Kısa Dalga - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çağrıları sonucunda DEM Partili Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder, 28 Aralık'ta İmralı'da PKK lideri Abdullah Öcalan'la görüştü. İmralı heyeti, ziyaret sonrası Öcalan’ın 7 maddede özetlenen mesajlarını kamuoyuyla paylaştı.
Ahmet Türk’ün dahil olduğu heyet, siyasi partileri ziyaret etti ve yaşananları aktararak görüş alışverişinde bulundu. Ancak bugüne dek ne İmralı ziyaretinde ne de siyasi partilerle görüşmelerde neler yaşandığına dair kapsamlı bir açıklama yapılmadı.
Öcalan: Benim planlarım var gelecek sefer sizi dinlerim
BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’a bilgi veren DEM Parti kaynaklarını, Öcalan’ın, kamuoyuna açıklanan 7 maddede özetlenen mesajlar çerçevesinde bir değerlendirme yaptığını kaydetti.
Buna göre Öcalan, İmralı heyetinin dışarıdan aktarım yapmasına izin vermedi ve "Benim planlarım var. Gelecek sefer sizi dinlerim" görüşünü iletti.
Heyete siyasi partileri ziyaret etmesini ve görüşlerini almalarını isteyen Öcalan, kendisinin ise barışı sağlamaya dönük adım atma konusunda güç ve inisiyatife sahip olduğunu vurguladı.
Öcalan, Bahçeli’nin çağrısını nasıl değerlendirdi?
Öcalan'ın, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin çağrısını "Türkiye ve iktidar açısından tarihi fırsat, şans" olarak yorumladığını belirten parti kaynakları, "Bu sorununun çözülmesi gerektiğini çok net olarak ifade ediyor. Bu fırsat kaçırılırsa, herkesin kaybedeceğini söylüyor. Aslında Bahçeli ve Öcalan'ın bu anlamda söyledikleri aynı" yorumunu yaptı.
Bahçeli, 22 Ekim 2024'te PKK'ya silah bırakma çağrısı yaparken Öcalan'ı da "umut hakkından" yararlanarak mecliste konuşmaya davet etmişti.
Silah bırakma çağrısına dair görüş bildirmedi
Anlatımlara göre Öcalan görüşmede, silah bırakma çağrısına ilişkin bir yorum yapmadı, ancak Kürt sorununun çözümünün zamanının geldiğini, bu fırsatın kaçırılması halinde, tüm kesimlerin "kaybedeceği" vurgusu yaptı.
Görüşmede Öcalan, süreçte rol alanların güvenliğini sağlamaya dönük hukuki düzenleme önerdi.
DEM Partililerin anlatımına göre Öcalan bu konuya bir "pazarlık meselesi olarak öne sürmedi, toplumsal kabulün sağlanması için gereklilik olduğunu" vurguladı. İmralı heyetinin, ziyaretlerinde bu görüşü iktidar partisi temsilcilerine de ilettiği belirtildi.
'Demirtaş, Yüksekdağ, katkı sunsun. Ahmet Türk ziyaret heyetine dahil olsun'
DEM Parti'ye, sürecin topluma anlatılması mesajı gönderen Öcalan, tutuklu siyasetçilerin de sürece katkı sunmasını istedi. Bu çerçevede eski HDP Eş Başkanları Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş ve eski milletvekili Leyla Güven'in ismini de anarak tutuklu siyasetçilerin ziyaret edilmesi ve mesajlarının iletilmesini istedi.
Öcalan, avukatları ve ailesinin yanı sıra, sürecin ilerleyen döneminde mesajlarını iletebilmek için örgütle iletişim zemininin de sağlanması gerektiğine işaret etti.
‘CHP rol almalı’
Öcalan, siyasi partilerle yapılacak görüşmelerde Ahmet Türk'ün de olmasını önerdi. Öcalan ayrıca, CHP'nin de sürece katkı sunması mesajı iletti.
CHP'nin Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu partisi olduğunu anımsatıp, "Cumhuriyetin demokratikleşmesinde CHP de rol almalı" yorumunu yaptı.
CHP lideri Özgür Özel 7 Ocak'ta İmralı heyeti ile yaptığı toplantının ardından "şeffaflık, toplumsal mutabakatın sağlanması, şehit ve gazi ailelerini incitecek yaklaşımlardan kaçınılması, sürecin TBMM önderliğinde yürütülmesi" taleplerini dile getirmişti.
'Devlet topyekun destek veriyor demek zor. Bahçeli daha doğru bir yerde duruyor'
Sürecin işleyişine ilişkin iç değerlendirmeler de sürüyor. DEM Parti yönetimindeki temel tespitler ve beklentiler şöyle:
-Heyetin AKP ve MHP ile yaptığı görüşmelerde, sürecin nihai çözüme ve barışa evrilmesi isteniyor. Şiddet ve silah denkleminden çıkılması talebi herkeste var.
-Kürtlere yönelik, geçmişte uygulanan yanlış politikaların telafisine dair bir tartışma var.
-TBMM'de bundan sonra atılacak adımlarla, süreç ivme kazanacak. Sürecin nasıl örüleceği, yol haritası böylece daha net görülecek.
-İktidarın bu sürecin selametine dair bir hazırlık içinde olduğuna dair bir izlenim var. Meclis'i
-işletme, muhalefetle diyalog gibi sürecin zeminini oluşturmaya dönük bir iradesi var.
-Devlet, çok profesyonel ve topyekun işe destek veriyor demek zor. Bahçeli daha doğru bir yerde duruyor.
'Meclis'te komisyon kurulmasında ısrarcıyız'
-Toplumu buna hazırlamaya dönük bir dil kullanılmıyor. Bu Kürtleri de son derece rahatsız ediyor. İktidar ve muhalefet kanadında, barışa hizmet etmeyen dile karşı mücadele edeceğiz.
-İşin rengi netleştiğinde, biz kendi tabanımızı ikna etmek için çok sayıda toplantı gerçekleştireceğiz. Halkla, toplumla, diasporayla, gerekirse diğer ülkelere çeşitli ziyaretler yapacağız.
-CHP iktidara güvenmiyor ama geçmiş yıllara göre ileri bir noktada duruyor. Şu anda bir kısmı çözümden yana. Bir kısmı feci bir dil kullanıyor. Bu sürecin destekçisi mutlaka kazanır.
-Meclis'te bir komisyon kurulmasında CHP de biz de ısrarcıyız. İktidar partisindeki izlenimimiz de karşı olmadıkları yönünde. Sonuçta iktidar ve muhalefetin uzlaşacağı zemin Meclis'tir.
-Öcalan da sürecin güvenliğini sağlayacak yasal çerçeve oluşturulmasını istiyor, biz de. Biz bu görüşleri hem iktidara, hem de muhalefete ilettik.
Muhalefet: 'Erdoğan bu işin neresinde?'
İmralı heyetinin siyasi parti liderlerini ziyaretinde, muhalefet partileri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, bundan sonraki süreçte daha etkin rol ve inisiyatif almasını istedi.
Bazı muhalefet liderleri, "Erdoğan bu işin neresinde?" sorusunu yöneltti.
MHP lideri Devlet Bahçeli ile 9 Ocak Perşembe günü bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11 Ocak Cumartesi günü, Diyarbakır'da olacak.Siyasi kulislerde, Erdoğan'ın, Diyarbakır'da sürece ilişkin daha net mesajlar vereceği beklentisi yüksek.
AKP’de ne konuşuluyor?
İktidar partisi kulislerinde ise muhalefetin bu konuda aceleci davrandığı ve "Suriye meselesinde olduğu gibi, bu konuda da açığa düşeceği" görüşü hakim:
"Şu anda takvim işliyor, işleyecek. Bu konu, cumhurbaşkanının konuşamayacağı bir mesele değil. Erdoğan, önümüzdeki günlerde konuşacaktır.
Ama öncelikle dinliyor, herkes eteğindeki taşı döksün, diyor. Kafasında bir zamanlama var.
Sürece ihtiyatlı veya negatif bakma gibi yorumlanmamalı. Yeri zamanı geldiğinde tutumunu ortaya koyacaktır."
'Adı konulmamış bir iş bölümü'
DEM Parti içinde ise Erdoğan'ın tutumuna ilişkin farklı görüşler var.
Bazı parti yöneticileri, "Erdoğan'ın içinde olmadığı bir süreç çalışmaz" diyerek, ortada bir "rol paylaşımı" olduğunu düşünüyor.
Süreç ilerlediğinde Erdoğan'ın inisiyatif alacağını düşünen bir DEM Parti yöneticisi, "Burada gerilim, çelişkili bir durum yok, adı konulmamış bir iş bölümü var" yorumunu yaptı.
Erdoğan'ın geri planda durmasını, 31 Mart yerel seçim sonuçlarına bağlayan bir başka DEM Parti yöneticisi ise şu değerlendirmeyi yaptı:
"Son seçimde yenilgiyle çıkan AKP, bu meselede taban kaybına uğramaktan çekiniyor olabilir. Ekonomik kriz gibi etkenlerin, seçime tahvil edilip, negatif dönmesinden endişe ediyor olabilir. Ama eğer süreç doğru yürütülürse, bunlar aşılır."