'MHP, MHP olma vasfını yitirmiş, ideolojik yapısını kaybetmiştir'

Politi-Cast'te bu hafta gazeteciler Sedat Bozkurt ve Berna Can gündemin öne çıkan başlıklarını ele aldı.

Kısa Dalga- Politi-Cast’in bu bölümünde, Gazeteci Sedat Bozkurt ve Berna Can, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın 30 Ağustos Zafer Bayramı'na denk gelen Cuma hutbesinde Atatürk’e yer vermemesi, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Bahçeli’nin Hüda-Par'la olan fotoğrafı ve Cumhuriyet Halk Partisi 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na açılan dava ve CHP yaklaşan Tüzük Kurultayı ele alındı.

Kısa Dalga Politi-Cast’ten öne çıkan satır başları şu şekilde;

Diyanet yine şaşırtmadı: 30 Ağustos Cuma hutbesinde Atatürk anılmadı

Gazeteci Sedat Bozkurt, Diyanet'in 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda Cuma hutbesinde Atatürk’e yer vermemesini "Kötüler, çünkü kötüler. Bu kadar basit," sözleriyle değerlendirirken, Ali Erbaş’ın tavrını, devletin kritik pozisyonlarında tarihçi Kadir Mısırlıoğlu’nun etkisi altında yetişmiş kişilerin bulunmasına” şeklinde ifade etti.

Bozkurt, "Ali Erbaş doğrusunu yapıyor; yanlış olan, onun gibi düşünenlerin bu zaferi kutlamasıdır" dedi ve mevcut hükümetin tarihe bakış açısının ve bu tür kritik pozisyonlardaki kişilerin Türkiye’nin köklü değerlerine karşı duyarsızlığının altını çizdi.

Gazeteci Sedat Bozkurt, 30 Ağustos Zaferi’nin Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesinde dönüm noktası olduğuna dikkat çekerek, "Biz bu zaferi Yunan’ı denize dökerek kazandık. Ancak bugün, Yunan kazansaydı diyen tarihçilerin eğitiminden geçenler ülkeyi yönetiyor" dedi. Bu bağlamda, Bozkurt, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın zafer kutlamalarına yönelik kayıtsızlığına tepki göstererek, "Mustafa Kemal Atatürk’ü anmamak, onun bıraktığı mirası reddetmekle eşdeğerdir. O makamların bugün var olmasının nedeni Mustafa Kemal Atatürk’tür" ifadelerini kullandı.

‘İslam dini, siyasetin ve ticaretin aracı haline getirilmiş durumda'

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kuruluş amacının tarikat ve cemaatlerin önünü kesmek olduğunu belirten Bozkurt, günümüzde bu kurumun tam tersine bu yapıların önünü açan bir mekanizmaya dönüştüğünü söyledi.

"Diyanet, tarikatların ve cemaatlerin önünü açan bir çatı örgütü olmuş, hatta onları koruma kalkanı haline gelmiştir" diyen Bozkurt, bu durumun Türkiye’nin laik yapısına zarar verdiğini ve dinin siyasi çıkarlar için kullanıldığını belirtti.

"Bu masum dine yapılanlar ve bunu önlemesi gereken kişinin tam tersi bunlara yol açıyor olması kabul edilemez. Bugün İslam dini, siyasetin ve ticaretin aracı haline getirilmiş durumda" sözleriyle Bozkurt, dinin yozlaştırılmasına dair eleştirilerini dile getirdi.

Bozkurt ayrıca, Türkiye’de din adamlarının ve dini liderlerin, dini toplumu bir arada tutma ve doğruyu gösterme misyonunu yerine getirmek yerine, dinin araçsallaştırıldığını ifade etti ve "Bugün Türkiye’de, dini kullanarak yeni bir Müslümanlık tarif edenler, toplumun dini değerlerini eğip büküyorlar" diyerek bu tehlikeye dikkat çekti.

CHP’deki çatışmalar, Tüzük Kurultayı ve liderlik mücadelesi

CHP içindeki çatışmalar ve yaklaşan tüzük kurultayı da Politi-Cast'te geniş bir şekilde tartışıldı. Gazeteci Sedat Bozkurt, CHP’de süregelen çekişmeleri ve liderlik mücadelesini analiz ederek, partinin iç dinamiklerindeki derin sorunlara ışık tuttu. Bozkurt, tüzük kurultaylarının genellikle genel başkanların koltuğunu koruma amacı taşıdığını belirterek, "Tüzük kurultaylarında parti içi muhalefet çok devreye girmez. Daha önceki tüzük kurultaylarında hep genel başkanlar kendi yerlerini sağlama almak için tüzük değişiklikleri yapmıştır" dedi.

‘Birbirini tasfiye etme çabası muhalefeti zayıflatır’

Bozkurt, CHP’deki liderlik mücadelesine de dikkat çekerek, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş gibi güçlü isimlerin birbirlerine rakip olmak yerine, ortak bir hedef doğrultusunda hareket etmeleri gerektiğini vurguladı:

"CHP’nin kazanma olasılığı yüksek iki adayı var: Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu. Bu iki ismi muhafaza etmek ve seçim sürecine kadar korumak CHP'yi güçlendirecektir."

Gazeteci Bozkurt, bu iki ismin partiyi ileriye taşıyacak liderler olduğunu ve aralarındaki çekişmelerin CHP’yi yıpratabileceğini ifade etti ve "Bu iki adayın birbirini tasfiye etmeye çalışması, sadece partinin içinde derin yaralar açar ve muhalefeti zayıflatır" diyerek uyarılarda bulundu.

CHP’nin yerel seçimlerde aday belirleme sürecine dair de eleştirilerde bulunan Bozkurt, Özgür Özel’in ön seçim çağrısını hatırlatarak, "Yazılı metinlerin bir anlamı yok. Şu anda CHP'nin tüzüğünde, Özgür Özel ve tayfasının kongrede verdikleri vaat uyarınca belediye başkanlıklarına ön seçim yapılabilir. Ama bu uygulanmazsa, tüzük değişikliklerinin bir anlamı kalmaz" dedi.

Bozkurt, CHP’nin verdiği sözleri tutmaması halinde seçmenine ve tabanına olan güvenini yitireceğini belirtti ve "Parti içi demokrasinin işleyişi için tüzük değişiklikleri yapılması yetmez, bunların uygulanması şarttır. Aksi takdirde, bu sadece kağıt üzerinde kalır" diyerek, partinin bu süreçte attığı adımların önemini vurguladı.

'Tüzük Kurultayı liderlik tartışmalarının önüne geçmek için bir fırsat'

Bozkurt, ayrıca, CHP’nin liderlik krizine dair de şu değerlendirmede bulundu:

"Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderliğine yönelik eleştiriler, partinin içindeki değişim taleplerini körüklüyor. Ancak bu değişim talepleri, partiyi daha ileriye taşımak yerine, iç çekişmeleri artırıyor. Tüzük kurultayı, bu iç çekişmelerin önüne geçmek için bir fırsat olabilir, ancak doğru adımlar atılmazsa, parti daha da derinleşen bir krizle karşı karşıya kalabilir."

Bozkurt, CHP’deki tüzük değişikliği çalışmalarının sadece bir formalite olmaması gerektiğini belirterek, bu süreçte yapılacak değişikliklerin partinin geleceğini doğrudan etkileyeceğini söyledi:

"Tüzük kurultayı, CHP için sadece bir formalite olmamalı. Bu süreçte yapılacak değişiklikler, partinin geleceğini doğrudan etkileyecek. Eğer bu değişiklikler, parti içi demokrasiyi güçlendirecek yönde olursa, CHP bundan kazançlı çıkar."

MHP’den Kemal Kılıçdaroğlu’na siyasi yasak davası

Politi-Cast’te Gazeteci Sedat Bozkurt ve Berna Can, Milliyetçi Hareket Partisi’nin Kemal Kılıçdaroğlu’na siyasi yasak talebiyle açtığı dava ve Malazgirt Kutlamalarında Devlet Bahçeli’nin Hüda-Par' la olan fotoğrafı da kapsamlı olarak değerlendirildi.

Türkiye’de siyasetin giderek daha kaotik bir hale geldiğini ve mevcut durumun demokratik normlardan uzaklaştığını belirten Bozkurt, "Ülke, bir tımarhane haline dönüşmüş vaziyette. Şu anda ana muhalefet partisi liderini ağır ceza mahkemesinde yargılıyorsunuz; bu bile ülkenin siyasetinin hangi noktaya geldiğinin en temel göstergesidir" dedi.

'MHP, MHP olma vasfını yitirmiş, ideolojik yapısını kaybetmiştir'

MHP’nin Devlet Bahçeli liderliğinde Türkçülük ideolojisinden sapması ve AK Parti ile kurduğu stratejik ortaklık da programda detaylı bir şekilde ele alındı. Sedat Bozkurt, MHP’nin Bahçeli liderliğinde Türkçülükten uzaklaştığını ve partinin ideolojik yapısını kaybettiğini belirterek, "MHP artık bir MHP olma vasfını yitirmiştir. Hem parti olma vasfını yitirmiştir hem de tarihsel ideolojik yapısını kaybetmiştir" dedi. Bozkurt, MHP’nin AK Parti ile olan ittifakının, partinin kendi kimliğini kaybetmesine neden olduğunu ifade etti.

'MHP, CHP'yi içeriden karıştırma stratejisi izliyor'

Bozkurt, MHP’nin Devlet Bahçeli liderliğinde AK Parti’ye tamamen entegre olduğunu ve bu durumun partinin varlık nedenini sorgulattığını ifade etti: "MHP, AK Parti ile birlikte hareket ederek, CHP'yi içeriden karıştırma stratejisi izliyor. AK Parti'nin de niyeti bu: CHP'nin içindeki karışıklığı olabildiğince artırarak, oradan kendilerine bir fayda sağlamak." Bozkurt, MHP’nin artık kendi ideolojik değerlerinden tamamen uzaklaştığını ve partinin varlık nedenini oluşturan temel prensiplerini reddettiğini dile getirdi. "MHP’nin artık bir Türkçülük partisi olma iddiası kalmamıştır. Partinin, AK Parti’ye entegrasyonu, kendi ideolojik kimliğini kaybetmesine neden olmuştur" şeklinde konuştu.

Bozkurt, MHP’nin bugün Türkçülükle bağını koparmış bir noktada olduğunu belirterek, "MHP’nin artık Türkçülükle bir ilgisi kalmamıştır. Partinin, Devlet Bahçeli liderliğinde Türkçülükten tamamen uzaklaşması, partiyi ideolojik olarak boşluğa sürüklemiştir" dedi. Bozkurt, MHP’nin, AK Parti ile olan ittifakı nedeniyle kendi tabanındaki milliyetçi seçmenlerin de güvenini yitirdiğini ifade etti.

Bozkurt, MHP’nin tarihsel ideolojik yapısından kopmasının, partiyi AK Parti’nin politikalarına bağımlı hale getirdiğini ve bu durumun partiyi kimliksiz bir hale getirdiğini ifade etti. "MHP, AK Parti’nin gölgesinde kimliksizleşmiş bir parti haline gelmiştir. Bu durum, partinin kendi iç dinamiklerini de olumsuz etkiliyor" diyerek MHP’nin içindeki dönüşümü eleştirdi.

Türkiye’nin siyasi perspektifi

Bozkurt, Türkiye’de siyasetin gençleşmesi ve kadınların parlamentoda daha fazla yer alması gerektiğine de dikkat çekti. Ancak bu konuda AK Parti’nin samimiyetine dair şüphelerini dile getirdi: "Kadınların ve gençlerin siyasette önünü açmak lazım ama bu demek değildir ki... AK Parti'nin kadın siyasetçileri arasında gerçekten başarılı olan yok." Bozkurt, kadınların siyasette daha etkin bir rol oynaması gerektiğini savundu ancak bunun sadece bir görüntüden ibaret olmaması gerektiğini belirtti. "Kadınların siyasette yer alması önemli, ancak bu sadece göstermelik bir adım olmamalı. Gerçek anlamda bir dönüşüm olmalı’’ şeklinde konuştu.

'Türkiye, demokratik değerlerden uzaklaşıyor'

Bozkurt, Türkiye’de demokrasinin ve hukukun işleyişine dair endişelerini de dile getirerek, "Bugün Türkiye’de, demokratik normlar hızla erozyona uğruyor. Hukukun üstünlüğü ilkesine olan güven zayıflıyor’’ dedi. Bozkurt, Türkiye’deki mevcut siyasi atmosferin, demokratik değerlerin zayıfladığı bir döneme işaret ettiğini belirtti. "Türkiye, bugün demokratik değerlerden uzaklaşan bir ülke konumuna gelmiştir. Bu durum, ülkenin geleceği için büyük bir tehdit oluşturuyor" diyerek endişelerini dile getirdi.

Programın sonunda, Bozkurt, CHP’nin tüzük kurultayından sonra yeni bir program oluşturması gerektiğini ve bu programın partiyi ileriye taşıyacak bir yol haritası sunmasının elzem olduğunu vurguladı. "Tüzük kurultayından sonra CHP'de çok şey değişecek. Olay Sükrütay konuşulmaya başlanacak," diyen Bozkurt, partinin geleceği için bu sürecin kritik olduğunu belirtti. Ayrıca, Bozkurt, CHP'nin Cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecini iyi yönetmesi gerektiğini ve bunun partinin kazanma şansını artıracağını ifade etti. "CHP’nin Cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecini doğru yönetmesi, partinin geleceği için belirleyici olacak. Bu süreç, CHP’nin kaderini belirleyecek," diyerek sürecin önemine dikkat çekti. (Haber Merkezi)

Podcast Haberleri