Kısa Dalga - İstanbul’daki KYK Cevizlibağ Atatürk Kız Yurdu’nda kalan öğrenciler, yaz dönemi memleketine gitti. Bu sırada yurtta tadilat yapıldı.
Okulların açılması ile dönen öğrenciler, odalarda bıraktıkları eşyaların karıştırıldığını, bazılarının kaybolduğunu, iç çamaşırlarının üstüne çizim yapıldığını ve prezervatif bırakıldığını gördü.
Konuyu yurt yönetimine taşıyan öğrenciler henüz dönüş alamadı.
Oda TV'nin haberine göre, tadilat sırasında yurtta bulunan işçilerden birisinin ise bir kız öğrencinin bazasının altına el yazısı ile 'Şanslı kişi kim ise Instagram'dan yazsın' ifadelerini kullanarak sosyal medya adresini bıraktı.
'Öğrencilerin güvenliği hiçe sayılıyor'
Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Üniversite Birimleri konu ile ilgili bir açıklama yayınladı.
Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Cevizlibağ KYK Yurdu’nda öğrencilerin güvenliği ve hakları hiçe sayılıyor. 7 bine yakın öğrencinin kaldığı yurtta yaz tadilatı bahanesiyle yaşananlar, devlet yurtlarının nasıl bir yönetim anlayışıyla idare edildiğini gözler önüne seriyor.
Tadilat sürecinde öğrencilerin eşyalarını odalarda bırakmamaları istenmişti. Ancak şehir dışından gelen, İstanbul’da kalacak yeri olmayan binlerce öğrenci bazı eşyalarını dolaplara kilitleyerek ya da bazaların altına bıraktı. Bu, en insani haklarıydı. Ne var ki tadilat için yurtta konaklayan işçiler, öğrencilerin eşyalarını yağmaladı. Çamaşır tellerinden kişisel kıyafetlere, hatta kız öğrencilerin iç çamaşırlarına kadar pek çok eşya çalındı. Bu, sadece hırsızlık değil; aynı zamanda mahremiyete açık bir saldırıdır.
'Öğrenciler tehdit edilerek susturulmaya çalışılıyor'
Durumu idareye ileten öğrencilere verilen cevap ise utanç verici: “Eşya bırakmayın dedik.” “Şikayet ederseniz sizin başınız yanar.” Yani mağdur olan öğrenciler tehdit edilerek susturulmaya çalışılıyor! Odaların içinde bira şişeleri, rakı bardakları, sigara izmaritleri bulunmuş; odalar pislik içinde. Tadilat hâlâ tamamlanmamış, işçiler hâlâ yurtta kalmaya devam ediyor. Yurt, barınma alanı olmaktan çıkmış, öğrenciler için güvensiz bir ortama dönüşmüş durumda. Üstelik yurt bahçesinde dolaşan kız öğrencilere işçiler tarafından sözlü tacizde bulunulmuş; güvenliğe yapılan şikayetler karşısında güvenlik görevlileri “Oranız buranız açık gezmeyin” diyerek tacizi meşrulaştırmaya çalışmıştır. Bu yaklaşım kabul edilemez!
KYK yurtları; öğrencilerin güvenli, huzurlu ve sağlıklı bir yaşam sürdüreceği yerler olmalıdır. Ancak bugün Cevizlibağ KYK örneğinde gördüğümüz tablo, hırsızlığın, tacizin ve tehditlerin olduğu vahim bir tablodur! Sorumlular derhal görevden alınmalı, olay hakkında adli ve idari süreç başlatılmalıdır. Öğrencilerin can ve mal güvenliği devletin temel sorumluluğudur; bu sorumluluğun yerine getirilmemesi asla kabul edilemez. CHP İstanbul Üniversite Birimleri olarak bu skandalın takipçisi olacağız. Gençliğin haklarını gasp eden, öğrenciyi susturmaya çalışan, suçları görmezden gelen bu anlayış karşısında susmayacağız."