CANAN COŞKUN
TRT’nin Harbiye ve Ulus semtlerindeki tarihi yapıları 2020 yılında depreme karşı dayanıksız oldukları iddiasıyla boşaltılmıştı. Her iki noktadan da rant kokusu yükselmiş, İstanbul’un simge yapılarından ve tescilli kültür varlığı olan Harbiye’deki Radyoevi’nin otel yapılmak istendiği ve Birleşmiş Milletler’e tahsis edilmek istendiği dile getirilmişti, ancak hiçbiri hayata geçmemişti.
Öte yandan TRT’nin eski yönetim kurulu başkanı Ibrahim Eren 2021 yılında Katarlı Bein Connect şirketine yönetici olarak geçmişti. TRT’nin Ulus, Harbiye ve Tepebaşı binalarını boşaltmasından sonra Maslak’ta taşındıkları plaza katlarının da Bein Connect’e ait olduğu iddia edilmiş. Plaza katlarına ne kadar kira ödendiği ve kira süresinin ne kadar olduğuyla ilgili sorular ‘ticari sır’ diye geri çevrilmişti.
Hilti sesleri, moloz yığını…
Ağustos başından bu yana Harbiye Radyoevi’nde yoğun bir inşaat faaliyeti sürüyor. İnşaat çalışmaları kapsamında yapının ön ve arka cephesine iskeleler kuruldu. İç mekânda sökülen malzemeler bahçeye indiriliyor, ağır iş makineleri de molozları taşıyor. Bahçeye de işçilerin kaldığı konteynerleri yerleştirilmiş durumda. Çalışmaların iki yıl süreceği bilgisi verildi.
Binanın içindeki inşaat faaliyetiyle ilgili görüntülerde ise taban döşemelerinin tamamen kırıldığı, kapı ve pencere pervazlarının da söküldüğü görülüyor.
Rölöve ve restitüsyon projesi 2019-2020 yılında yapıldı
Açık kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Radyoevi’nin Rölöve ve restitüsyon projesi Restora Mimarlık tarafından 2019 - 2020 yılları arasında hazırlandı. Şirket yetkilileri, eski eserlerin proje sürecinin üç aşamadan oluştuğunu, kendilerinin yapının mevcut durumunu tespit ettiğini yani rölövesini çıkardığını ve yapının ilk dönemdeki verilerini araştırarak restitüsyon projesini hazırladıklarını söyledi. Sonraki aşamayı yani uygulama projesini hangi şirketin yaptığını bilmiyorlar. Şirket yetkilileri, çalışma süresi boyunca kayıt stüdyosunun durduğu, yapının kullanıldığı, ana stüdyoların işler halde olduğu bilgisini verdi.
Koruma kurulunun yanıtı
Restorasyon projesiyle ne önerildiğini ve özgün işlevinin korunup korunmayacağı bilgisi için Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul 2 Numaları Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na başvurdum. Kurumdan gelen yanıtta, Radyoevi’nin kentsel ve tarihi sit alanında kaldığı, İstanbul 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 12 Şubat 2001 tarihli kararıyla korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edildiği ve 1’nci grup koruma altındaki eserler arasında olduğu belirtildi. Rölövesinin 15 Ekim 2020 tarihli kararla alındığı, iki dönem halinde hazırlanan restitüsyon projesinin de 7 Ocak 2021 tarihli kararla alındığı aktarıldı. 5 Temmuz 2022 tarihli kararla müellif değişikliği yapıldığını, bunda Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na göre sakınca olmadığı ve restorasyon projesine uygun olduğu belirtildi. Kurul, 10 Mart 2023 tarihli kararla “stüdyoları içeren radyoevi” işlevli restorasyon tadilat projesinin uygun olduğuna karar verildiğini kaydettti.
Radyoevi’nin bağlı olduğu Şişli Belediyesi’nin imar haritalarında yapının bulunduğu parselin fonksiyonu “sosyal kültürel tesis” olarak görünüyor.
Kaybolan eşyalar ve Faraday kafesi
Radyoevi’ndeki inşaat çalışmaları durmaksızın ilerlerken kurum çalışanları, yapıdaki kıymetli eşyaların, stüdyodaki kayıt cihazlarının, taş plakların ve Faraday kafesinin nerede olduğunu soruyor. KESK Haber-Sen Basın Yayın Eğitim Sekreteri Banu Savaş, yapının içini tarif ederken kapıların yekpare cevizden, kollarının pirinçten yapıldığını söylüyor ve bunların kırılarak yerlerinden çıkarıldığını belirtiyor. Stüdyodaki cihazların Beyoğlu’ndaki Tepebaşı binasına yığıldığını anlatan Savaş, daha sonra buranın da depreme dayanıksız olduğu iddiasıyla boşaltıldığını ekliyor. Savaş’a göre, Radyoevi Müzesi’ndeki tarihi malzemelerinde de aralarında bulunduğu teknik ekipmanın sigortalanarak uzmanlarca taşınması gerekirdi, ancak taş plaklar kurum çalışanları tarafından elde taşındı. Toz ve rutubete maruz kalmaması gereken bantlar ise poşetlere kondu.
Dışarıdan gelen elektromanyetik dalgaları engelleyerek kayıtların parazitsiz tutulmasını, içerideki bilginin ise sinyal dışarı çıkamadığı için sızmamasını sağlayan bu yapının akıbeti belirsiz. Faraday kafesinin nerede olduğu da bilinmiyor.
Radyoevi Müzesi'nde kullanılan cihazlardan belgelere ve anıların yer aldığı fotoğraflara kadar radyo yayınlarına dair ne varsa sergileniyordu.
Çalışanlar, genel Müdür İbrahim Eren döneminde yaşanan bu taşınmayla ilgili kuruma yazılar yazdı, TBMM'de milletvekilleri soru önergesi de verdiğini, ama cevap alınamadı. Eren, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın Kartal İmam Hatip Lisesi’nden sınıf arkadaşıydı.
Restorasyon için 2 milyar 90 milyon bütçe ayrıldı
Öte yandan, İstanbul Valiliği 2025 yatırım programında, yapıların restorasyonu için toplamda 2 milyar 90 milyon TL’lik bütçe ayrıldığı görülüyor. TRT, Ulus binasının güçlendirme ve tadilat işi için 2023’te başlayıp 2026’da bitmesi planlanan projeye 1.4 milyar TL, Radyoevi binasının güçlendirme ve restorasyon projesi için ise 690 milyon TL bütçe ayrıldı. İstanbul Valiliği’nin 2024 yılı yatırım programına göre Ulus’taki bina için 948 milyon TL’lik bütçe ayrılmış ve bu kapsamda “kümülatif harcama tutarı” başlığı altında 256 milyon 700 bin TL’lik harcama yapılmıştı. Yine geçen yıl Harbiye’deki TRT İstanbul Müdürlüğü binası için de 457 milyon 931 bin TL’lik bir bütçe ayrıldı ve bina için 188 milyon 500 bin TL’lik harcama yapıldı.
Tarihi TRT Radyoevi’nde yürütülen çalışmalar, bir yandan kültürel mirasın korunması iddiasıyla sürerken, diğer yandan yapının belleğinde saklı eşyaların, kayıtların ve teknik donanımın akıbetine dair soru işaretlerini büyütüyor. Koruma Kurulu’nun “radyoevi işlevi devam edecek” güvencesi, kent hafızası açısından kritik önem taşıyor. Radyoevi’nin geleceği ise yalnızca yapının restorasyonuyla değil, içindeki kültürel mirasın nasıl korunacağıyla da belirlenecek.