Kısa Dalga - Gazeteci Hale Gönültaş, Suriye'nin kuzeyinde, YPG'nin denetiminde bulunan El Hol kampında tutulan IŞİD’li kadınların, sosyal medya uygulamalarından tanıştıkları cihadist erkeklerle 'telefon üzerinden evlilik' yaparak, önce Türkiye'ye giriş yaptıklarını, sonra erkeklerin bulunduğu yerlere götürüldüklerini yazdı.
Gazeteci Gönültaş, Artı Gerçek'teki "HTŞ komutanı 'anlattı': IŞİD'li kadınlar 'evlilik' sonrası El Hol'den nasıl kaçırılıp Türkiye’ye getiriliyor?" başlıklı yazısında kadınların Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib'de etkili olan silahlı İslamcı örgüt HTŞ (Heyet Tahrir el Şam) aracılığıyla kamptan kaçırıldıklarını belirtirken, süreci şöyle aktardı:
"Kendimi 70 yaşında erkek olarak tanıttım"
El Hol kampındaki insan kaçakçılığına dair iddiaları, kadınlar ve kadınların ailelerinden duydum. İlk ağızdan doğrulamak için de, HTŞ’nin Özbek komutanlarından olan ve 'Ayyub Hawk' takma ismini kullanan kişiyle sosyal medyadan temas kurdum. Güven sağlamak için daha önce kamptan çıkardığı üç Türkiyeli kadının ismini verdim. Kadınlarla evlenen erkeklerin hemşerim olduğunu ifade ettim. Bu şekilde güven sağlandı.
Kendimi, çiftçilik yapan 70 yaşında, maddi durumu iyi bir erkek olarak tanıttım. Hawk, özel telefon numarasını verdi ve telefon uygulaması üzerinden konuşmayı önerdi. İlk eşimin yatalak olduğunu, kamptan Uygur uyruklu genç bir kadınla evlendiğimi, onu önce Türkiye’ye, ardından da Avrupa’ya getirmek istediğimi söyledim. Maliyetini sordum.
Hawk, kendisi ve ekibine sonsuz güvenilebileceğini, bugüne kadar hiçbir kadının kamptan çıkarılırken yakalanmadığını ve hepsinin Türkiye’ye, Orta Asya’ya ve Avrupa’ya gönderildiğini anlattı.
Kendinden çok emin bir üslupla konuşuyordu. Profesyonelliğini kanıtlamak adına cümlelerinin içine güvenlik ve insan kaçakçılığına dair İngilizce kavramları serpiştirmenin etkili bir yol olduğunu geçmiş deneyimlerinden öğrendiği çok belliydi...
Kamptan çıkış 27 bin dolardan başlıyor
Hawk, kamptan 'kadın kaçırmanın' tarifelerini sıralamaya başladı. Özel binek araç, temiz ve yüksek güvenlikli evlerde barındırarak İdlib’e getirme, İdlib’deki konaklamada benzer standartların sağlanması ve kadının Türkiye sınırına kadar götürülmesi için verdiği fiyat, beklenmeyen masraflar hariç 45 bin euroydu. Ama minibüs, kamyon kasaları gibi araçlarla çıkarma, bölgede evini açan şahısların konutlarında barındırma için 27 ila 30 bin euro istiyordu. Bu fiyata, kadını İdlib’den Türkiye sınırına getirme, buradan da yine beraber çalıştığı kaçakçılar aracılığıyla sınır kasabası Reyhanlı’nın bir köyüne geçirmek dahil değildi. İsteğimin, kadının Reyhanlı’nın köyüne kadar getirilmesi olduğunu söyledim. Sınırdan geçeceği tarihte kasabada olacağımı ve evlendiğim kadını bizzat karşılamak istediğimi ifade ettim.
'Bu akşam çıkaracaklar'
Hawk 'Amca yarın tekrar konuşalım. Sen para hesabını yap. Ben kadını sana sağ salim getireceğim' dedi. Sabah çok erken saatte, iş için kullandığım GSM hattına mesaj düştü. Hawk, 'sabah namazı sonrası atış talimi için eğitim alanına gideceğini ve kesin kararlıysam, gün içinde paranın hesabına geçmesi gerektiğini' söylüyordu.
'Kararlı olduğumu fakat istediği paranın çok yüksek olduğunu, 45 bin euro birikimim olmadığını, yakınlarımdan borç alacağımı' yazdım. Yaklaşık üç saat sonra yeni bir mesaj geldi: 'Beraber çalıştığı adamların o gece kamptan bir kadın ve iki çocuk çıkartacağını, en güvendiği elemanlarının olduğunu, evlendiğim Uygur kadının da aynı anda çıkartılabileceğini' söylüyordu. Acele etmemi ve parayı hesabına hemen göndermemi istedi.
'Kripto hesap ayarlayın'
Parayı toparlamak için dışarıda olduğumu, birkaç saate toparlayacağımı söyledim. Hawk, 'Ailende bu işlerden anlayan biri varsa hemen bir kripto hesap ayarlayın ve bana toplamda 25 bin euro gönderin' talimatı verdi. Bu paranın 15 bin eurosunu, akşam kampa sızacak olan HTŞ militanına vermek zorunda olduğunu ileri sürdü.
Antep'te çarşaf satan dükkan
Kripto para göndermeyi bilmediğimi, oğullarımdan da destek istemekten çekindiğimi’ söyledim. Hemen yeni çözüm önerisinde bulundu: 'Amca, güvendiğin bir kişi senin adına Gaziantep’e gitsin. Orada [kadın çarşafı satan bir mekânın ismini veriyor] 20 bin euroyu onlara teslim etsin. Onlar bize hawala yöntemi ile parayı bugün ulaştırır.'
Hawk’ın ısrarlı tutumu gerçekten aşırı talepkâr ve yorucuydu. Çok acele ettiğini, kafamın karıştığını, biraz düşünmeye ihtiyacım olduğunu söyledim. Bir saat sonra tekrar temas kurdu ve şöyle dedi: 'Amca madem kadınla evlendin. Çocuklarında para vardır. Onlardan iste. Sana parayı versinler, sen de onlara verirsin. Eğer parayı göndermezsen kadını bugün çıkartamam. Çünkü kaçakçı arkadaşa parayı ödemem lazım. Sen bana para göndereceksin ki ben de kaçakçıya parayı göndereyim.'
'Para transferini, İsa yapacak'
Hawk’ın önerisine olumlu yanıt verdim. Birkaç dakika içinde bana bir telefon numarası ve isim yolladı. Numaranın sahibinin, Avrupa’daki para transferlerini yapan, İsa isimli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğunu söyledi. Fakat talep ettiği ücrete 6 bin euro daha ekledi. Bu paranın İsa için olduğunu söyledi. Zira nakit parayı bizlerden alıp kripto ile gönderecekti... Hawk’a göre Avrupa’da mülteci olarak yaşayan bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının 25 bin euro para göndermesi güvenlik riskiydi; alacağı para da buna karşılık olacaktı.
Euroların fotoğrafını çekip göndermemi istedi
Hawk, bulunduğumuz kentteki banka şubesinin yerini sordu. Aklıma gelen bir ismi söyledim. 'İsa’nın bulunduğumuz yere doğru yola çıktığını, bankadan parayı çektikten sonra çevreye belli etmeden fotoğraflarını çekip göndermemizi' istedi. Her üç dakikada bir mesaj göndererek parayı çekip çekmediğimizi kontrol etmeye çalıştı.
Ben de bankanın kalabalık olduğunu ve henüz beklediğimizi söyledim. İsa’nın bulunduğumuz yere çok yaklaştığını belirtti... Hawk’ın ısrarlı taleplerine 20 dakika boyunca yanıt yazmadım. Durumdan şüphelenince, kayıt altına aldığım yazışmaları benim telefonumdan da silmeye başladı.
Avrupa'ya nasıl kaçıracağız?
Yazışmalarda, yaşlı, endişeli bir erkek olarak, kimliksiz şekilde Türkiye’ye getireceğimiz kadını Avrupa’ya nasıl çıkaracağımızı da sordum. Hawk, her şeyin sırayla yapılacağını, öncelikle kadının İdlib’den kaçak yollarla Türkiye’ye geçirileceğini, Türkiye’de pek çok kadının kayıtsız şekilde uzun bir süre yaşadığını ileri sürüyordu. Kadının Avrupa’ya çıkartılması için gerekli yol ve yöntemlerin farklı tarifeleri olduğunu, bunu da zamanı gelince, yani evlendiğim kadın Türkiye’ye geldikten sonra konuşacağımızı ifade ediyordu. Bu nedenle, kadınların Avrupa’ya çıkarılış yöntemlerine ilişkin net bir anlatımı olmadı." (Haber Merkezi)