Özgür Özel'den Bahçeli'ye yanıt: 'Mesaj bana değil AKP'ye'

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin tutuklanan Selahattin Yılmaz'a arka çıkmasıyla ilgili "'Özgür’üm sana söylüyorum, iktidar ortağım sen anla' diyor" diye konuştu.

Kısa Dalga - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin tutuklanan Selahattin Yılmaz'a yönelik kullandığı "Dava arkadaşım" sözlerini değerlendirdi.

Özel, Selahattin Yılmaz'la ilgili yaptığı açıklamalara Bahçeli'nin tepki göstermesiyle ilgili olarak da Bahçeli'nin sözlerinin kendisine değil AKP'ye olduğunu söyledi.

Özgür’üm sana söylüyorum. İttifak ortağım sen anla’ diyor

Özel şunları söyledi:

"Ben kimseye kiralık katil demedim. Kiralık katil tutuldu diye Sabah gazetesi zırvalarını da zırva olarak söyledim. Ama burada Sayın Bahçeli yanlış anlamış değil. O anlıyor da şöyle yapıyor; ‘Özgür’üm sana söylüyorum. İttifak ortağım sen anla’ diyor. Ben de Sayın Bahçeli’ye kumpas kurulduğunu söylüyorum. Ama ne diyecek Bahçeli? ‘Sayın Erdoğan senin atadıkların, senin Beyaz Torosçuların tuttular bana böyle böyle yapıyorlar. Onlar şöyle insanlar, sen bunu nasıl yaptırırsın’ diyemeyeceğine göre, ‘Özgür Özel’in dün söylediği kiralık katil… Benim arkadaşım…’ Ben kimseye kiralık katil demedim. Tanımam, görmem, konuyla ilgili bilgim yok" dedi.

Özel'in Sındırgı ziyareti

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 6,1 büyüklüğündeki deprem ile sarsılan Balıkesir'in Sındırgı ilçesini ziyaret etti. Sındırgı Belediyesine ziyarette bulunan Özel, Başkan Serkan Sak tarafından ilçedeki son durum hakkında bilgilendirildi.

Özel, belediyedeki ziyaretinin ardından Afet Koordinasyon Merkezi'nde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Özel, Sındırgı'daki depremden dolayı vatandaşlara geçmiş olsun ve baş sağlığı dileklerini ileterek, "Kaybın 1 ile sınırlı kalması en büyük tesellimiz ama şunu görmek gerekiyor; Sındırgı, kayıp 1 olduğu için 'Ya Sındırgı’da bir şey yokmuş' diyecek durumda değil. Bugün burası benim komşularım, hemşehrilerimin olduğu bir yer. İlişkimizin ve gönül bağımızın çok yakın olduğu bir yer. Sındırgı ziyaretimiz hem geçmiş olsun ziyareti hem Sındırgı’nın ihtiyaçlarını görünür kılmaya yönelik bir ziyaretti" dedi.

Sındırgı'da deprem dolayısıyla 900’ün üzerinde binanın kullanılamaz olduğu ve ykılmasının gündeme geldiğini belirten Özel, bölgenin aynı zamanda yüzde 30 ile 40 arasında azalma ile göç tehlikesi yaşadığını kaydetti. Özel, ilk andan itibaren Balıkesir Büyükşehir Belediyesinin ve Sındırgı Belediyesinin elinden gelen her şeyi yaptığını ifade ederek, "Biraz önce Sayın Kaymakam’ı ziyaret ettim, AFAD İl Müdürümüzden brifing aldık. Hem AFAD yetkililerinin hem Sayın Kaymakam’ın hem belediye başkanlarımızın cansiperane gayretlerine müteşekkiriz. Kent onlardan razı, bugün kentte bunu gördük" ifadelerini kullandı.

'Kent afet bölgesi ilan edilmeli'

Kentin hızla afet bölgesi ilan edilmesinin gerektiğini vurgulayan Özel, "Bu da Sayın Erdoğan’ın atacağı bir imzaya bakıyor. Yapılmadığı takdirde kent büyük bir ekonomik çöküşle karşı karşıya kalacak. Afet bölgesi olduğunda kredilerin ertelenmesi, faizlerin silinmesi, bazı borçların ertelenmesi, kente yatırımları çekecek önemli cazibelerin ortaya konması söz konusu olacak. Biz bunu bir kez daha dillendirmek istiyoruz. Sındırgı depremi bir kez daha aklımızı başımıza alma noktasında uyarıyor" şeklinde konuştu. Özel, şunları kaydetti:

"Sayın Erdoğan’ın 'Siyaset üstü ele alalım, el ele verelim, hepimiz elimizi taşın altına koyalım' ifadelerini olumlayarak yanıtlamıştım. Zaten Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizim elimiz değil bedenimiz taşın altında ama hem ekonomik olarak belediyenin silkelenmesi hem siyasi anlamda üzerimize yapılan saldırılar, en önemli görevlerimizden biri olan hem kentsel dönüşüm hem dirençli kentler yaratmak, afetlere hazırlanmak noktasında zafiyet yaratıyor. Sındırgı Belediye Başkanı Serkan Sak, 'Benim o kadar çok param kesiliyor ki, gelen para maaşları ödemeye yetmiyor. Her ay birkaç milyon TL bir şey bulup maaş ödüyorum. Bunun dışında yapabileceğim bir şey yok, sesimi duysunlar' diyor. O yüzden Sayın Erdoğan’a ama dirençli kentler yaratmak için ama yaklaşmakta olan deprem riskine karşı afet ve afet yönetimi konusunda doğru işleri yapmak için artık bu belediyeleri, 'Silkeyelim, paralarını keselim, hizmet edemesinler, biz buradan kârlı çıkarız' yaklaşımını bir kenara bıraksın. Bir el uzatıyorsa depreme karşı ben o eli tutuyorum, Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz o eli tutuyoruz. Türkiye Belediyeler Birliği’nde çoğunlukta olan parti olarak biz o eli tutuyoruz. Yeter ki bu sayede yaklaşmakta olan felaketlerden kurtulalım.

'Sındırgı'da verilen sözlerin sıkı takipçisi olacağım'

Buraya Sayın Murat Kurum geldi. Buraya gelmesi önemli. TOKİ’den 100 konutun mayıs ayında verileceğini söylüyor. Bu yeterli bir yaklaşım değil çünkü TOKİ’nin birinci kısmı bu ama ikinci ve üçüncü kısmın hızla yapılıp bu kente konut üretmek gerekiyor. İnsanlara hızla konutlarını teslim etmek gerekiyor. Kendisi 1,5 ay içerisinde köylerdeki inşaatların başlayacağını ve konutların yapılacağını söylüyor. Tabii burada geçmiş karnelere üzülerek söylemem gerekiyor ki hiç olumlu değil. 6 Şubat’ta 650 bin konutu bir yıl içerisinde yapacağına söz vermişti Sayın Erdoğan. Sayın Murat Kurum zaman zaman konut teslim törenlerinde başarı hikâyesi anlatmaya çalışıyor ama söz bir yılda konutların tamamıydı; gerçek, iki buçuk yılda konutların yüzde 38’i. 100 kişiden 62’si hâlâ konteyner veya çadırda veya gurbette iken burada Sındırgı’da verilen sözlerin sıkı takipçisi olacağımı, hemşehrilerime verilen sözün sıkı takipçisi olacağımı bir kez daha Sayın Murat Kurum’a hatırlatıyorum. Deprem bölgesindeki yüzde 38’lik konut tesliminin bir yıl değil iki uçuk yıl sonunda tam depremzedelerden seçimlere birkaç ay kala 'Oyları bize verin, bir yılda eve geçin' söyleminin nasıl bir kandırmaca olduğunu da bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Bu yılın sonunda evine geçmeyen kimse kalmayacak diye ek söz verdiler. Verseler, 'Bir yılda yapacağız' dediklerini üç yılda yapmış olacaklar."

'O mesajları doğru okumak lazım'

Özel, Devlet Bahçeli’nin açıklamasına ilişkin soruya, "Diyor ki ‘Selahattin bizim ülküdaşımızdır. Ona nasıl kiralık katil derler’ filan. Sayın Bahçeli ile birlikte siyaset yapmak, birtakım yeteneklerinizin gelişmesini gerektiriyor. O mesajları doğru okumak lazım. Yoksa dinleyen ‘Sayın Bahçeli Özgür Özel’i hiç anlamamış’ diyebilir" yanıtını verdi. Özel, şöyle devam etti:

"Çünkü ben dün dedim ki ‘Fatih Keleş hiçbirini tanımaz. Kişileri biz de tanımayız. Bunlar Sayın Bahçeli’nin ülküdaşlarıdır. Onlarla yakın ilişkileri var. Yapılan operasyon, Sayın Bahçeli’ye de had bildirme yönündedir’ dedim. Ben kimseye kiralık katil demedim. Kiralık katil tutuldu diye Sabah gazetesi zırvalarını da zırva olarak söyledim. Ama burada Sayın Bahçeli yanlış anlamış değil. O anlıyor da şöyle yapıyor; ‘Özgür’üm sana söylüyorum. İttifak ortağım sen anla’ diyor. Sayın Bahçeli’nin orada yaptığı bütün eleştiriler, ‘Benim ülküdaşım, yakın arkadaşım, suçsuz olduğunu bildiğim, yakında suçsuzluğunun ispatlanacak olduğu’ dediği kişiyi, içeri atanlara ve İBB soruşturmasına Fatih Keleş üzerinden karıştırmaya çalışanlara yönelik. Ben de aynı şeyi söylüyorum. Ben de Sayın Bahçeli’ye kumpas kurulduğunu söylüyorum. Ama ne diyecek Bahçeli? ‘Sayın Erdoğan senin atadıkların, senin Beyaz Torosçuların tuttular bana böyle böyle yapıyorlar. Onlar şöyle insanlar, sen bunu nasıl yaptırırsın’ diyemeyeceğine göre, ‘Özgür Özel’in dün söylediği kiralık katil… Benim arkadaşım…’ Ben kimseye kiralık katil demedim. Tanımam, görmem, konuyla ilgili bilgim yok. Sabah gazetesi Sayın Bahçeli’nin ülküdaşına kiralık katil dedi. 'Kiralık katil tutuldu, bunu da cezaevindeki Fatih Keleş tuttu, haber yolladı' dedi. Fatih Keleş de bunu yalanladı. Biz de yalanlıyoruz. Bu iftirayı kim atıyorsa, Sayın Bahçeli onlarla hesaplaşacak. Konuda bizim üzerimize alacağımız hiçbir şey yok."

'Siyasi yankesicilik peşindeler'

Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney’in tutuklanmasına ilişkin soruyu yanıtlayan Özel, şöyle konuştu:

"Beyoğlu Belediye Başkanının dedesi o Beyoğlu Belediyesi’nde yerleri süpüren çöpçüydü. Babası o Beyoğlu Belediyesi’nde şofördü. Arkadaşımız o Beyoğlu Belediyesi’nin garajlarında büyüdü. Hayalini gerçekleştirdi. Yıllar sonra Beyoğlu’nu kazandı. Beyoğlu’da bütün okullarda fakir öğrenciler ve zengin öğrenciler var. Zengin öğrenciler, 15-20 liraya şişe suyunu alıp kana kana içerken, fakir öğrencilerin tuvalet musluğuna dudaklarını dayadıklarını görmüş. Bunun üzerine bütün okullara su sebili koydu. Ben bunu gördüm, gözlerim doldu. Gökhan Zeybek, Genel Başkan Yardımcımız bütün Türkiye’ye bu projeyi örnek gösterdi. Böyle bir belediye başkanını alıp tutukluyorlar. Beyoğlu’nda yaptığı bir iş, bir ihale, bir hizmet, bilmem neden değil.

Geçmişte Beşiktaş Belediyesi BELTAŞ’ta görev almış. İftiracının bir tanesi Beşiktaş’a kara çalarken, ucu buraya da gelmiş. Onun adını da geçirmişler. Niye geçiriyorlar? ‘Efendim acaba biz Beyoğlu Belediyesi’nde bir kaptı kaçtı yapabilir miyiz? Bir siyasi yankesicilik yapabilir miyiz? Belediyede belediye meclisinin sayıları birbirine denk. Hastası var, dışarıda olanı var. Orada bir kumpas çevirebilir miyiz?’ diye. Tenezzül meselesi. Biz arkadaşımızın en kısa sürede özgürlüğüne kavuşacağını, üç evladı var, kavuşacağını. Beyoğlu’nun bütün evlatlarına sahip çıkıyorlar ve Beyoğlu’nun bütün evlatlarına, çocuklarına İnan abilerinin kavuşacağını ümit ediyoruz. Yapılan işler siyasidir. Zaten her ölçümde bu işin hukuki değil bir siyasi değerlendirme olduğu noktasında vatandaş biraz daha fazla ikna oluyor. Erdoğan’a inananların sayısı gitgide azalıyor. Erdoğan’ın sonunu bu yargıya yaptığı siyasi atamalar ve o siyasi atamaların yarattığı tahribat getiriyor. Ben içeride haksız yere tutulan bütün arkadaşlarıma sabır diliyorum. Çok yakında adaletin sağlanacağını umuyorum ama esas kalıcı adalet sandıkta millet tarafından sağlanacak."

Gündem Haberleri