Kısa Dalga - Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in öldüren Eray Özyağcı’nın geçmişiyle ilgili yeni detaylar ortaya çıktı.
‘Hastanede mumya gibi sarıyorlardı’
Halk TV yazarı İsmail Saymaz bugünkü köşesinde Sinan Ateş suikastinin tetikçisi olan Eray Özyağcı'nın daha önce işlediği ve pek bilinmeyen bir cinayeti anlattı.
Özyağcı'nın, Sinan Ateş Davası'nın karar duruşmasında suçlarıyla övündüğünü ve "Hızlı torbacıları denk getirdiğim zaman nasıl vurduğumu bilirler efendim, vallahi hastanede mumya gibi sarıyorlardı" dediğini belirtti.
En az bir cinayet!
Saymaz, bu sözlerin dikkatini çektiğini ve Özyağcı'nın Ateş'ten önce en az bir cinayet işlediğini itiraf ettiğini aktardı. Yazısında, 8 Ekim 2020 tarihinde Pendik'in Esenyalı Mahallesi'nde Pirana Kafe'de yaşanan ve cinayetten öte bir katliam girişimi olarak nitelendirdiği olayı detaylı bir şekilde anlattı.
13 yaşından bu yana suç işliyor; cezaevinden kaçtı
Eray Özyağcı'nın 1993 yılında İstanbul'da doğduğunu, 13 yaşında suç alemine girdiğini ve sabıkalı bir kapkaççı olduğunu yazdı. Beş yıl sübyan koğuşlarında yattığını, Sivas Açık Cezaevi'nden firar ederek İstanbul'a döndüğünü ve çocukluk arkadaşı Ömer Veysel Altun ile yeraltında yaşamaya başladığını belirtti. Çevreye korku saçıp gasp yaptıklarını ve ilk cinayetlerini kendi mahallelerinde işlediklerini ifade etti.
Olayın uyuşturucu satışından kaynaklanan bir kavga olduğunu söyledi. Tüm tarafların çocukluk arkadaşı olduğunu, ancak uyuşturucu satışından dolayı aralarının bozulduğunu belirtti. Ömür Koca'nın, Varol kardeşlerin işlettiği kafe ve çevresinde uyuşturucu sattığını, Adem Varol'un bu yüzden Koca'yı dövdüğünü ve mahalleye bir daha girmemesini söylediğini aktardı. Koca'nın durumu Özyağcı ve Altun'a ilettiğini, Özyağcı'nın da Ömer Varol'a tehdit mesajı gönderdiğini yazdı.
Kafalarını hedef alarak ateş açtılar
8 Ekim günü Özyağcı ve Altun'un, Mustafa Akbulut'un kullandığı kiralık araçla Pirana Kafe'ye gittiklerini belirtti. Üzerlerinde Glock marka tabancalar olduğunu, kafeye girerken Onurcan Ercan'ı bacağından vurduklarını ve içerideki masadakilere kafalarını hedef alarak ateş ettiklerini anlattı. Olayda Adem Varol'un kolundan, bacağından ve kafasından vurulduğunu, sol kolu ve sol bacağının felç kaldığını, Ömer Varol'un karnından yaralandığını ve sakat kaldığını, Onurcan Ercan'ın ayağında kalıcı engel oluştuğunu ve Bilal Mükanoğlu'nun hayatını kaybettiğini belirtti.
Mükanoğlu'nun bu kavgayla hiçbir ilgisi olmadığını, saldırganları tanımadığını ve babası İlhan Mükanoğlu'nun her iki tarafı da suçladığını aktardı. Babasının, olayın uyuşturucudan kaynaklandığını ve gerçek suçluların, arkalarındaki kişilerin yargılanması gerektiğini söylediğini yazdı.
İki buçuk yıl boyunca yakalanmadılar!
Özyağcı ve Altun'un olaydan sonra kayıplara karıştıklarını ve iki buçuk yıl boyunca yakalanmadıklarını belirtti. Özyağcı'nın tutuklandıktan sonra Sinan Ateş suikastinin yanı sıra Pirana Kafe baskınından da yargılandığını ifade etti. İddianamede, Özyağcı'nın "yeraltında başkalarının tetikçiliğini yapan kiralık katil" olarak tanımlandığını ve Ankara'da gerçekleşen Sinan Ateş suikastinin katil zanlısı olduğunun vurgulandığını aktardı.
İlk duruşmada Özyağcı'nın, kafedekileri torbacılıkla suçladığını ve ateş etme niyetinin öldürme değil yaralama olduğunu savunduğunu yazdı. Son duruşmada da benzer bir savunma yaparak, her şeyin spontane geliştiğini ve öldürme niyetinin olmadığını söylediğini belirtti. Ancak Özyağcı'nın kafeye girer girmez kafalara ve karınlara ateş ettiğini hatırlattı.
Baba İlhan Mükanoğlu'nun duruşmada gerçek suçluların ve arkalarındaki siyasilerin yargılanması gerektiğini söylediğini aktardı. Mükanoğlu'nun, bu tür suçların arkasındaki kişilerin var olduğu sürece masum insanların zarar görmeye devam edeceğini ifade ettiğini yazdı. (Haber Merkezi)