Hale GÖNÜLTAŞ
Kısa Dalga - Türkiye’de IŞİD’in saldırıları sonrası ortaya çıkan bilgiler ve gözaltına alınan faillerin kimlikleriyle çok bilinmeyenli denkleme dönüşüyor. Son örneğini de sabah saatlerinde yaşandı. İzmir'in Balçova ilçesindeki Salih İşgören Polis Merkezi'ne 8 Eylül 2025 tarihinde yapılan silahlı saldırıda iki polisin hayatını kaybetmesi ile ilgili olarak üç kritik ismin gözaltı kararı verildi. Ebu Hanzala kod adlı Halis Bayuncuk, Ebu Haris kod adlı Halis Karadağ ve Ebu Ubeyde kod adlı İlyas Aydın. Bayancuk ve Karadağ gözaltına alınırken İlyas Aydın’ın evinde bulunmadığı ve yurtdışında olduğu belirtildi.
Hakkında gözaltına kararı verilen Ebu Ubeyde kod adlı İlyas Aydın oldukça kritik bir isim. Aydın, halen kırmızı bülten ile zaten aranıyordu. Aydın’ın İstanbul Fatih’te IŞİD yapılanmasında yer aldığı, 2013 yılından itibaren Suriye’ye gidip gelmeye başladığı, dönemin IŞİD sözcüsü Ebu Muhammed el Adnani ve yardımcısı Ebu Muhammed el Furkan'ın ekibinde "ideolojik alandan" sorumlu olduğu biliniyordu.
Aydın, kendisi ile yapılan söyleşilerde 2015'te Er Sefter Taş'ın kaçırılmasının ardından MİT ile görüşmeye giden üç kişilik heyette olduğunu da iddia ediyordu. 2019 yılında bir grup Türkiyeli gazeteciye tutuklu bulunduğu Haseke yakınlarında verdiği söyleşide de iki Türk askerinin yakılarak öldürülmesinin yanı sıra 10 Ekim ve Suruç katliamlarına dair bilgiler de aktarmıştı.
Aydın’ın 2019 yılından bu yana Suriye’de Haseke ili Rimelan ilçesi yakınlarında Kürtlerin denetimindeki bir hapishanede tutuklu olduğu biliniyordu. Bu yüzden Aydın hakkındaki gözaltı kararı soru işaretlerine neden oldu.
Gözaltı haberinden sonra Kısa Dalga’nın yaptığı araştırma ise İlyas Aydın’ın halen Kuzey Suriye’de gözetim altında bulunduğunu gösterdi.
Aydın’ın Kuzey Suriye’den hapishanede tutukluyken Türkiye’deki karakol saldırısında nasıl bir rol üstlendiği sorusu ortaya çıktı.
Ebu Hanzala da gözaltında
Gözaltına alınan şahıslardan bir diğeri ise Ebu Hanzala kod adlı Halis Bayuncuk.
Halis Bayancuk’un ismi Türkiye’deki El Kaide operasyonlarıyla gündeme gelmişti. 2008'de, 2011’de ve daha sonra 2014’te ve 2015'te olmak üzere birçok kez hapse giren Bayancuk'a bu tutuklamalarla ilgili "El Kaide Türkiye liderliği", "IŞİD Türkiye liderliği" suçlamaları yöneltilmişti. Bayuncuk, kendisini yargılandığı davalarda "İslam Davetçisi" olarak tanımladı.
2014'teki Van merkezli operasyonlar kapsamında da gözaltına alınan Bayancuk'un IŞİD hücrelerinin lideri olduğu iddia edilmiş ve kendisinin “Suriye’nin fethedilmesinden sonra sıra Türkiye’ye gelecek. İstanbul’u da alacağız inşallah” dediği kayıtları ortaya çıkmıştı.
Ebu Hanzala, 2015'te kamuoyunun gündemine bu defa İstanbul İstanbul Ömerli’deki piknik alanında gerçekleştirilen toplu bayram namazı etkinliğinde sarfettiği sözlerle gelmişti. Bayancuk hükümeti hedef alarak, “Bize zulmetmeye devam ederseniz Allah, sizin bize yaptığınızı başkasının eliyle size yapacaktır. Müslümanların evlerini sabah 5’te basarsanız, mahremiyetini çiğnerseniz, sizi Allah’a şikayet ederiz. Aklınızı başınıza alın” tehdidinde bulunmuştu.
Bayancuk'un bu açıklamalarından çok kısa bir süre sonra Suruç’ta 20 Temmuz’da 34 kişinin ölümüyle sonuçlanan IŞİD saldırısı gerçekleşmişti. Bayancuk, olayla ilgili de gözaltına alınarak tutuklanmıştı. Halis Bayuncuk da bu sabah İstanbul’da evine düzenlenen baskınla gözaltına alındı. Bayancuk gibi bilinen ve istihbaratın takibinde olması gereken bir kişinin saldırıda rol alması da dikkat çekti.
Sosyal medya “fenomeni” IŞİD’li
Gözaltına alınan bir diğer isim de Ebu Haris kod adlı Haris Karadağ, İzmir’de faaliyet gösteren Vasat Kitapevinin kurucusu. Selefilerin silahlandığı ve iç savaş çıkartacakları ve IŞİD’e eleman toplama bulguları üzerine yapılan operasyonlarda kitapevinin sahibi Haris Karadağ gözaltına alınmıştı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019 yılında hazırladığı iddianamede Ebu Haris’in kurucusu olduğu Vasat kitapevi “terör örgütü’ olarak anıldı. Ebu Haris ve sempatizanlarının evlerinde yapılan aramada silah ve patlayıcı madde bulunmuştu. Ebu Haris’in halen pek çok sosyal medya platformunda takipçilerine sesleniyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin şeriatla yönetildiğini savunuyor.
Ne olmuştu?
8 Eylül 2025 tarihinde İzmir'in Balçova ilçesindeki Salih İşgören Polis Merkezi'ne yönelik silahlı saldırıda iki polis hayatını kaybetti, üç kişi de yaralanmıştı. Saldırgan E.B 16 yaşındaydı Olayla ilgili 27 kişi gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınanlar arasında soruşturma kapsamında yaralı olarak yakalanan 16 yaşındaki saldırgan E.B'nin yanı sıra, annesi, babası, iki arkadaşı ve İran uyruklu bir kişi de vardı.
İzmir Valisi Süleyman Elban saldırganın karakolla aynı sokakta oturduğunu, lise öğrencisi olduğunu ve suç kaydı bulunmadığını söylemişti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 8 Eylül'de failin bağlantılarının araştırıldığını söylemişti. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise olayın "esrar perdesinin" aralanmasını istemiş, saldırının Türkiye "üzerinde oynanan alçak oyunlardan bağımsız düşünülemeyeceği" yorumunu yapmıştı.
Saldırı ile ilgili altı Cumhuriyet savcısı görevlendirilmiş ve yayın yasağı getirilmişti. İlerleyen süreçte olayla bağlantısı bulunan 27 kişi gözaltına alınmıştı.
Saldırganın babası olayla ilgili ilk ifadesinde, oğlunun son dönemlerinde radikal bir tavır sergilediğini söylemişti. Bilgisayar ve telefonla çok sık zaman geçirdiğini, kendisini bu konuda uyardıklarını ifade etmişti. Saldırganın annesi A.B. ise "Şiddet içerikli videolar izliyordu. Normalde pısırık bir çocuktu. Ancak giderek radikalleşti. Hepimize 'Siz kâfirsiniz' demeye başlamıştı. Bunu yapması bizi şoke etti" demişti.