Sırrı Sakık, Komisyon'a dilekçe sundu: 'Beni de dinleyin'

DEM Parti Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık, Komisyon'a hitaben sunduğu dilekçede, Kürt sorununun çözümüne katkı sunmak üzere bizzat huzura gelmeyi talep etti.

Kısa Dalga - DEM Parti Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık, komisyon çalışmalarındaki temel eksikliğin, "Kürt sorununu bizzat yaşamış, acılarına tanıklık etmiş, barış girişimlerinde yer almış ve bu alanda deneyim sahibi kişilerin sayısının oldukça sınırlı olmasıdır" diyerek eleştirisini dile getirdi.

Sakık, sesi duyulmayan insanların tecrübe ve tanıklık ettiği olayları komisyona ulaştırmayı bir sorumluluk olarak gördüğünü belirtti. Meclis'te kurulan komisyonun, Leyla Zana, Ahmet Türk, Akın Birdal, Selim Sadak, Hatip Dicle gibi sorunun önemli tanıklarını ve taşıyıcılarını dinleyeceğini düşündüğünü ancak bunun gerçekleşmediğini ifade etti.

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’na sunduğu dilekçesinde çağrısını netleştirdi: "Bu mesele, kâğıt üzerinde laf kalabalığıyla değil, hakikatin çıplak sesiyle çözülebilir".

"Gerçek barış, sadece masalarda değil, yaşamın en derin yerinden konuşanların sözüyle mümkün olur" diyen Sakık, "Eğer bu ülke hakikatle yüzleşecekse, bizleri -bu savaşın yükünü omuzlarında taşımış olanları dinlemek zorundadır" ifadeleriyle Meclis'e seslendi.

"Bir ömrün tanıklığı": Kayıplar, acılar ve barış müzakereleri

Dilekçesinin ekinde yer alan “Bir Ömrün Tanıklığıyla: Kürt Sorununda Hakikat ve Söz Devreye Girmelidir" başlıklı bölümde Sırrı Sakık, bütün unvanlarından bağımsız olarak kendisini "41 yıllık bu savaşın mağduru bir Kürt" olarak tanımladı.

Yaşadığı trajedileri anlatırken, "Son yarım asırdır süren bu savaşta kız kardeşimi, erkek kardeşimi, abimi, yeğenlerimi, kuzenlerimi, dostlarımı, yoldaşlarımı yitirdim" dedi. Köyünün ve evinin yakıldığını aktaran Sakık, JİTEM'in köyünün ortasında akrabalarını birbirine bağlayıp ateşe verdiğini kaydetti. Ayrıca, Vartinis'te askerlerin yaktığı evde, yedi çocukla anne babanın yanmış bedenlerini kendi elleriyle topladığını belirtti.

Sakık, sadece mağdur değil, aynı zamanda barış süreçlerinin de öznesi olduğunu vurguladı. 1991'de HEP’ten bugüne Kürt siyasal hareketinin bütün mücadele alanlarında yer aldığını ve 1993’te Şam’da, 1999’da ise diğer ateşkes ve müzakere süreçlerinin heyetlerinde bulunduğunu açıkladı. 2006-2007 yıllarında dönemin MİT Müsteşarı Emre Taner ile yürütülen görüşmelere Ahmet Türk, Aysel Tuğluk ve Sabri Ok ile beraber katıldığını, ayrıca 2009 Habur görüşmelerini de kapsayan müzakerelerde yer aldığını belirtti.

Tüm bu birikmiş tecrübelerin, "bu ülkenin barış mücadelesine ışık tutacağına" inandığını ifade eden Sırrı Sakık, sözlerini şöyle tamamladı: "Biz sustukça bu ülke eksik kalır. Biz konuştukça hakikat tamamlanır. Ve biz konuşacağız. Çünkü bu topraklara barış, ancak hakikat ve yüzleşmeyle gelecek".

Gündem Haberleri