Kısa Dalga - Yenidoğan çetesi davasında yargılanan 22’si tutuklu 47 sanığın ikinci gün duruşması, Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam ediyor.
Duruşmaya, 22 tutuklu sanık cezaevinden getirilirken 17 tutuksuz sanık ve taraf avukatları duruşmada hazır bulundu. 2 sanık ise SEGBİS yöntemiyle bağlandı. Duruşmayı, çok sayıda avukat ve gazeteci takip ediyor.
ANKA'nın haberine göre; tutuklu sanık hemşire Deniz Korkmaz, 7 yıldır yoğun bakım hemşiresi olduğunu söyleyerek, “CİMER şikayetini ben yaptım. Ama şu ana ben tutukluyum. Hakkımdaki suçlamaların hiçbiri somut delile dayanmamaktadır" dedi. Mahkeme başkanı sanığın telefon dinleme kayıtlarında başka bir sanığa söylediği, “Devleti soymak milleti soymaktan şereflidir” sözünü sordu. Sanık ise, “Kurtlar Vadisinde bir replik vardı. Onu kullandım” dedi.
Mahkeme başkanının "GMZ" adındaki şirketin (hastanenin) kimin olduğunu sorması üzerine, "GMZ adındaki şirket benim şirketim değil, Fırat Sarı'nın benim üzerime açtığı bir şirket. Kağıt üzerinde benimdi. Sümeyye yönetiyordu. Bu kadar büyük bir şey olduğunu bilmiyordum" dedi.
Tutuklu sanık Hüseyin Günerhan mahkemedeki savunmasına başlarken, "Emniyetteki ifadelerimin arkasındayım ama savcılıkta verdiğim ifadeleri reddediyorum. Çünkü değiştirilmiş" dedi.
Günerhan, "Sağlık sisteminde de monarşi vardır. Ben hemşireyim. Hastanenin her yerinde çalıştım. REYAP Hastanesi'nde çalıştığım dönemde yoğun bakım olarak çok güzel olduğunu, çocuk cerrahisi, çocuk göz doktoru gibi birçok doktorun olduğunu gördüm bu hastanede işe girdim" diye konuştu.
Hakimin Hakan Doğukan Taşçı ile konuşmalarını sorduğu Günerhan, "Crousofların artan dozlarını biriktiriyoruz. İhtiyaç olduğunda bu ilaçları kullanıyorlardı. Benim ihtiyacım olduğunda bana da getiriyorlardı. Sonra ilaçların satışıyla ilgili dedikodular çıkmaya başladı. Ben dosyada SGK'yı zarar ettirmekle suçlanıyorum, ama hastaneyi zarar ettirmekle de suçlanıyorum. SGK'yı zarar ettirdiysem hastanenin kara geçmesi lazım burada bir çelişki var" yanıtını verdi.
"Ben hiçbir zaman epikriz yazmadım"
Hakan Doğukan Taşçı'nın emniyetteki ve savcılıktaki ifadesinde kendisini suçladığını söyleyen Günerhan, şöyle devam etti:
"Hakan Doğukan benim hakkımda savcılıktaki ifadesinde benim ilaç sattığımı söylüyor daha sonra buradaki savunmasında öyle bir şey yapmadığımı söylüyor. Ben hiçbir şekilde epkriz yazmadım. Hiçbir dosyada sahtekarlık yapmadım. Bununla ilgili bir şüpheniz varsa hastaneye gidip kontrol edebilirsiniz. Benim imzamla bir sahtecilik yapıldıysa yazı karşılaştırılması yapılsın. Hasan Basri Gök, Güney Hastanesi için birçok şey söylemiş ama ben orada çalıştığım süre içerisinde Hasan hastanenin önünde bir kez bile geçmemiştir. Tapelerde ilaç sattığımızı öğrenirlerse Hüseyin bizi patlatır diye kendi aralarında konuşmuş."
REAYP'ta işe girmesini Fırat Sarı'nın sağladığını söyleyen Günerhan, "Ben REYAP'tan işten ayrıldım anlaşmazlıklardan dolayı. Fırat Sarı, Güney Hastanesi'nde iş ayarladı gittim görüştüm ücreti az geldi. Fırat Sarı'ya bunu söylediğimde hastanenin ortağı olduğunu, bana ekstra maaş vereceğini söyledi, ben de çalışmaya başladım. Hemşireler olarak hiçbir sahtecilik yapmadık Güney Hastanesi olarak, her şeyi doğru ve zamanında yaptık" dedi.
"600 TL'ye aldığım ilacı 1000 TL'ye sattım"
Tutuklu sanık Hüseyin Gündüz ise üzerine atılı suçlamayı kabul etmeyerek, dosyada sadece Hakan Doğukan Taşçi'yı tanıdığını söyledi. Gündüz, "Ondan ilaç aldım. Bu ilaçları nasıl temin ettiğini bilmiyorum. Suç olduğunu bilsem almazdım. Hakan Doğukan'dan Curosurf diye bir ilaç aldım. 600 TL'ye aldığım ilacı 1000 TL'ye, sosyal medyadan tanıdığım Reşat isimli birine sattım" diye konuştu.
Gündüz, bu ilaçlardan kutu başı 400 lira eklediğini, 50-60 kutu sattığını buna göre 24 bin lira para kazanmış olması gerektiğini ancak tam olarak hatırlamadığını söyledi ve sanık Taşçı'nın gıda takviyesi adı altında göz damlası üretip eczanelere sattığını, bundan dolayı da satın aldığı ilaçların mümessilden geldiğini sandığını, Taşçı'ya ilaçların nereden geldiğini sormadığını ve Tpay vermediğini belirtti. (Haber Merkezi)