Kısa Dalga - Cumhuriyet gazetesi yazarı ve Halk TV programcısı gazeteci Murat Ağırel, ölümle tehdit edildi. Ağırel'in paylaştığı videoda, maskeli olarak kamera karşısına geçen bir kişi Ağırel'in öldürülmesi için ihale açıldığını ve infaz emrinin verildiğini söylüyor. Ağırel, bunun ilk tehdit olmadığını belirterek, durumu yetkililere de ilettiğini söyledi.
Gazeteci Ağırel, Halk TV'de yayınlanan Kayda Geçsin programında tehditle ilgili detaylı bilgi verdi. Ağırel, "Gazetecilik yapmaya çalışıyoruz. Bir süreç var ve bu süreçte başımıza gelmeyen kalmadı. Olayı benim üzerimden anlatmak doğru değil. Hepimiz bu sorunları yaşıyoruz" dedi. Ağırel'in verdiği bilgiler şöyle:
Eşim fark etti
"Bir gazetecinin eşinin neler yaşadığını anlatmak için canlı örnek, eşim hakkımda neler var diye bakıyor. Birinin beni etiketlediğini görmüş. O kişinin hesabına bakıp bu videoyu görüyor. Ben izledim. O kişi diyor ki "Murat Ağırel hakkında infaz kararı verildi. Bu kararı ilk önce aldım. Basına düşer diye vazgeçtim sonra tekrar aldım." Videoyu çeken kişi yalan da söylüyor olabilir. Ben ya bunlardan öğreneceğim ya da Ankara'dan öğreneceğim.
İki grubun çatışması var
"İki ay önce ben bu ihalenin, infaz emrinin verildiğini biliyordum. İstihbaratını aldım, doğrulattım. İnfazı yapacak adamla konuştum. İnsan katiliyle konuşur mu, ben katilimle konuştum. Adam diyor ki, 'Bana verildi bu iş ama ben yapmadım. Yapmayacağım... Ama senin kalemin kırıldı...'
İki grubun birbiri ile çatışması var. Videoyu çeken grup Seven grubuna ait olduğunu iddia edilen bir kişi. Bu kişi Mahsun Kuruçay adında bir kişi. Bu kişi İzmir'de Osmanlı Ocakları kurucusu olmuş iş insanı olarak belirtiliyor. Bu kişi hakkında video çekenin iddiaları var. Ben bununla ilgilenmiyorum.
'Botokslu Başkan' dediği Mahsun Kuruçay. Osmanlı Ocakları'nın İzmir'de kurucusu olarak belirtiliyor. Karşısındaki kişiyi tanımıyorum ama Sevenler grubundaymış. Emniyete sorduğum konuya vakıf olduklarını söylediler. İki grup birbiri ile çatışıyor.
Benim ismimi boş verin. Ülkede bir vekil sana bunu ihale etti diyor. Kim bu vekil. Ankara'dan biri bunu istemiş karşı tarafa bildirmiş. O önce kabul etmiş sonra vazgeçmiş. İki ay önce beni mafya grubundan biri aradı. Bu emir bana geldi ama ben yapmayacağım sana bunu yapacaklar dedi. Açık açık söyledi.
Hiçbir adım yok
Biliyorsunuz benim evimin videosu çekildi, aracıma zarar verildi tehditler geldi. Ben videoların hepsini savcılığa verdim. Emniyet ilgilendi ama savcılık var olan kamera görüntülerini almadılar bile. Hiçbir adım yok. Video kayıt falan toplanmadı. Bununla ilgili emniyetle her şeyi paylaştım. Silah başvurusunda bulundum. Silahlanmaya karşıyım ama toplu bir yerde tehditler de aldık. Başvuru da bulundum. Ağır cezada yargılandığım için vermediler. Valiliğe form doldurdum gene bir şey yok. Bugünle ilgili de kimse ilgilenmedi.
Havala kitabını yazdığım için
Bu iş ne karşılığında kime yaptırmak istiyorlar. Niye biliyor musun ben söyleyeyim. Havala kitabını yazdım. Uyuşturucu baronları kara paracılar hırsızlar tarikat cemaat bağlantılı adamlar. Ben bunu yazdığım anda hepsi benle uğraşmaya başladı. Hodri meydan diyorum. Hepsine hodri meydan ama bunu araştıracak olan Devlet. Devlet Dilruba için nasıl 15 dakika içinde ayağa kalkıyorsa bu durum için de kalkacak. Adam video yayınlıyor diyor ki ölüm emrin verildi hangi vekil verdi diyor. Niye şimdi kimse açıklama yapmıyor.
Arkamızda sadece halk var
Engin Altay aradı yanındayız dedi. İYİ Parti'den Buğra Kavuncu aradı soru önergesi vereceğiz dedi. AKP'den bir vekil mesaj yazdı. Çok üzücü yapabileceğimiz bir şey var mı dedi. Bir de Fakıbaba aradı. Ben gazeteci olarak ne yapabilirim ki. Bu kişilerin arkasında milyon dolarlar var. Bu kişilerin arkasında rant var uyuşturucu var. Bizim arkamızda sadece halk var. Hatırlayın, ben bu videoyu yayınlamaktan yana değilim. Genç meslektaşlarımızı ürkütmekten yıldım." (Haber Merkezi)