Kısa Dalga - DEM Parti’nin İmralı heyeti, HDP’nin eski genel başkanlarından Figen Yüksekdağ’ı ziyaret etti.
Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan ve Ahmet Türk, Kocaeli Cezaevi'nde tutuklu bulunan HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ile görüştü. Heyet, ayrıca HDP eski Milletvekili Semra Güzel ile görüştü.
Sırrı Süreyya Önder, görüşme sonrasında konuştu.
Önder, görüşmede Yüksekdağ’ın kendilerine “Sürecin tam olarak yanı başında, onlara ne düşerse, omuzumuza ne düşerse seve seve yerine getirmeye hazır bir şekilde bekliyoruz' dediğini aktadır.
En büyük armağan bu süreci barışla taçlandırmaktır
Önder, şunları söyledi: “Yerine konulması imkansız olan 2 şey yitip giden canlar ve zamandır. Bu çatışmalı süreçte hayatını kaybeden, sağlığını kaybeden bütün şehitler ve gaziler bütün ülkemizin onurudu. Onlara verebileceğimiz en büyük armağan bu çatışmalı süreci sonlandırmak, bunu bir barışla taclandırmak olacaktır. Ondan sonra hayatta olan herkese destek, hayatını kaybedenin geride bıraktığı bir yoldaş olmak hepimizin toplum olarak boynumuzun borcudur. Bu ciddiyette ve samimiyetteyiz. Bu konuda yüreği yanan, bedel ödeyenler de bizleriz. Hepsinin acısının yüreğimizde hissediyoruz" diye konuştu.
Toksik dil bir kenara bırakılmalıdır
Önder, "Barışa gelince; barış çocuklarımızın gözüne bakarak kurmak olduğumuz bir şeydir. Çocuklar hiçbir dahillerinin olmadığı bir çatışmalı mirası hak etmiyor. Sorumluluğumuz, onlara barış içinde bir ülke bırakmak. Çok spekülatif tartışmalar oluyor. Silah kadar zarar veren bir dil bu. Ülke bölünecek, çift dil, çif bayrak falan... Gündemimizde ne böyle bir şey var, ne tartıştık, ne de iması yapıldı böyle bir şeyin. Böyle bir şey yok. Kurmaya çalıştığımız barıştır. Kuşkusunu gidermek isteyen herkesle görüşmeye, derdimizi anlatmaya, önerilerini ve uyarılarını dinlemeye de hazırız. Tek ricam bu toksit dilin bir kenara bırakılması" ifadelerini kullandı.
Cevap vermeyeceğiz
Şeffaf ve açık bir süreç yürüttüklerini söyleyen Önder, "Söyleyeceksen hayır söyle' Bu kadar şeffaf ve açık süreç yürütüyoruz. Ama iki anahtarı var bunun. Bir ciddiyet, diğeri samimiyet. Herkesten bunu asgari olarak beklemek hakkımız. Bu mesele ne Ahmet beyin, ne Pervin hanımın ne de benim derdim. Bu hepimizin derdi. Hepimizden olumlu katkı bekliyoruz. Biz dilimizi değiştirmeyeceğiz. Bu şekilde saldırgan dil kullanarak karşı gelebileceğimiz maksimum nokta bu. Samimiyeti halk takdir edecek. 1 haftadır yollardayız. Yolda barışı talep eden, boynumuza sarılan, elinizi çabuk tutun diyen, zaman zaman uyaran... Bu konuda halkın vicdanı doğruyu işaret ediyor. Güvercin kasaplarına cevaz vermemek lazım. Bu da hepimizin sorumluluğu" diye kaydetti.