialara Area Araştırma'nın verileri ile bakalım. 17-21 Temmuz 2025 tarihleri arasında 26 il ve 87 ilçede 2000 kişiyle gerçekleştirilen anketin sonuçlarına göre, "Bugün seçim olsa' sorusunun karşılığında CHP yüzde 30.8, AKP yüzde 30.1, DEM yüzde 10.9, MHP yüzde 8, İYİ Parti 7.6, Zafer Partisi yüzde 4.1, Anahtar Parti yüzde 2.7, TİP yüzde 2.5, YRP yüzde 1.6, diğer yüzde 1.8 oy aldı.
Anketlerde destekleyenlerle desteklemeyenlerin oranları birbirine yakın
Çözüm sürecinde AKP’nin politikalarını olumlu karşılayanların oranı yüzde 48.0, olumsuz karşılayanların oranı yüzde 47.5. Fikir belirtmeyenlerin oranı ise yüzde 4.5.
Bu durum MHP için olumlu karşılayanlar yüzde 40.8, olumsuz karşılayanlar yüzde 53.4 olarak gerçekleşti.
Dolayısıyla AKP ve MHP ittifakında süreci destekleyenlerin oranı, desteklemeyenlere henüz fark atamamış görünüyor. Bu ve benzeri anketleri, Cumhur İttifakı üzerinde seçmen baskısı yaratmış olabilir mi?