Kısa Dalga - TUSAŞ’ta 5 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan saldırıya ilişkin ayrıntılar ortaya çıkmaya devam ediyor.
Gazeteci İsmail Saymaz, saldırganların 5 gün önce Ankara’ya geldiklerini iddia etti. Saymaz’ın yazısı şöyle,
“İddia o ki PKK’lılar Ankara’ya beş gün önce geldi. Hangi ülkeden ve ne şekilde Türkiye’ye girdikleri, Ankara’da nerede kaldıkları, bomba ve silahları nasıl ve kimden temin ettiklerini belirsizliğini koruyor. Taksiyi bir istihbarat dahilinde seçtikleri anlaşılıyor. Çünkü bu taksi durağı ağırlıklı TUSAŞ çalışanlarına hizmet veriyor. Taksiyle gitmek şüphe çekmeyeceği için bu yola başvurulmuş.
G-1 kapısına varmadan önce yolda bir güvenlik bariyeri varmış. Bir görevlinin beklediği bu noktada bariyer çoğunlukla açık oluyormuş. Teröristler bu zaafiyeti biliyordu. Yarım saat önce gelseler felaket olurdu PKK’lıların saldırdığı G-1, teknikerlerin ve işçilerin işe gitmek için sıklıkla tercih ettiği bir kapı. Bu kapının hemen dışında çalışanların araçları veya servisleri park ediliyor.
25 dakika önce katliam olabilirdi
Ayrıca posta ve kurye hizmeti bu kapıda veriliyor. Malzeme ve yemek kamyonları bu kapıya yanaşıyor. TUSAŞ’ta saat 15’te vardiya son buluyor. PKK’lılar 25 dakika önce gelmiş olsaydı kapıda katliam yaşanabilirdi.
PKK’lılar araçtan iner inmez bir özel güvenlik görevlisini şehit etti. Diğer güvenlik görevlileri uzun namlulu silahları olduğu halde korkup uzaklaştı. Özel Harekat’çıların üssünün Sincan’da ve çok yakında olması müdahaleyi kolaylaştırdı. Dakikalar içerisinde TUSAŞ’a ulaşan Özel Harekatçılar PKK’lılarla çatışmaya girdi. Kadın terörist polislerin üzerine 4-5 el bombası attıktan sonra intihar eylemi gerçekleştirdi. Polisler el bombası şarapnelleriyle yaralandı.
Hiç kimse rehin alınmadı
Bariyeri aşan erkek terörist ise önüne çıkan insan kaynakları ve eğitim binasına girdi. Binanın kapısındaki güvenlik görevlisinin kaçtığı anlaşılıyor. PKK’lı gelişigüzel ateş edip üst katlara çıkarken etkisiz hale getirildi. Devam etseydi yüzlerce insanı öldürebilirdi. Sanılanın aksine hiç kimse rehine alınmadı.
Rehine olduğu düşünülen kişiler eğitime gelenlerdi. Muhtemelen, camdan uzak bir noktada toplanmış, çatışmanın bitmesini bekliyorlardı.
Saldırı anında içeride bulunan TUSAŞ çalışanları yaşadıklarını bana şöyle anlattılar:
“Kapıya 50 metre mesafede bir binada toplantıdaydık. Toplantı odasının camı da boşluktan G-1 kapısının arka tarafına bakıyor. Birden bire çatpat sesleri geldi. Birileri kaçışıyordu. Biri şaka yaptı dedik. Konduramıyorsunuz çünkü. Sonra bomba patladı. Çok büyük bir patlama… Odanın camı geldi, gitti. Kendimizi yere attık. Kalkıp camdan baktık. Turnikelerde kaçışanlar gördük. Birisi yaralı gibiydi. Tedirgin olduk. Camlardan uzaklaştık. Bir iki dakika geçmedi ki, “Binayı tahliye etmeniz lazım” dediler. O anda terörist yandaki insan kaynakları binasına girmişti. Biz binayı tahliye ettik. Arkamızdan silah sesleri geldi. İçeriye doğru kaçıştık. “Üretim binasına gidin” denildi, gittik. “Daha öteye gidin” denildi, uzağa, uçuş hattının sonuna gittik. Yüzlerce kişiydik. Oraya ambulans helikopterler ve Özel Harekat'çılar indi. Daha güvenlik bir binaya gittik, toplantı odasında bizlere su verdiler, haber bekledik.”
TUSAŞ çalışanlarına “Güvenlik zaafiyeti var mı?” diye sordum.
Şöyle karşılık verdiler:
“Bu kadar rahat geçebildiklerine göre var.”
(Haber Merkezi)