DİLEK GEDİK
Kısa Dalga - İstanbul Çekmeköy’de bir otizm spor kulübünde 19 yaşındaki otizmli gence şiddet uygulanmasının ardından özel çocukların öğrenim gördüğü kurumlarda kamera zorunluluğu için başlatılan kampanyanın hukuksal sürecinin bulunduğu ortaya çıktı.
Danıştay, Kamu Denetçiliği Kurumu’nun tavsiye kararını ve derneklerin başvurusunu inceliyor. Sınıf içinde kamera olmamasını düzenleyen yönetmeliğin iptali isteniyor. Türkiye Barolar Birliği ve İzmir Barosu davaya müdahil.
İlk tartışma ve talep iki yıl önce İzmir’den başlamıştı. İzmir’de özel eğitim ana sınıfındaki 3 ayrı öğrenciye fiziksel ve psikolojik şiddet üzerine STK’lar, CİMER aracılığıyla Milli Eğitim Bakanlığı’na başvurdular. MEB’den olumlu yanıt alamayan Kedi Otizm Derneği ve İnegöl Otizm Derneği, Ocak 2024’te özel çocukların eğitim alanlarında her türlü şiddetten korunması için sınıflara kamera konulması talebini içeren dilekçesini ombudsmanlık kurumu olan Kamu Denetçiliği Kurumu’na verdi. KDK, Milli Eğitim Bakanlığı'na güven ilişkisinin kurulması için çalışma yapmasını önerdi. MEB’in tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde tavsiye kararına çözümüyle birlikte yanıt vermesi gerektiğini bildirdi. Ancak Bakanlık bu konuda bir düzenleme yapmadı.
Ombudsman tavsiye etti
Derneklerin başvurusu üzerine Kamu Denetçiliği Kurumu şu tavsiye kararını vermişti:
“Ulusal ve uluslararası mevzuat kapsamında, sınıf güvenliğinin sağlanması ve özel hayatın gizliliğinin korunması arasındaki dengenin, özel gereksinimli çocukların eğitim haklarına erişim sürecinde, üstün yararları önceliklendirilerek kurulması gerektiği; bu bağlamda, çocukların her türlü ihmal, istismar ve şiddete karşı korunmalarında video kamera uygulamasına nazaran çocukların ve öğretmenlerin temel bir hak olan kişisel verilerinin korunması hakkını daha az sınırlandıran ve okul yöneticileri, öğretmenler, öğrenciler ve aileler olmak üzere tüm ilgililerin sürece katılımını ve iletişimlerini kuvvetlendirerek aralarında güven ilişkisinin tesis edildiği etkin bir mekanizmasının oluşturulması amacıyla, multidisipliner bir yaklaşımla işbirliği içerisinde gerekli çalışmaların yapılması gerektiği yönünde, Milli Eğitim Bakanlığına Tavsiyede Bulunulmasına, Kararın başvurucuya ve Milli Eğitim Bakanlığına tebliğine, 6328 sayılı Kanunun 20’nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bu karar üzerine tesis edilecek işlemin otuz gün içinde Kurumumuza bildirilmesinin zorunlu olduğunun idareye hatırlatılmasına, Türkiye Cumhuriyeti Kamu Baş Denetçisince karar verildi.”
İstisnalar var
Ombudsmanlık kurumunun kararı üzerine Danıştay'a başvuruda bulunan Kedi Otizm Derneği ve İnegöl Otizm Derneği, MEB'in kamera ret gerekçelerinden biri olarak Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nu (KVKK) gösterdiğini hatırlatarak KVKK'da bulunan istisnalara dikkat çekti ve özel gereksinimli bireylerin çoğunun şiddet durumlarını anlama veya ifade etmede sorun yaşadığını belirtti. KVKK'nın hayat veya beden bütünlüğünün korunması için zorunlu halleri öngören maddelerine atıfta bulunulan başvuruda kamera sistemlerinin özel öğrencilerin güvenliği açısından önemli olduğu vurgulandı. Şimdi gözler Danıştay’da…
İlgili yönetmelik maddesi
Türkiye Barolar Birliği ve İzmir Barosu’nun müdahil olduğu davada, iptali istenen MEB yönetmeliğinin ilgili maddesi şöyle: “Okullarda, bahçe giriş ve bina kapıları öncelikli olmak üzere, en az on beş gün süreyle görüntü kayıtlarını depolayacak güvenlik kamera sistemi kurulur. Ancak, (Ek ibare:RG-19/2/2020-31044) okul ve diğer kurumların derslik ve ders yapılan bölümler, öğretmenler odası, yönetici ve diğer çalışma/dinlenme odaları, rehberlik odası, kütüphane, spor salonu, yüzme havuzu, tuvalet lavabo, ibadethane ve benzeri birimlerin içini görecek şekilde güvenlik kameraları yerleştirilemez.”
"Kınamakla, üzülmekle değiştirebileceğimiz hiçbir şey yok"
İzmir merkezli Kedi Otizm Derneği Başkanı Serap Dikmen Ahmetoğlu, Kısa Dalga’ya yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Çocuklara her türlü şiddet gösterenlerin maalesef, caydırıcı cezalarla karşılaşmadığını, neredeyse ‘cezasızlıkla’ ödüllendirildiğini görüyoruz. Bu, hukuk alanında yaşadığımız büyük bir sorun. Bunun haricinde, eğitim kurumlarında yapılmasını istediğimiz bazı düzenlemeler, çocuklarımızın bulunduğu alanların hepsinin denetiminde sivil toplum örgütlerinin de yer alması gibi taleplerimiz var. Derneğimiz de çocuklarımızın güvenliğini sağlamak amacıyla özel eğitim sınıflarına kamera konulması yönündeki camiamızın talebini yasal süreçleri izleyerek Danıştay’da dava açılmasına dek taşıdı. Tekrarlıyoruz, kınamakla, üzülmekle değiştirebileceğimiz hiçbir şey yok. Gereken yasal ve idari düzenlemeler yapılmadıkça, çocuklarımızın hiçbiri güvende değil. Hak savunusu temelli çalışmalar yapan derneğimiz, sınıflara kamera konulması talebi başta olmak üzere, çocuklarımızın üstün yararını sağlamak için çalışmaya ve çabalamaya devam edecektir.” (Haber Merkezi)