Kısa Dalga - DEM Parti Grup Başkanvekili Koçyiğit, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında konuştu. TBMM içtüzüğünün değiştirilmesine ilişkin tartışmalara yanıt verdi.
Koçyiğit, şunları söyledi,
“AKP’nin muhalefete uyguladığı son şiddetten sonra bir tüzük değişikliği de gündeme geldi. Bu tüzük değişikliğinin masumane, milletvekillerinin söz hakkını ve muhalefet hakkını genişletmeye dönük olmadığını biliyoruz. Muhalefetin sesini kısmak, etkinliğini geriletmek, kırıntı düzeyinde kalan denetim yetkisini ortadan kaldırmak için yapıldığını iyi biliyoruz. Yani farklı seslerin Meclis kürsüsünden yükselmesine tahammülsüz olan iktidarın, şimdi de iç tüzüğü tırpanlayarak bunu daha da ileriye taşımaya çalıştığını göreceğiz.”
Denetimin olmadığı yerde çürümüşlük olur
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçilmesiyle beraber denge ve denetleme mekanizmasının ortadan kaldırılması, parlamentonun yürütme üzerindeki denetim yetkisinin kısıtlanmasıdır. Denetimin olmadığı rejimler otoriter rejimlerdir. Denetimin olmadığı rejimlerde yasa dışılık, çürümüşlük, yolsuzluk ve meşru olmayan yollar gün geçtikçe yayılır ve hakimiyet kazanır.”
Sayıştay raporlarının gereği yapılmıyor
“Her bir kurumun, yapının şu anda tam da parlamento denetiminin dışında olması nedeniyle bütün bu başlıklarda sorun yaşadığını biliyoruz. Büyük bir yolsuzluk furyası almış başını gidiyor. Bunu Sayıştay raporlarından biliyoruz. Sayıştay raporlarının ortaya koyduğu bu yolsuzluk ve usulsüzlüklere karşı hiçbir şey yapılmadığını, yargının harekete geçmediğini, Meclis’in bu raporların gereğini yapmadığını biliyoruz. Neredeyse Sayıştay raporlarının sadece kağıt üzerinde kaldığını biliyoruz. Sayıştay raporlarının kadükleştirilmesi de ayrı bir sorun başlığını oluşturuyor. Bunu da ifade etmeden geçemeyeceğiz. Burada aslında neyi görüyoruz? Meclis’in denetim görevinin dahi devre dışı bırakıldığı bir yerde tam bir vesayet rejiminin inşa edildiğini görüyoruz.”
“AKP-MHP iktidarının Meclis’i tek sesli bir koroya dönüştürmek istediğini çok iyi biliyoruz. Buradan söyleyelim: Meclis, Saray’ın bando takımı değildir.”
Burada Meclis Başkanının tutumuna özel olarak vurgu yapmak istiyorum. Meclis Başkanı normal koşullarda tarafsız ve bağımsız olmak zorundadır. Bütün milletvekillerinin, Meclis’in meclis başkanıdır. Ancak seçilmiş bir milletvekilinin parlamentoya dönmesi için yapılan oturumda, yani Can Atalay için yapılan oturumda bir AKP milletvekilinin uyguladığı şiddete karşı hiç ses çıkarmadığını, AKP grubuyla aynı tutumu sergilediğini açık ve net bir şekilde gördük. (Haber Merkezi)